KİMLER TARAFINDAN KULLANILDINIZ VEYA KİMLERİ KULLANDINIZ?
Sevgili okuyucularım, insan hayatta bazen kendi başına aşamayacağı durumlarla karşılaşır ve başkalarının yardımına ihtiyaç duyar. Bu ihtiyaç maddi de olabilir manevi de. Bazen borç para olur, bazen ödünç bir eşya bazen de sadece sırtınızı sıvazlayan bir el, derdinize ortak olan bir yürek… Bu çok normaldir ve insan olmanın bir gereği olarak herkes elinden geldiğince gücü ve olanakları ölçüsünde birbirine yardım eder, etmelidir de. Fakat bunun, yardımı yapanı sömürüye dönüşmemesi de önemlidir.
Yardım istemekle kullanmak arasında ince bir çizgi vardır ve onu belirleyen de yardım talebinin alışkanlık hâline gelip gelmediğidir. Birçoğunuz hayatınızın belli bölümlerinde başka insanlar tarafından kullandığınızı fark etmiş olabilirsiniz. Kim bilir, belki kullandığınızı da. Şimdi kendi içinize dönüp bakın. Başkaları sizden nasıl yardım istemiş, bunu alışkanlık hâline mi getirmiş veya siz kimden ne yardım istemişsiniz ve bunu hangi sıklıkta yapmışsınız? Bu sorulara vereceğiniz yanıtlar kimlerin sizi kullandığını veya sizin de başkalarını kullanıp kullanmadığınızı gösterecektir.
İnsan kendini kullanılmış hissettiğinde artık yardım taleplerine daha farklı bakıyor. Bir de gerçekten yardım isteyen insanlarla sizi kullanmak isteyenleri ayırt ediyorsunuz. Bazı insanlar, karşı tarafın vicdanlı ve merhametli olduğunu, özellikle hiç kimseye hiçbir şey için “hayır” diyemediğini fark ettiklerinde bundan faydalanmak ve kendi menfaatleri için kullanmak ister. Her yazımda olduğu gibi yine örneklerle açıklamaya çalışacağım.
Mutfakta kullanacağı yumurta, patates, domates vb. bir ürüne acil ihtiyacı olan bir komşunuz gelip sizden istediğinde, elinizde varsa beklentisiz olarak verirsiniz. Ama bunu sürekli hâle getiriyorsa “Nasıl olsa hep veriyor, hiç yok demiyor,” düşüncesiyle haftanın dört günü kapınızı çalıp bir şeyler istiyorsa menfaati için sizi kullanmış oluyor. Benzer şekilde yalnızca ihtiyacı olduğu zaman gelip, konuşup muhabbet ediyor ve sonra size herhangi bir şekilde uğramıyor, hâl hatır sormuyorsa yine sizi kullanmış oluyor.
Diyelim ki sivil kuruluşlara maddi yardımlar yapıyorsunuz ya da gönüllü olup çalışarak manevi yardım yapıyorsunuz. İmkânlarınızı görüp sizden talep ettiklerinde de yapabileceğiniz yardımı yaparsanız. Ama “Bu kişi ne istersek veriyor” diyerek arayıp sürekli yardım talebinde bulunduklarında artık o yardım, yardımlıktan çıkar. Kendinizi kullanılmış hissedersiniz.
Bazen de bazı insanlara yardım edersiniz fakat ihtiyacı görüldükten sonra sizi bir daha aramaz, sormaz. Bunu en çok birebir ilişkilerde yaşarız. Kendi yaşadığım bir örnekten bahsedeyim. Ama hemen söyleyeyim, benden yardım isteyen ve beni kullanan insanları tabii ki fark ediyorum. Uzun süredir görüşmediğim ve bir konuda yardıma ihtiyacı olan biri, benden yardım istediği o süreçte “Seni çok seviyorum, sen arkadaşımsın,” dediğinde, ‘gerçekten benim tercih ettiğim arkadaş davranışlarını sergiliyor mu?’ diye aramızdaki bağı yeniden gözden geçirdim. Hayır, sergilemiyordu. Çünkü yalnızca kendi ihtiyacı olduğu zaman telefonla arayıp ya da mesaj yazıp usulen bir “Nasılsın?” dedikten sonra kendi sorunlarını anlatıyor ve ardından yardım istiyor, benden yardım aldıktan sonra da yine ortadan kayboluyordu. Üstelik kendisine bu durumu söylediğimde “Haksızlık yapıyorsun, ben soruyorum,” diyordu.
Sonra ben bu konuda kendimle yüzleştim, önce ‘kendi hatam var mı?’ diye sorguladım. Aramızdaki mesajlaşmalara yeniden baktım. Bir gün olsun sadece hâlimi hatırımı sormak için yazmamış. Oysa arkadaşlıklarda hâl hatır sormak vardır. İnsan birine “arkadaşım” diyorsa ihtiyacı olduğunda ya da bir şey istemek için değil yalnızca sesini duymak için bile arar. Maalesef bunları o kişide göremedim. Bu sefer kendisini kendi davranışıyla yüzleştirdim.
Bir ay boyunca beni arayıp sormuyor, bir ayın sonunda işi düştüğü için arıyor ve bu davranış biçimini tekrarlıyorsa bu arkadaşlık değil kullanmak olur. Aslında dürüst olup “Evet, seni sadece yardım için arıyorum ya da mesaj yazıyorum,” dese yine sorun olmaz çünkü o benim tercihim olur. Kendimi kullanılmış gibi hissedersem; o duyguyu yaşarsam zaten sınırımı çizerim. Ama yardım yapmak istiyorsam yine yaparım. Dürüstçe en baştan açık açık söylese her zaman başımın üstünde yeri olur. Yeter ki dürüst olsun.
