“TÜM İYİ DUYGULAR SEVGİDEN GELİR! TÜM OLUMSUZ DUYGULARIN SEBEBİ SEVGİSİZLİKTİR”


“Bir düşüncenin şekillenmesi için duygulara başvurulmalıdır.” Charles Haanel
Hayattaki diğer her şey gibi duygularımızda da ya olumlu ya olumsuzdur; iyi ve kötü duygularımız vardır. Tüm iyi duygular sevgiden gelir! Tüm olumsuz duyguların sebebi sevgisizliktir. Kendimizi iyi hissettiğimizde, sevinçli anlarda daha çok sevgi veririz.

 
Ne kadar kötü hissederseniz, o kadar olumsuzluk veririz. Daha çok olumsuzluk verdikçe, hayattan daha çok olumsuzluk almaya başlarız. Negatif duyguların içinde sevgi barınmaz. 
 
Pozitif duygu = Sevgi (minnet, mutluluk, heyecan, coşku, umut, tatmin, neşe, iyilik, güzellik vb)
 
Negatif duygu = Korku (öfke, endişe, bencil, kıskançlık, nefret, hayal kırıklığı, suç, kaygı,  kızgınlık, intikam, kibir vb.)
 
Aslında bu negatif duygularımıza baktığımızda görüyoruz ki hepsinin altında korkularımız yatıyor. Bu korkularımızı şöyle listeleyebiliriz; Ölüm korkusu, hastalanma korkusu, yaşlanmak korkusu,  başarısız olma korkusu, yalnız kalma korkusu, düşme korkusu, kaybetme korkusu, değersizlik korkusu, yetersizlik korkusu, parasız kalma korkusu, gelecek korkusu, kıtlık korkusu vb. Tabii ki bunları çoğaltmak mümkün…
 
Ne kadar iyi hissedersek, hayat o kadar güzelleşir ve kolaylaşır. Ne kadar kötü hissedersek de, hayat o kadar kötüleşir, ta ki duygularımızı değiştirene dek…
Aynı anda hem iyi hissedip hem olumsuz düşünemezsiniz! Aynı şekilde, kötü hissedip olumlu düşünmek de imkansızdır. İyi hissettiğinizde başka hiçbir konuda endişelenmenize gerek kalmaz; çünkü düşünceleriniz, kelimeleriniz ve hareketleriniz iyi olacaktır. Sadece iyi hissederek sevgi verirsiniz.
 
Olumlu duygular gerçekten iyi hissettiğiniz anlamına gelir. Düşünün, neşeli olduğunuzda  neşe verirsiniz ve gittiğiniz yerlerde eğlenceli insanlarla karşılaşırsınız. Sinirliyken sadece öfke saçarsınız ve gittiğiniz her yerde sinir bozucu durumlarla ve sinir bozucu insanlarla karşılaşırsınız. Her iyi duygu sizi sevginin gücüyle birleştirir; çünkü sevgi tüm iyi duyguların kaynağıdır. Coşku, neşe, mutluluk hisleri sevgiden gelir.
 
Unutmayın, duygularınız verdiklerinizin aynasıdır! Hayatınızdaki temel konuları ağırlıklı olarak iyi duygularla mı, yoksa kötü duygularla mı yönettiğinizi hemen anlayabilirsiniz. Sağlık, para, iş ve ilişkiler gibi konulardaki duygularınız her bir konuda sizin verdiklerinizin yansımasıdır.
 
Örneğin parayı düşündüğünüzdeki duygularınız parayla ilgili ne verdiğinizi yansıtır. Eğer parayı düşünürken yeterince paranız olmadığı için kendinizi kötü hissediyorsanız, parasızlıkla ilgili olumsuz durum ve tecrübelerle karşılaşırsınız. Çünkü olumsuz bir duygu veriyorsunuz. Aslında para ile olumsuz bir duygu hissettiğinizde, onun altında yatan sadece korkunuz; sevginin yerine korku geçiyor.
 
Aynı şekilde bu durum ilişkiler konusunda da geçerli. Kişi, karşı tarafa olumsuz duygu beslediğinde, kişinin aslında kendisine karşı olumsuz duygusu var ve korkusundan dolayı bu olumsuzluğu yansıtıyor demek oluyor. (Kaybetme korkusu, yalnızlık korkusu, değersizlik korkusu, yetersizlik korkusu gibi) 
 
Aslında her şey nasıl hissettiğinize bağlı… Hayatınızda aldığınız her karar nasıl hissettiğinize dayanır. Hayatınızda istediğiniz her şeyi onu sevdiğiniz için ve size iyi hissettireceği için istersiniz. Hayatınızda istemedikleriniz size kendinizi kötü hissettirenlerdir. Sağlık isterseniz, çünkü sağlıklı olmak iyi hissettirir ve hasta olmak kötü hissettirir. Para istersiniz; çünkü sevdiğiniz şeyleri satın almak ve yapmak iyi hissettirir ve bunu yapamadığınızda kötü hissedersiniz. Mutlu ilişkiler isterseniz çünkü size kendinizi iyi hissettirirler ve zor ilişkiler kötü hissettirir. Peki, bunları isterken duygularınıza bakıyor musunuz? Hangi duygular (olumlu, olumsuz) kendime, etrafa ve evrene veriyorum? Tabii ki bunlara kavuşmak için iyi duygular aracılığıyla sevgi vermek. 
 
