Sevgili okuyucularım, bu ayki kitap paylaşımım ismi “Öz Şefkatli Farkındalık”
Bu kitabın iki yazarından bir tanesi; Klinik Psikolog Dr. Christopher Germer Harvard Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde psikiyatri alanında öğretim üyesidir. Psikoterapi temelli farkındalık ve şefkat konularında, dünyanın dört bir tarafında seminerlere katılıp eğitimler vermektedir. Psikoterapi ve Meditasyon Enstitüsü ile Şefkat ve Farkındalık Merkezi’nin kurucularındandır.
İkinci yazarı ise; Doç. Dr. Kristin Neff, Texas Üniversitesi’nde Eğitim Psikolojisi bölümünde ders vermesinin yanı sıra, öz şefkat araştırmaları alanında Dr. Christopher Germer ile birlikte iki öncüden biridir. Üniversite mezuniyetinin ardından Budizme ilgi duymuş ve öz şefkati bir branş olarak kabul ettirecek akademik çalışmalar yapmıştır.
Şimdi kitaptan bir bölümü sizlerle paylaşıyorum.
“…
Öz şefkat uygulaması tipik olarak üç aşamadan meydana gelir:
Çaba gösterme
Hayal kırıklığı
Radikal kabul
Kendimize karşı nazik davranmaya başladığımız ilk zamanlarda, tıpkı yaşamımızın diğer alanlarında olduğu gibi bu süreci de doğru bir şekilde sürdürme için mücadele veririz. Ve öz şefkati gerçekten deneyimlediğimizde epey rahatlamış hissedebilir ve uygulamayı daha da hevesli bir şekilde sürdürebiliriz. Öz şefkat uygulamasının bu ilk aşaması, herhangi bir aşk ilişkisinin ilk aşamalarına benzer, tıpkı bir hayranlık gibidir.
Bir zorluk yaşadığımızda, daha iyi hissetmek için değil, kötü hissettiğimiz için kendimize şefkat gösteririz.
Bir başka ifadeyle, bir mücadele anında, acıdan kurtulmak için öz şefkat uygulaması yapmayız. Zaman zaman insan olmak bize zor gelir, öz şefkat uygulaması yapmamızın nedeni budur. Radikal kabul, 48 saattir grip olan bir çocuğu rahat ettirmeye çalışan bir ebeveyne benzer. Ebeveyn, çocukla gribinin bir an önce geçmesi için ilgilenmez – grip, zamanı geldiğinde geçecektir. Fakat çocuğun ateşi olduğu ve kendisini kötü hissettiği için, ebeveyn iyileşme süreci gerçekleşirken acıya doğal bir tepki olarak çocuğu rahatlatır.
Kendimizi rahatlatmaya çalıştığımızda da durum böyledir. Doğamız gereği kusurları olan, hatalar yapmaya ve mücadele etmeye yatkın insanlar olduğumuzu bütünüyle kabul ettiğimizde, kalplerimiz doğal olarak yumuşamaya başlar. Acıyı yine de duyumsarız, ancak aynı zamanda sevginin acıyı tuttuğunu hissederiz ve bu bizim için durumu biraz daha katlanılır kılar. U tepkinin “radikal” olmasının nedeni, bunun genellikle acımıza yaklaşım biçimimize ters düşüyor olmasıdır. Değişim de eşit ölçüde radikal olabilir.
İnsanlar gelişim kelimesini duyar duymaz, genellikle “ne kadar gelişim, o kadar iyi,” diye düşünürler. Başka bir deyişle, insanlar kendilerini radikal kabul evresinde olmadıkları için yargılayabilirler. Öz şefkatin bir varış yeri değil, bir varoluş biçimi olduğunu anlamak önemlidir. Her ne kadar radikal kabul anlarımız olsa da, çaba gösterdiğimiz hayal kırıklığına uğradığımız birçok anımız da olacak. Tüm bunlar, olun önemli olduğunuza ilişkili olumlu ya da olumsuz herhangi bir yargınız varsa, öz değerlendirme alışkanlığını bırakmayı ve sadece sevecen bir kalple, sizin için o anda doğru olana kendinizi açmayı deneyin.
Başkalarına gösterdiğimiz empatiyi sürdürmemiz, kendimize şefkat göstermemizle başlar.
…”
Bu yazıyı tümü olmak şartıyla, değiştirilmeden, bedava olarak ve bu telif hakkı uyarısı ve internet bağlantısı (https://sevginin-isigi-sifa.com/) ile birlikte kopyalamaya ve dağıtmaya izin verilmiştir.