Yukarıda yazdığım gibi eğer gerçekten çok vicdanlı, merhametliyseniz, karşı tarafa “önce sen” diyorsanız, “ben” diyemiyorsanız, her zaman kullanılmaya açık olursunuz.
Örneklere devam edelim. İş yerinde çalışıyorsunuz, bir arkadaşınız her izne çıktığında yerine bakıyorsunuz ya da ne zaman iş konusunda yardım istese hemen koşuyorsunuz, “hayır” demiyorsunuz. Bir ki seferden sonra “Nasılsa bu iyi niyetli, ne zaman istesem yerime bakar ya da yardım eder,” diyerek suistimale başlıyor, işten erken çıkıyor ya da bir şey bahane edip işe gelmiyor. Tam tersi bunu yapan siz de olabilirsiniz. İşte bu durum arkadaşından destek almak değil onu kullanmak oluyor. Patronunuz size kolaylıkla izin veriyor diye bunu kullanıp sürekli bir şey bahane ederek işe gitmemeyi alışkanlık hâline getirdiğinizde bu kez patronun iyi niyetini kullanmış oluyorsunuz.
Bazen de zor koşulda olan bir insana yardım ediyorsunuz, o insanı bir iki yemeğe götürüyorsunuz fakat sonra o insan “Nasıl olsa beni götürüyor,” diyerek sürekli sizden yemeğe götürmenizi istiyorsa bu da kullanmak oluyor. Aynı şekilde birine giyecek veriyorsunuz, bir hafta geçmeden tekrar istiyor; veriyorsunuz yine 1 hafta geçmeden istiyor. Bu artık ihtiyaç değil kullanmak oluyor. Borç para istiyorlar, o anda siz yardım olarak veriyorsunuz fakat sonra arkası kesilmiyor.
İşte birini kullanmakla ondan yardım almak arasındaki fark da bu. Kullanmak, sürekli istemek ve fazlasını karşılamaktır. Yardım ise o anlık ihtiyacını karşılamaktır. Fazlasını değil.
Bir iki arkadaş ile yaşadığım olayı da anlatayım. Başka arkadaşları için benden şifa, enerji, rehberlik istediklerinde veriyorum. Ama sonra arkası kesilmiyor, “Şuna da gönder, buna da gönder,” demeye başlıyorlar. Üstelik yalnızca ihtiyaçları olduğunda ortaya çıkıyorlar.
Bir de şifa, enerji, rehberlik çalışmasını benden isteyip “Şu kişi de iyi, bu da yapıyor,” diye başkalarını övüyorlar. Bu durumda ben de tabii ki “Neden onlardan istemiyorsunuz bu yardımı da ihtiyacınız olduğunda sürekli benden istiyorsunuz?” diye sorarım çünkü aslında bu kullanmak oluyor. Size bir kere değer verip hatırınızı sormadan sadece kendi ihtiyaçları için yardım isteyen ve bu ihtiyaçları hiçbir şekilde bitmeyen insanlar her daim kullanırlar.
Bazı insanlar sizi çözdüğü zaman elinin altında tutarlar o anda neye ihtiyaçları varsa sizden isterler. Fakat bunu size şirin görünerek yaparlar.
Bir arkadaşınız seyahate gittiğinde bir, iki ve üç kereliğine o yere ait çok özel bir şeyini isteyebilirsiniz fakat her gittiği yerden istemeniz o kişiyi iyi niyetini kullanmak oluyor.
Yurtdışında yaşayan bir arkadaşınız size güvendiği için Türkiye’deki evinin anahtarını teslim ederek yardım talep eder. Evine bakmanızı, bir şey olduğunda haber vermenizi tamir işlerinde evine gitmenizi ister. Zor durumda kalmasın diye iyi niyetli olarak yardımcı olmayı kabul edersiniz. O dönemde sizinle irtibatı sürdürür, arkadaşlık yapar. Fakat artık o ev ile ilgisi kalmadığında sizi aramaz, sormaz, sizinle irtibatı keser. Bu durumda kendinizi kullanılmış hissedersiniz.
Arkadaşınız olduğu için sizden ücret almadan muayene eden doktora para almıyor diye sürekli gidip hiçbir ücret ödemeseniz bu onu kendi menfaatleriniz doğrultusunda kullanmak olur.
Aynı şekilde bir arkadaşınız, tanıdığınız, yazlığı var ve sizi çağırdı. Bir kez gidersiniz. Maddi imkânlarınız olduğu hâlde otele para vermemek için sürekli o yazlığa giderseniz o arkadaşınızı sadece yazlık gitmek için aradığınızda işte menfaatiniz için kullanmış olursunuz.
Tersi bir durum da olabilir. Siz birinin yaptığı bir işten belirli özelliklerinden faydalanmak için onu sürekli evinize çağırıyorsanız bu da kullanmak olur. Örneğin misafir geldiğinde komşunuzu yardıma çağırıyorsunuz. Komşunuz, istediğiniz zaman yardıma gelebileceğini söyledikten sonra her misafirde iş için çağırırsanız, onu kullanmış olursunuz.
Tabii ki yaşadığımız sürece birbirimize ve yardımlaşmaya ihtiyacımız var. Ama yardım isterken en baştan dürüst olmak, yardımın ne niyetle istendiğini açıkça belirtmek çok önemlidir. Bazen dürüst olmayana da insanlık gereği yardım ediyor insan. Ama şu farkındalık oluyor: Kullanan ile kullanmayanı ayırt ediyorsunuz. Sınırınızı çiziyorsunuz.
Her şey gönlünüzce olsun!
Sevgi ve ışıkla kalın!..
Nurgül AYABAKAN
nurgul.ayabakan@gmail.cm