İNSAN YETER Kİ DEĞİŞİM İSTESİN-2
Değerli okuyucularım, 26 Nisan 2022 tarihli yazımda, hayatta tekrarlanan sorunların temelinde insanın değişime direnmesinin yattığını anlatmıştım. O yazımın sonunda insanları, ruhu gelişmiş, ruhunu geliştirmek isteyen ve ruhunu hiç geliştirmek istemeyen olarak üç sınıfa ayırdığımı yazmış, “İşte bu, ruhunu geliştirmek istemeyen insanlara istediğiniz kadar rehberlik verin, yol gösterin; hazır değilse hiçbir şey yapamazsınız” demiştim. Yazımda ayrıca, değişimi istemenin veya değişime direnmenin eğitimle ilgisi olmadığını da örneklerle detaylandıracağımı belirtmiştim. Şimdi kaldığım yerden devam etmek istiyorum.
Aslında ruhunu geliştirmek istemeyen insanın yaptığı, olumsuzluktan kurtulmayıp kendi ışığını yakmayıp kendisine kötülük etmekten başka bir şey değil.
İnsanların düştüğü en büyük yanlış kendi konfor alanından çıkmayıp hayatında her şeyin yolunda gitmesini istemesidir.
Bunun da bir önceki yazımda bahsettiğim gibi gelen danışanlarda görüyorum. Bundan altı ay önce iki kişi bana gelip “Kendimi beğenmiyorum, olumsuz o kadar çok tarafım var ki. Kendi üzerimde çalışıp bu olumsuzlukları değiştirmek ve şu anda iş konusunda yaşadığım sorunların çözülmesi için bana yardımcı olur musun? Şifalanmak istiyorum fakat önce kendimi şifalandırmak istiyorum,” dediler. Bu insanlar kendi özüne gitmek, karanlık ve gölge yanlarından kurtulmak istiyorlar. Bilinçaltında ne varsa onu dönüştürmek istiyorlar. Yaşadıkları olumsuzlukların kendilerinden kaynaklandığının farkındalar. Bu değişimin eğitim ile ilgisi yok sadece farkındalık uyanış ile ilgilidir.
Bir örnek daha vereyim. Yıl 2013. Temmuz ayında arkadaşımla birlikte caddede yürürken mendil satan bir adam dikkatimi çekti. Hayli ürkek oturuyordu. Konuşmaya başladık.
Ben: Niye ürkek bir şekilde oturuyorsunuz?
O: Abla burada zabıtalar var onun için.
Konuşma esnasında 32 yaşında olduğunu, kalacak yeri olmadığı için parklarda yattığını, kalacak yeri olan bir işe başvurduğunu ve o işten haber beklediğini söyledi. Sigara içtiğini gördüm.
Ben: Sigara içiyorsun.
O: Can sıkıntısından abla.
Ben: Peki, o zaman sana kitap getirsem okur musun?
O: Tabii ki okurum.
Ben: O zaman canın sıkılıp sigara içmek yerine kitap okursun.
O: Tabii ki.
Onun değişmesi için nasıl bir kitap vereceğim konusunda gelen rehberliğe göre hareket ettim ve birkaç gün sonra kitabı götürdüm. Yine sohbet ettik.
Ben: Başvurduğun işe girmen için şifa çalışması yapacağım ama sen mutlaka bu kitabı oku.
O: Tamam okurum. Eğer beni burada göremezseniz bilin ki işe girmişimdir.
Bir hafta sonra iş girmiş olmalıydı ki artık orada yoktu. Tam bir sene sonra bana tekrar rehberlik geldi; o kişi yine aynı yerde, diye. Tekrar aynı yere gittim ve evet, orada oturuyordu. Hemen nedenini sordum.
Ben: Ne oldu?
O: Motosikletle su dağıtırken patronum aradı. Cep telefonundan patronumla konuştuğum esnada kaza yaptım ve motor yandı ama bana bir şey olmadı. Sonrada beni işten çıkardılar.
Ben: Peki, kitap?
O: Kitap sırt çantamın içinde ve arkamda asılıydı. O kitap beni korurdu ve sigarayı bıraktım.
Ben: Şimdi ne yapacaksın?
O: Bir çiftlik var, hayvanlara bakıcı arıyorlarmış. Oraya başvurdum, sahibinde haber bekliyorum. Onun için bana tekrar şifa gönderir misiniz?
Ben: Tamam.
Ona başka bir çalışma daha verdim. Yapacağını söyledi.
O: Eğer yine burada göremezseniz bilin ki o işe girmişimdir.
O konuşmadan sonra tekrar görmedim. O öğrenci aramadı, sadece değişime hazır olduğu için gelmesi gerekeni evren ona bir şekilde vermişti. Ama eğer bir insan değişime hazır değilse istediğiniz şekilde ayağına götürün, hiçbir şey olmuyor. Ben çok yaşadım; yapması gerekenleri söylersiniz, verirsiniz ama yine boş verir, umurunda olmaz. Bu insan o kitabı bir kenara atmamış, yanında taşımış ve o kitaptaki bilgileri sürekli açıp okuyormuş.
Diğer bir örnek ise çok iyi bir eğitim almış kişiyle ilgili. Olumsuzluklar bir türlü kendisini bırakmıyor. Biri bitmeden biri başlıyor hem sağlık konusunda hem de özel hayatında. Bu kişi kendini değiştirmek yerine yaşadığı sorunlar için başkalarını suçlu görüyor ve söylüyor. Sadece o anda yaşadığı sorunların çözülmesini istiyor. Kendindeki olumsuzluklar üzerinde çalışmak veya bilinçaltındaki yaşanmış olumsuzlukları şifalandırmak değil niyeti; o anda işinin düzelmesini istiyor, o anda sağlığına kavuşmak istiyor. Yaşadıklarının bilinçaltından kaynaklandığını söyleyince bu sefer, “Benim bilinçaltım temiz, öyle bir şey yok,” diye cevap veriyor. Burada anlıyorsunuz ki öğrenci hazır olmadığı zaman öğretmenin yapacağı hiçbir şey yok.
Değişmek istemeyen insanlara işleri çözülsün diye rehberlik yapıp yol gösteriyordum fakat baktım ki bu kişiler hem kendilerini değiştirmiyorlar hem de hayatlarında her şeyin yolunda gitmesini istiyorlar. Ben de böyle kişilere açık olarak söylüyorum, “Kendiniz değişmedikçe olumsuzlukları hep beraber yaşarsınız.” Tabii ki hoşlarına gitmiyor. Böyle değişmek istemeyen insanlara artık hazır olmadıkları için daha fazla bir şey söylemiyorum.
Değişime hazır olan öğrencilerle yol alıyorum. En büyük tecrübem bu oldu.
Herkesin bildiği söz, “Sen değiş, dünya değişsin.” Ben de diyorum ki yolların açılması için insanın kendi karanlığı ve gölgesinden kurtulması gerekiyor.
Her bir olumlu değişim, insanın yıllarca yaşadığı, kendine yük ettiği olumsuz yüklerden kurtulmasına sebep oluyor.
Güzel değişimler…