“Yaşam gülmeyi, sevgi hak etmeyi, vefa unutmamayı, dostluk sadık kalmayı bilenler içindir” der Hz. Mevlana.
“Üstad’ın talebelerine, arkadaşlarına ve yakınlarına nasıl bir vefa gösterdiği malûm. Üstad sadece insanlara karşı değil, bunun ötesinde eşyalarına karşı da fevkalâde hassas ve duyarlıdır. Üstad’ın bu duyarlılığı vefa mesabesindedir.
Bir gün çay kaşığı kırılmış, tamir edilememişti. Yeni bir çay kaşığı alan talebesine “Kardeşim, sen biliyor musun? O kaşık benim kırk yıllık arkadaşımdı. Ben kaşığımı isterim, tamir ettir, getir” diyerek çay kaşığını hemen tamir ettir.
Bir başka günde tahta olan yemek kaşığı kırılır, işe yaramayacağı düşünülerek çöpe atılır. Üstad bunu öğrenince kaşığı çöpe atan talebesine kızarak “Bunu nasıl yaptın? Beni otuz yıllık arkadaşımdan nasıl ayırdın? O benim için çok kıymetlidir, derhal bul, getir” der. Ve tahta kaşık çöpten çıkartılıp, temizlenip sapı perçinlenerek hizmetine devam eder.”
Eski zamanlarda insanlar, insanı değil, kaşığı bile kırmamaya özen gösterirmiş.
İnsanoğlu hayatın koşuşturması içerisinde çoğu kez kendini değerli kılan bazı özelliklerini kaybeder ve hangi yöne doğru gittiğini bilmeden savrulur ve maddi hesapları uğruna kişiliğini kaybeder.
İnsanları değerli kılan özelliklerinden bir tanesinde VEFA’ dır.
Peki, VEFA kelimesinde ne anlıyoruz?
Vefa sevginin bir tezahürüdür.
Vefa tek başına bir anlam ifade etmez. Arkadaşlık, dostluk, kardeşlik ve minnet duyguları ile birlikte bir anlam kazanır ve devamlılık arz eder.
Vefa deyince;Sözünde durma, sadakat gösterme, zor zamanları beraber aşma, güçlü dostluk, iyilikleri unutmama, şefkat, merhamet, gönülden bağlılık, samimiyet duyguları ihtiva eden bir kelimedir.
Bazı insanlar için “İyi gün dostu” denir. Onlar işler yolunda gittiği zaman hep yanımızda olup zor ve sıkıntılı zamanlarda ise yok olan kişilerdir. Onlar menfaatlerinin peşinden ne tarafa gitmesi gerekiyorsa oraya gidip, çıkarları için kime eğilmesi gerekiyorsa eğilen insanlardır. Zaten bencil, menfaatçi insanlar arasında sürekli çıkar ilişkisi yaşandığından onlar arasında gerçek anlamda bir vefa ve sadakat duygusunun yaşanması mümkün değildir. Onlar için sadece maddi değerler vardır.
Vefa ve sadakat insanların yaşamları boyunca ihtiyaç duydukları üstün ahlak özelliğidir. Vefalı insan, beklentisi olmadan, çıkar gözetmeden, zor zamanlarda dostunu yalnız bırakmayan kişidir.
Özel ve iş hayatımızda, kurduğumuz bütün ilişkilerin temelinde ve devamında vefa kavramının yer aldığını görürüz. Unutmayınız ki, “Cömertlik olmayınca malın, vefa olmayınca arkadaşlığın anlamı yoktur.” Konfüçyüs’ün dediği gibi “Vefa ve samimiyet ilk prensiplerimiz olmalıdır.”
Zaman zaman hepimizin hayatında olumsuz dönemler olmuştur. Bunlar maddi ve manevi olabilir. Çıkmaz da olduğumuz bir zamanda bize uzanan bir dost eli bizi aydınlığa çıkartır. BU DA VEFALI BİR DOST ELİDİR.
Her zaman doğruyu ve sadakati kalplerimizde yaşatmamızı ve korumamız dileğiyle…
Her şey gönlünüzce olsun!
Sevgi ve ışıkla kalın!..
Nurgül AYABAKAN
nurgul.ayabakan@gmail.com