Sevgi, hayatın en üstün yönetici gücüdür, size iyi duygular verir. İyi duygularınız sevginin gücünü kullanır; yani hayattaki tüm iyi şeylere ulaşmanızı sağlayan gücü… Eğer hayatınızı “Daha iyi bir evim olursa mutlu olurum, daha iyi bir iş işim olursa ya da terfi edersem mutlu olurum, daha çok para olursa mutlu olurum, seyahat edebilirsem mutlu olurum” diye geçiriyorsanız, bu düşünceler sevginin işleyiş tarzına karşı gelir. Sevdiklerinizi almak için önce mutlu olup sevgi vermelisiniz! Yukarıda belirttiğim gibi, negatif duyguların ve korkuların egemenliğindeki bir atmosferde elde edilenler maalesef geçicidir. Hayatta ne almak istiyorsanız önce vermelisiniz! 
 
Evren de sevgi enerjisinden, frekansı daha yüksek bir enerji yoktur. Bu da ulaşım hızının ne kadar hızlı ve güçlü olduğunu anlatır. Bu yüzden sevgiyle düşünülen bir şeyi yaratmak, olumsuzluklarla düşünülerek yaratılanlardan daha hızlı oluşum sağlar ve hayatımıza anında yansır.

Her şey gönlünüzce olsun!
Sevgi ve ışıkla kalın!..
Nurgül AYABAKAN
nurgul.ayabakan@gmail.com

HAYATA GÖNÜL GÖZÜ İLE BAKMAK

 


Mevlana’nın şu güzel ifadesine kulak verelim: “Güzel bakan güzel görür, güzel gören hayatından lezzet alır”.

Güzel bakan güzel görür derler
Kötü bakan kötü..
Her şeyde bir güzellik var iken kötülükte gizlidir zira..
Bazen olumsuz bakan olumsuz görür olumlu bakan olumlu görür..
Nefretle bakan nefret edecek bir şeyler bulur elbet.
Ama sevgiyle bakan ufak nedenleri bile sever
Hayatın bize sunmuş olduğu pencerelerin hangisini kullanırsın..


Gözlerin iç dünyamızın dışa açılan pencereleri olduğu gerçeğin bir payı vardır mutlaka.

İnsan bakar da baktığını göremeyebilir. Çünkü bakmak ve görmek birbirinden ayrı şeylerdir. Bakmak, göz organının yüzeysel bir işidir. Görmek ise aklın, mantığın, kalbin, gönlün, ruhun, birlikte bakmasıyla karar vermesi ile olur. Bakmak her zaman yetmeyebilir, görmeyi de bilmek işin aslı.

Şöyle bir hikâyeyi da hatırlatmakta fayda var:

Doğuştan görme engelli olan bir adam gece karanlığında ezbere bildiği bir yoldan ilerlerken  yolunu aydınlatmak için elinde bir fenerle yürüyor. Karşıdan gelen ve kendisini tanıyan bir şahısla karşı karşıya geliyor. Bu şahıs kendisine,” Kör adam sen zaten görmüyorsun ki, o fener ne işine yarayacak” diyor. Görme engelli adamın cevabı ise şöyle oluyor: “Feneri kendim için değil, senin gibiler için taşıyorum ki ben onları görmesem de onlar beni görsün ki çarpılmamış olalım. Benim gözüm kör ama senin kalbin körmüş. Asıl kör olan ben değil de sensin”.

 

“Gönül gözü görmeyen, can gözü neylesin” sözün ne kadar doğru olduğu bir gerçektir.

Her şeye olumsuz bakmak doğru değil, insanı çıkmaza sokar. Yarı dolu bardağa bakarken boş bölümünü değil, dolu tarafını görmektir önemli olan. Bardağın boş tarafını bakanlar her zaman eksiği arayanlardır, bu da mutsuzluk getirir, hiç bir faydası da olmaz. Yaşadığımız durumlarda  bardağın dolu tarafını baktığımız zaman iyimser ve pozitif düşünen insanlar oluruz, bu da bize fayda getirir.

