KENDİNİZİ SEVMENİN YANINDA BAŞKALARINI DA TAKDİR EDEBİLİYOR MUSUNUZ?
Başkalarını başarılarını takdir ediyor musunuz? Yoksa başarı olduğunu düşündüğünüz bir olayın başrol oyuncusunu, özellikle de eleştirmek, yermek için çeşitli bahaneler mi buluyorsunuz?
Birinciyi başardığınız anda kendinizi takdir etmeyi ve kendinize saygı duymayı da başarmış olursunuz. Bu da size bolluğun, bereketin, sağlıklı düşünmenin ve ışıklı bir hayatın kapılarını açtıran anahtarlardan biridir. Bir başkasının başarısını gönülden takdir etmek, hatta daha iyi olmasını da dilemek bizi yüceltir.
Eğer kişi karşısındakini takdir etmekte zorlanıyorsa bu kıskançlık duygusu olabilir. Kıskançlık aslında korkudur bu korkunun altında birçok faktörler vardır. Aslında kendine zarar verir her konuda maddi ve manevi olarak bolluk bereketini kapatır.
Kıskanmamak, hatta aksine gönülden takdir edebilmek kendinizi gerçekten sevmenizle, kendinizle barışık ve dolayısıyla da kendinize öz-güveninizle alakalıdır. Kendini gerçekten sevebilmek olumsuz düşünce kalıplarını bırakmaktan geçer. Kendinizi gerçekten sevdiğinizde çevrenizde hep sevilesi varlıklar oluşacaktır. Eğer kendinize güvenmiyorsanız, kendinizi gerçekten sevmiyorsanız, kendinize olan saygınızı da kaybedersiniz. Kıskançlık bağımlılığı olan kimse, her özendiği şeye sahip olmayı ister ama sahip olamayacağına inandığı için de sahip olamama deneyimini sürekli kendine yaşatır. Kendine sürekli acı çektirir ve çektiği acıyı diğerine de çektirmeye çalışır. Eğer çok hırslıysa ve hatta bu yüzden gözü kararmışsa, o zaman arzularını elde etmek için çevresindekileri kolayca tüketip, hunharca yok edebilir; ama bu davranış ve saygısız yaşam biçimiyle, kendine olan saygısını yitireceği gibi bu durum onun mutluluğuna, sağlığına ve iyi ilişkiler kurmasına engel olacaktır.
Postmodern dünyanın satış yapmak için en çok kullandığı alet kıskançlık duygusu… Kimilerine göre eğer insanlarda kıskançlık duygusu olmasaydı yaratıcılıkları da gelişemezmiş. Bana göre kıskançlık ve haset etmek, bu ikisi oldukça yıkıcı duygular; insanların bu yüzden yıkıcı şeyler yaptıklarına şahit oldum. Hedef aldıkları kişiyi suçlamak için akıl almaz yalanlar söylediklerine, kendileri olmayan başka karakterleri oynamaya, en kötüsü de kıskandıkları kimseye zarar vermeye çalıştıklarını dahi gözlemledim.
Çevrenizdeki birinin başarısını görüp dirseklemeye, engel olmaya çalışmak hayatınıza başarıyı çekmez. Bu, sadece sizin kendinize olan özgüvensizliğinizin yansımasıdır. Çalışma hayatında belki böyle yıkıcı deneyimler yaşanılıyor, belki bu yolla banka hesaplarındaki rakamların haneleri giderek büyüyor ama beraberinde sağlıklı ve aydınlık hayatlar getiremiyor. Bu sadece ağır bir açlık korkusunun çevreye aç gözlülükle saldırmasıdır ve sonuçta kimse gerçekten mutlu olamaz. Olamaz çünkü insanın olabilmenin tek yolu gerçek sevgiyi deneyimlemektir; korku olan yerde sevgi barınamaz.
Eğer kendinizi sevemiyorsanız kendinizi beğendirebilmek için birçok yol deneyebilir, içinizde sinsi bir canavar besleyebilir, bunun için bir yığın şeyi satın alarak istediğinizi elde etmeye çalışabilirsiniz; ama beğenilme isteği sadece sevgi duygusundan gelen minik bir kıvılcımdır ve bir anda kaybolup gider. Siz yine kendi dünyanıza geri dönüp kendinizi eleştirmeye devam edersiniz. Kendinizi gerçekten sevip, olduğunuz gibi kucakladığınızda zaten siz bir çaba sarf etmeden, bu konuya dikkat bile etmeden sevilecek ve beğenileceksiniz; sevgi dolu, şefkatli ilişkileri kendinize çekebilirsiniz.
Bir başkasının yarattığı daha önce görmediğiniz bir tatlı hoşluğu kendi hayatınıza geçirme isteği ise özenmek demekse, özenmek yaratıcılığı destekleyen bir duygudur, size ve yolunuza ışık tutan bir güzelliği paylaşmaktır. Aynı şekilde siz kendiniz de bir güzellik yaratamış ve yeryüzüne koymuş olabilirsiniz; bunu paylaşmaktan çekinmeyin. Eğer yarattığınız ve özel olduğunuz bir şeyi paylaşmaya çekinirseniz, bu da korkudur; bir daha asla böyle bir şeye sahip olmayacağınızı zannetmektir ve o şeyin sizden alınma korkusudur. Aksine paylaşmak hayatınızı ve sizi her alanda zenginleştirir.
Siz kendinizi gerçekten sevdiğinizde zaten bütünlük duygusu kendiliğinden gelir; her ne yapıyorsanız bu sizi tatmin eder. Attığınız her adımda yüreğinize sevinç kıvılcımı düşer. Bizler bu hayatı, engin yaratıcılığımızla yarattığımız maceralarla deneyimlemekte özgürüz. Hayatımızı yaratırken ne kadar çok zihinsel engelden özgürleşirsek, o kadar evrensel zekanın yüce bilgeliğiyle sürekli bağlantıda olduğumuzun farkındalığında kendimize zengin bir hayat yaratırız. Kıskançlık da buna en çok engel olan zihinsel engeldir.
Kendini gerçekten seven ve kendi ile barışık olan insanlar başkalarının başarılarını takdir ederler. Çevrenizdeki insanların başarılarını canı gönülden takdir edin. Eğer çevrenizde sizden daha başarılı olduğunu düşündüğünüz insanlar görüyorsanız, onlar sizin bu konuda çalışma yapmanız, iyileşmeniz, büyümeniz ve olgunlaşmanız adına hayatınıza ışık tutmak için gelmişlerdir.
Kendi başarınız için olduğu kadar, başkalarının başarıları için de heves duyun.
ALINTI
Her şey gönlünüzce olsun!
Sevgi ve ışıkla kalın!..
Nurgül AYABAKAN
nurgul.ayabakan@gmail.com