YAŞAMINIZI SEVGİYLE DOLDURUN
Yaşamının sevgiyle dolu olmasını istemeyen bir tek insan çıkacağını sanmam. O halde, bunu gerçekleştirmek için ilk çabayı bizim göstermemiz gerekir. Arzu ettiğimiz sevgiyi bize başkalarının sağlamasını beklemektense, kendimiz bir sevgi kaynağı olmalıyız. Başkalarına örnek olmak istiyorsak, önce biz kendi içimizdeki sevgi ve şefkati harekete geçirmek zorundayız.
Derler ki: “İki nokta arasındaki en kısa mesafe, niyettir.” Sevgi dolu bir yaşama kavuşmak için bu deyiş son derece doğrudur. Sevgi dolu bir yaşamın başlangıç noktası, ya da, temeli önce bir sevgi kaynağı olma arzusu ve kararlılığıdır. Takındığımız tavır, yaptığımız seçimler ve iyiliklerle, önce sevgi elini uzatma istekliliği bizi bu hedefe taşıyacaktır.
Eğer bir daha kendi yaşamınızdaki veya dünyadaki sevgi eksikliği sizi üzecek olursa, şöyle bir deney yapın. Birkaç dakikalığına dünyayı ve başka insanları aklınızdan çıkarın ve sadece kendi yüreğinize bakın. Daha büyük bir sevgi kaynağı haline gelebilir misiniz? Kendinize ve başkalarına yönelik sevgi dolu düşünceler üretebilir misiniz? Sonra bu sevgi dolu düşünceleri dış dünyanıza açabilir, hatta sizce bu sevgiyi hak etmeyenlere bile iletebilir misiniz?
Yüreğinizi daha büyük bir sevgi barındıracak kadar açarsanız ve önceliğiniz sevgi toplamak değil de, kendinizi sevgi kaynağı yapmak olursa, arzu ettiğiniz sevgiyi alma yolunda büyük bir adım atmış olursunuz. Ayrıca, gerçekten çok önemli bir şey fark edeceksiniz: Ne kadar çok sevgi gösterirseniz, o kadar çok sevgi görürsünüz. Sevecen bir insan olmak sizin elinizdeyken, sevilen bir insan olmak sizin kontrolünüzde değildir. O halde, sevgi göstermeye ağırlık verirseniz, yaşamınızın fazlasıyla sevgi dolduğunu göreceksiniz. Çok geçmeden de dünyanın en büyük sırlarından birini keşfedersiniz: Sevginin ödülü kendisidir.
Dr.Richard Carlson (Ufak Şeyleri Dert Etmeyin)
Dr.Richard Carlson (Ufak Şeyleri Dert Etmeyin)
Sevgi yalnızca bir başına sevmekten ibaret değildir. Hoşgörü, sabır, irade, iyilik, hizmet gibi sayısız değeri içerir. Aslında sevgi yaşamdaki tüm değerlerin toplamıdır. Sevgi duyduğumuz her varlığa karşı aslında bu değerleri de yaşadığımızı fark edebiliriz. Evimize bir kedi ya da köpek aldığımızda onun bakımını tüm zorluklarına karşı üstümüze alma iradesini gösteririz. Onun yaptığı yaramazlıklara karşı hoşgörülü olur, hatta saldırganlık gösterdiğinde canımızı acıttığında öfkelenmez, sabrederiz. Yemesi, tuvalet ihtiyacı için gezdirmek ya da kumunu temizlemek, düzenli veterinere götürmek vs… Bunların tümü bize sevginin içindeki hizmeti deneyimletir. Üstelik koşulsuz, hiç bir karşılık beklemeden. Bu koşulsuz sevgiyi insanlara da verebiliyor muyuz? Bir kediye ve köpeğe gösterdiğimiz hoşgörüyü bir insana ne kadar gösterebiliyoruz? Hayvanlarda bir gün dile gelip, bizde beğenmedikleri davranışları mesela sen çok kibirlisin, bencilsin veya çok kıskançsın vb. söylemiş olsalar biz gene hayvanlara hoşgörü olarak ve koşulsuz sever miyiz? Bunun için kendimize dürüst olmalıyız.
İşte en basit örnekte bile görüyoruz ki, sevgi bir başına sevgi değildir. Eğer onu oluşturan unsurlar yoksa yaşadığımız duygu sevgi değildir, egonun bir oyunudur. Sevgi içinde eyleme geçmiş pek çok değeri barındırır. Saf bir biçimde sevebilmek, egomuzun hırslarımızın sevgimizi gölgelemesinden kaçınmak onun içindeki yüce değerlerin ortaya çıkmasını sağlayacaktır. Sevgi o zaman ilahi bir güç olarak yeryüzünde tezahür edecektir.
Sevginin analizi, matematiği ve sağlaması yoktur. Çıkarıp, bölüp parçalara ayırsak ta anlaşılmaz, anlaşılmaz. Onun sırrı ve hikmeti kalpte tecelli eder ve yaşanarak anlaşılır. Şayet sırf dünyasal yaşam için değil, sevgi içinde yaşarsak ancak sevginin sırlarında vakıf olur, ilahi ve evrensel olan yüksek enerjisinin katmanlarında erir, sevgi insanı olarak doğarız.
Yolumuz hep sevgiden geçsin…
Her şey gönlünüzce olsun!
Sevgi ve ışıkla kalın!..
Nurgül AYABAKAN
nurgul.ayabakan@gmail.com