Konulara olumlu yaklaşmak, eksileri değil, artıları görmek, pozitif olmak doğru bir yaklaşımdır. Hayatta farklı durumlarla karşılaşıyoruz. Hep eksi yanlara bakarken, noksanlıkları bulmaya çalışırken,  olumsuz etkileşim yerine, olumlu yanlara bakarak mutlu ve iyimser olmaya çalışılmalı. Hele gönül gözüyle baktığımızda ufkumuz açılır, dünyamız genişler, değerler gözümüz önünde önemini kaybetmez, her şey gerçek yönüyle görünür.
Gönül gözü açık olanların içi sevgi doludur, şefkatli ve merhametlidir, zihni, ruhu, yolu aydınlıktır. Kavgası, gürültüsü, çekişmesi yoktur. İntikam, bencilliği, kin, nefret, kıskançlık ve sinsi duyguları yoktur. Ana kuralları, bağışlamak, barışmak, yakınlaşmak, dost olmak, sevmek, saymaktır.
Gönül gözüyle bakmak, hayatın tadına varmak demektir. Aslında gönül gözü, insanlardaki arınmışlığın, saflığın, gerçekte sevmenin, hoşgörünün göstergesidir. Gönül gözüyle bakmayı bilen insan, baktığında ve okuduğunda asıl gayeyi görür ve anlar.

Görmekle bakmak arasında kurulan o ince bağ yaşamı algılamamızı sağlayan, bunun yanı sıra bizi gördüklerimizin ötesine geçirerek huzur bulmamıza, mutlu olmamıza ya da üzülmemize sebep olandır.

Gündelik hayatta göz göze geldiğiniz insanları düşünün. Göz teması sözsüz bir iletişim vasıtasıdır. Bir kişiyi dinlerken gözlerine bakmak bir saygının ifadesidir. Göz bakışlarından sevinci ve üzüntüyü, korkuyu ve cesareti fark etmek önemlidir. Bazen dil susar gözler konuşur. Çoğu kez insan, sözlerinin yetersiz olduğunu fark eder ve gözleriyle anlatmaya çalışır derdini, sevincini…

Göz hiç konuşur mu? Siz ne dersiniz? Siz hiç gözlerinizle bir şey anlatmadınız mı? Gözlerinizle konuşmadınız mı? Sözleriniz yetersiz kaldığında bakışlarınızla derdinizi ifade etmediniz mi? Sevginizi, saygınızı, acınızı, sevincinizi gözlerinizle ifade etmediniz mi?
Kültürümüzdeki  şu deyimleri bir hatırlayalım: “gözler ile konuşmak”,” Sen sus gözlerin konuşsun”, “Gözler yalan söylemez.”, “Gözler kalbin aynasıdır”.

“Göz” insan ruhunun sır kapısıdır. Çoğu kez karşınızdakinin konuşması pek inandırıcı olmadığında, “Gözlerimin içine bakarak konuş” demiyor muyuz?

Sevincin, neşenin, mutluluğun var olduğunu, hırsı, kini, öfkeyi, intikamı da gözlerden anlamıyor muyuz ?

Şu gerçeği de hiç unutmamalı insan. Her şeyi gören göz kendini göremez. Marifet kendini görmektir.

Etrafımıza gönül gözüyle bakmak, dış görünüşte takılıp kalmamak ki dıştaki çirkinlikler yürekleri sarmasın, mani olmasın içteki güzellikleri görmeye.

Gönül gözüyle etrafa bir bakın, dıştaki güzellikler içteki çirkinlikleri gizlemisin ki o çirkinlikler ağızdan dökülürken kırıp incitmesin.

Gönül gözüyle bakın, bakın ki kendi ruhunuzu, yüreğinizi koruyup huzur içinde sarıp sarmalayın her yeni doğan günü.

“Dünya gözü ile bakan, yüzü; gönül gözü ile bakan özü görür” diyen Mevlana, gönül insanlarının derdi özü görmek olduğunu vurgular, çünkü özde hakikat var.

Gönlün bir ayna olduğunu ifade eden Mevlana, gönülde var olan duygu ve düşüncenin sahibinin yüzüne yansıdığını söyler. Yani yüz, anlayan için gönlün aynasıdır, gönülde olanı dışarı yansıtır. “Gönül, bakanın kendini gördüğü bir aynadır”.

Bir beytinde de; “Gözlerimiz, bakışlarımız gönülle uymuştur. Gönül isterse  göz zehire bakar. Yılana bakar; gönül isterse ibret alacağı, ders alacağı şeye bakar.”

Pencerenizden baktığınız zaman her zaman güzellikleri görmenizi ve her şey gönlünüzce olsun!

 

Mevlana Bilgeliği Kitabı
 
Her şey gönlünüzce olsun!
Sevgi ve ışıkla kalın!..
Nurgül AYABAKAN
nurgul.ayabakan@gmail.com 

GÜNÜN MESAJI

 
 
Her iyi düşünceniz, her iyi sözünüz, hissettiğiniz her iyi duygu ve her iyi davranışınız varlığınızın frekansını yükseltir. Siz frekansınızı yükseltmeye başlayınca yeni bir hayat ve yeni bir dünya kendini size gösterecek. Yayacağınız pozitif enerji, dünya gezegeni üzerinde yaşayan her bir canlıya ulaşacak.
Kendinizi yükselteceksiniz ve kendinizi yükselttikçe bütün dünyayı yükselteceksiniz.
Her şey gönlünüzce olsun!
Sevgi ve ışıkla kalın!..
Nurgül AYABAKAN
nurgul.ayabakan@gmail.com