SINIRSIZ ŞEFKAT

 

    ” Şu anda zevk ile okuduğum Dr.Rick Hanson ve Dr.Richard Mendius (Nörolog) yazmış olduğu “Buda’nın Beyni” kitabında “SINIRSIZ ŞEFKAT” konusunu sizlerle paylaşmak istedim.

Kitabın içeriği, zihin işleyişini, mutluluk, empati ve birbirine bağlılığın nörolojik kökenlerinde bahsediyor. Her bölümün temelini oluşturan öğretileri-yüce gerçekler, farkındalığın temelleri ve erdem, merhamet, bağışlayıcılık ve içsel huzur-Buda’nın herkesin anlayabileceği şekilde sunduğu netliktedir.”

Dünyadaki tüm neşe başkalarının mutluluğunu istemekten, tüm acılar da yalnızca kendi mutluluğunu istemekten kaynaklanır. —Shantideva

Merhamet varlıkların acı çekmemesini dilemekse, şefkat de onların mutlu olmalarının dilemektir. Merhamet öncelikle acıya karşılık verir; ancak şefkat her zaman, insanlar iyi olduklarında da devrededir. Şefkat gündelik, ufak tefek durumlarda kendini gösterir; iyi bir bahşiş bırakmak, yorgun olmanıza rağmen çocuğunuza bir masal daha okumak veya trafikteyken diğer sürücüye geçmesi için yol vermek gibi.

Şefkatin içinde, eşanlamlı sevencenlik sözcüğünün de belirttiği üzere sevgi dolu bir nitelik mevcuttur. Şefkat, bir yabancıya yardım etmekten bir çocuğa ya da eşe duyulan derin sevgiye kadar değişik durumlarda mevcuttur.

Şefkat, prefrontal niyetlere ve ilklere, limbik sisteme dayalı duygulara ve ödüllere, oksitosin ve endorfin gibi nöro-kimyasalara ve beyin sapının uyarılmasına bağlıdır. Bu faktörler, şefkat duygunuzu beslemek için size bu bölümde inceleyeceğimiz çeşitli yolları sunar. Başkalarının iyiliğini istemek ve iyi davranmak.

Mükemmel niyetler ve yaşamınızı onların yönlendirmesine izin vermekten başka bir şey yapmanıza gerek yok!

Her sabah, o gün şefkatli ve sevgi dolu olacağınız niyetiyle uyanın. İnsanlara şefkatle yaklaşmanın getireceği iyi hisleri hayal edin; bu hisleri, zihniniz ve beyninizi, kendiliğinden şefkat hissine yönlendirecek ödüller olarak içselleştirin. Sonuçlar dalga dalga yayılabilmektedir.

İyi niyetlere odaklanma ve bunları ifade etmenin yollarında biri, sadece düşünmek, yazmak ya da hatta şarkı söylemek ifade edebileceğiniz şu geleneksel dileklerdir:
          Güvende olmanı dilerim.
          Sağlıklı olmanı dilerim.
          Mutlu olmanı dilerim.
          Rahat yaşamanı dilerim.

Dilerseniz bunları değiştirebilir, içinizde şefkat ve sevgi uyandıracak güçte başka ifadeler kullanabilirsiniz. Örneğin:

    İçsel ve dışsal zararlardan korunmanı dilerim.
        Güçlü ve dinç olmanı dilerim.
        Tamamen huzurlu olmanı dilerim.
        Senin ve sevdiğin herkesin refah içinde olmasını dilerim.
        Güvende, sağlıklı, mutlu ve huzurlu olmanı dilerim.

Çok daha belirgin ifadeler de kullanabilirsiniz.:

    İstediğin o işe girmeni diliyorum.
        Annenin sana iyi davranmasını diliyorum.

Şefkat pratiği, birkaç açıdan merhamet pratiği gibidir. Hem dilekleri hem de hisleri içerir; şefkat, beyninizde prefrontal dil ve niyet ağlarının yanı sıra limbik duygu ve ödül ağlarını harekete geçirir. Kalbi, özellikle de büyük bir acı veya öfke anında sevgi dolu kılmak adına ılımlılığı davet eder. Şefkat herkes içindir; kimseyi dışlamadan, tüm varlıkları kalbinizdeki “biz” çemberi içinde dahil eder.

Kendi içinizdeki bazı yanlarınıza bile şefkat gösterebilirsiniz. Örneğin, içinizdeki küçük çocuğa sevecen davranmak oldukça etkili ve güçlü bir eylemdir. İlgi arzusu, öğrenme zorluğu ya da belirli durumlarda korku duymak gibi kendinizde değiştirmek istediğiniz huylarınız karşı bile sevecen olabilirsiniz.

Gün içinde bilinçli ve aktif bir şekilde eylemlerinize, konuşmalarınıza ve en önemlisi de düşüncelerinize şefkat katın. Zihninizin arka planında, simülatörde oynayıp duran mini filmlerde sevecenlik temasına daha çok vurgu yapmaya çalışın. Simülatörün sinir ağları, şefkat mesajlarıyla gittikçe daha çok “ateşlendikçe”, başkalarına karşı bu hisler ve davranışlar beyninize daha çok yerleşecektir. Ayrıca kendinize karşı da şefkatli davranıp bunun nasıl bir his olduğunu gözlemleyin! Buda’nın ifadesinin olduğu gibi “zihnin, şefkat yoluyla özgürleşmesi’dir.

Buda’nın Beyni Kitabı

Okuduğumuz bilgileri sadece okumakla kalmayıp içselleştirmek gerekir. İçselleştirilmemiş bir bilginin hiçbir değeri yoktur.

Her şey gönlünüzce olsun!
Sevgi ve ışıkla kalın!..
Nurgül AYABAKAN
nurgul.ayabakan@gmail.com