KENDİNİ DEĞİŞTİRMEK, DÜNYAYI DEĞİŞTİRMEK

Sevgili okuyucularım, bu ayki kitap paylaşımım ismi “Kendini değiştirmek, dünyayı değiştirmek”

Bu kitabın yazarı olan; Jiddu Krishnamurti (12 Mayıs 1895 – 17 Şubat 1986), Hindistan doğumlu bir filozof, konuşmacı ve yazardır. Krishnamurti’nin eğitim felsefesi, bireyin korkudan arınması ve önyargılardan sıyrılması için eğitimin önemini vurgular. Eğitimin, bireyin kendi içsel özgürlüğünü ve farkındalığını keşfetmesine yardımcı olması gerektiğini savunur. Krishnamurti, dünya çapındaki konuşmalarında zihin, korku, sevgi ve özgürlük gibi evrensel insani konuları ele aldı.

Şimdi kitaptan bir bölümü sizlerle paylaşıyorum.

“… Dünyayı değiştirmek! Şu büyük ülkü. Farklı amaçlar, güdüler ama hep aynı son, aynı hüsran. Peki ya değişime nereden başlamalı. Krishnamurti’nin yanıtı belli. Gerçek devrim insanın kendi içinde başlar. Dünyayı değiştirmek istiyorsa önce kendisini değiştirmeli insan. Zihinsel ve duygusal koşullanmalarından kurtulmalı. Korkularının, yalnızlığının ve bağımlılıklarının dünyayı algılama biçimini nasıl şekillendirdiğini anlamlı. Sevginin ve özgürlüğün özünü keşfetmeli.

Krishnamurti’nin 1950’li yıllarda yaptığı bu konuşmaların can alıcı noktası değişim meselesidir. Çoğumuz evrende değişmeyen tek şeyin değişim olduğu yönündeki bilimsel varsayıma, dolayısıyla kendi türümüz dahil bütün türlerin hayatta kalmasının genetik değişimlere dayandığı ve sürekli değişen çevreye en iyi uyum sağlayan canlıların hayatta kaldığı yönündeki evrimci biyolojinin varsayımına da katılırız. Bedenimizde meydan gelen değişimler de sorgulamadan kabul ettiğimiz gerçeklerdir.

Nitekim maddede cereyan eden değişimleri kabullenmekte de zorluk çekmeyiz Peki ya zihnin doğasında ve insan davranışlarındaki değişime ne demeli? Çoğu kişi politikacıların değişmesi gerektiğini düşünüyor ama sonuçta yaptığımız şey bir politikacıyı alıp yerine başka bir politikacıyı koymak oluyor. Yine de değişim sözcüğü öylesine güçlüdür ki demokratik sürecin baskın olmadığı veya itibar görmediği yerlerde, bütün bir toplum değişim sözcüğünün mantra gibi tekrarlayan devrimciler tarafından al aşağı edilebilir. Bu durum, bildiğimiz gibi, yirminci yüzyılda felaketlerle sonuçlanmıştır. Toplumu oluşturan bireyler değişmeden toplumu değiştirmeye çalışmanın çok tehlikeli bir hata olduğunu şimdi görebiliyoruz.

İnsanın kendini yüzeysel olarak değil de gerçekten anlaması, karmaşa içinde olduğunu bilmesi en zor işlerden biridir. İnsan içindeki karmaşayı asla kabullenmez. Bizler her zaman bir açıklık, içinden anlayışın sızacağı bir gedik olmasını bekleriz., bu nedenle aslında kafamızın karışık olduğunu kabul asla kabullenmeyiz. Sahiplenmeci olduğumuzu, öfkeli olduğumuzu, falanca veya filanca asla kabullenmeyiz, her zaman bahaneler, açıklamalar buluruz.


Her şey gönlünüzce olsun!
Sevgi ve ışıkla kalın!..
Nurgül AYABAKAN

Telif Hakkı©2021 Sevginin Işığı “Şifa”. Tüm Hakları Saklıdır.
Bu yazıyı tümü olmak şartıyla, değiştirilmeden, bedava olarak ve bu telif hakkı uyarısı ve internet bağlantısı (https://sevginin-isigi-sifa.com/) ile birlikte kopyalamaya ve dağıtmaya izin verilmiştir.
 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir