DURU BİLİŞ

Sevgili okuyucularım, önceki aylardaki yazılarımda yedi çakrayı anlatmıştım. Her ay bir çakrayla ilgili bilgileri detaylı olarak paylaşmıştım.

Bugünden itibaren de her ay metafiziksel duyularla ilgili bilgiler paylaşacağım. Bilimin tanımladığı beş fiziksel duyuya ilaveten insanın sahip olduğu dört metafiziksel duyu daha vardır. Bunlar duru biliş, duru görü, duru sezgi ve duru işiti olarak adlandırılır. Bugünkü yazımda size bu duyulardan duru bilişi anlatacağım.

Allah insanoğlunu yeteneklerle yaratmıştır. Önemli olan bu yetenekleri fark etmektir. Bazı insanların yukarıda bahsettiğim duru biliş, duru sezi, duru görü, duru işiti yetenekleri gelişmiştir. Peki, bu yetenekler ne işe yarar? Şimdi bunu duru biliş üzerinden ele alalım.

Duru biliş tepe çakraya karşılık gelir. Tepe çarka, Allah ile aramızdaki bağı simgeler. Allah ile olan bağımız ne kadar güçlüyse bilişimiz o kadar güçlü çalışır. Diğer bir ifadeyle duru biliş için tepe çakrasının açık olması gerekir. Duru biliş, görmeden, yaşamadan herhangi bir durumu aniden bilme, hissetme ve o anda gelen doğru bilgidir. Kısacası ani alınan bilgilerdir. Aynı zamanda berrak biliş olarak adlandırılır.

Ego düşüncelerimiz olan endişe, kaygı, öfke, bencillik, kibir, korku gibi olumsuz düşünce ve duygulara sahipsek, sürekli endişe, korku, kaygı ile yaşıyorsak, mantık ile kararlar veriyorsak, hayatı maddi, dünyevi önceliklerle yaşıyorsak duru biliş olmaz. Yargılama varsa duru biliş olmaz. Nasıl, niçin, neden, acaba, hangisi vb. sorular olursa duru biliş olmaz.

Duru biliş için zihnin tamamen berrak olması gerekir. Mantık ile hareket etmemek, mantığı dinlememek gerekir. Örneğin, hiç tanımadığınız ve ilk kez gördüğünüz bir kişi hakkında aniden gelen bilgiler doğrudur. “Daha ilk görüşte anladım,” diye de ifade ettiğimiz şey aslında onun hakkında aniden bilmektir ve her zaman ilk bilgi doğrudur. İşte burada iyi veya kötü ayrımı yapmamızı sağlayan ilahi rehberliktir.

Bir örnek daha vereyim. Hava son derece açık, güneşli, yağmur yok, meteoroloji bültenlerinde yağmur uyarısı yok. Ama içinize aniden bir mesaj gelir, yanına şemsiye al, diye. O mesajı dinler ve yanınıza şemsiye alırsınız. Birkaç saat sona bir de bakarsınız ki yağmur yağıyor. İşte burada yanınıza şemsiye aldıran duru biliştir ve siz onu, “İçimden bir ses dedi ki” diye anlatırsınız. Benzer şekilde, diyelim ki bir eşyanız kayboldu, o eşyanızın nerede olduğunu bilip hiç aramadan elinizle koymuş gibi bulmaktır duru biliş.

Duru bilişi olan kişi, kendisine anlatılan olumsuz olaya ya da o olaya neden olan kişilere göre değerlendirme yapmaz. O anda gelen bilgiye göre olumsuzluğu yaşayan kişinin nasıl bir yol alacağına rehberlik eder. Duru bilişle rehberlikte kim haklı veya kim haksız muhakemesi yapılmaz. Gene söylüyorum mantık ile hareket edilmez. Çünkü mantık duru bilişi engeller.

Duru biliş yeteneği sayesinde bilgi içe doğma şeklinde gelebilir ve bu bilgiye her zaman kesinlik ve emin olma hissi eşlik eder. Duru biliş yüksek bilinç seviyesinde gerçekleşir. Bilinç ve enerji düzeyi yükseldikçe bilme hâli daha belirgin olur.

Kendi yaşadığım bir durumu örnek olarak anlatayım. 2016 yılının Aralık ayıydı. Hava soğuk ve karlıydı. Hiç neden yokken içimden gelen ses hafta sonu günübirlik olarak Konya’ya Mevlana’nın türbesine gitmemi söylüyordu. Ben hiçbir sorgulama yapmadan gittim. Gittiğim güne kadar bir hafta boyunca Konya’ya hava muhalefetinden dolayı hiçbir uçak kalmamış. Gittiğim gün uçak kalktı ama Konya’da yine kar vardı. Hava şartları hafta içine göre biraz daha iyi olsa da yerde 30 cm kadar kar vardı ve buzlanma sürüyordu. Kendi kendime, nasıl gideceğim, bu havada gidilir mi, bu havada gitsen ne anlayacaksın, ya orada zorluk ile karşılaşırsam ya akşama uçak kalmasa nasıl döneceğim gibi sorular sormadan o anda aniden içimden geleni dinledim ve rahatlıkla gittim. Konya’da her şey yolunda gitti ve akşam da sorunsuzca döndüm. Bu benim duru bilişle yaptığım bir şeydi. Hemen hatırlatmak isterim ki burada çok ince bir çizgi var. Gelen bilgi iç sesinize mi ait zihin sesinize mi? Bunu iyi ayırt etmeniz gerekiyor. Zihin sesini iç sesi ile karıştırıp “Bana da böyle olmuştu, kalkıp gittim ama sorun yaşadım, demek ki sezgiler pek de işe yaramıyor,” diyenler çıkabilir. Onlara söyleyebileceğim duyduklarının iç sesleri olmadığıdır. Çünkü duru biliş sahibi değilseniz, zihniniz sizi yanıltabilir ve olumsuz sonuçlarla karşılaşabilirsiniz. O yüzden “İçimden geldi, ben de kalkıp gideyim,” demenizi önermem. Önce duru bilişi ortaya çıkarmalı, geliştirmelisiniz.

Duru biliş için en iyi yöntem meditasyonla egoyu susturup zihni berrak hâle getirmektir. Bu konu ilgili ile daha fazla bilgi edinmek istiyorsanız sizlere Doreen Virtue’nün “İlahi Rehberlik” adlı kitabını tavsiye ederim.

Her şey gönlünüzce olsun!
Sevgi ve ışıkla kalın!..
Nurgül AYABAKAN
nurgul.ayabakan@gmail.com
Telif Hakkı©2021 Sevginin Işığı “Şifa”. Tüm Hakları Saklıdır.
Bu yazıyı tümü olmak şartıyla, değiştirilmeden, bedava olarak ve bu telif hakkı uyarısı ve internet bağlantısı (https://sevginin-isigi-sifa.com/) ile birlikte kopyalamaya ve dağıtmaya izin verilmiştir.
 

2 yorum “DURU BİLİŞ

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir