Sevgili okuyucularım, sevgi üzerine çok yazılarım oldu; birçok konu başlığı altında hep sevgiden söz ettim. Her birinde yaşanmışlıkların örneğini verdim. Bu yazımda yine sevgiden söz edip sevginin, temel taşı dürüstlüğün üstüne inşa edildiğini anlatacağım.
Şimdi, doğal afetlere karşı dayanıklı olması için nasıl bir binayı inşa ederken temelinin, kolonlarının, kullanılan malzemelerin sağlam olmasına bakılıyorsa ilişkilerin de sağlam, istikrarlı ve derinlikli olması için önce seni seviyorum, demek yerine dürüstlük olması gerekiyor. Çünkü sevgi sözleri söylemek çok kolaydır ama dürüst kalabilmek zordur.
Ben de sevgili okuyucularım, hepinize ayrı ayrı “seni seviyorum” sözünü sürekli söylerim ama dürüstlük yoksa bu sizlere sahte gelir, gerçek sevgi olmaz; ancak kendimi kandırmış olurum.
Bir insan, kendisine en büyük zararı yine kendine dürüst olmayarak ve kandırarak verir. İnsan kendine dürüst değilse zaten kendisini sevmiyor demektir. Kendini sevmeyen insan ise başkasını gerçek anlamda hiç sevemez. Söylediği sevgi dolu sözler de sadece o anda kendi menfaati ve çıkarları üzerine yaptığı hesaplara dayanan, göstermelik sözlerdir. Çünkü sevgiyi göstermek istiyorsanız önce dürüstlük göstermelisiniz. Dürüstlük, güveni oluşturur. Zaten güven olmayan bir ilişki sevgi ile devam etmez, sağlam olmayan bir bina gibi çöker. Sevgi olmayan bir ilişki devam ederse bilin ki orada menfaat vardır ve yüzeyseldir. İçinde dürüstlük olmayan göstermelik sevginin temel nedenleri, bir şeye lazım olur düşüncesiyle elinin altında tutma isteği, birine hayır diyememek, birine bağımlılık geliştirmek, yalnız kalamamak, etrafında hep birileri olsun istemektir ve daha pek neden sayılabilir.
Birçok insan ilişiklerini veya evliliğini bağımlılık, yalnız kalmamak, menfaat üzerine sürdürüyor. İşte burada, Carl Jung’un söylediği gibi, kişi kendi gölgesi ile sevgi konusunda yüzleşmiyor. Eğer o gölgesi ile yüzleşmiş olsa dürüst davranıp davranmadığını görür, bu ilişki neye dayanarak yürüyor, diye bakar. Bir bağımlılıktan dolayı mı? Menfaat için mi? Arkadaşsız kalmamak için mi? Yalnızlık korkusu mu? Topluma ne kadar sosyal ve geniş arkadaş çevresi olduğunu göstermek için mi? Bu sorulara vereceği yanıtlarla içindeki gölgelerin hepsiyle tek tek yüzleşmiş olur. Tabii ki Carl Jung’un söylediği gibi bu yüzleşmeler cesaret ister.
Dürüstlük güveni, güven de sevgiyi oluşturur. Güven duymadığınız bir insan her dakika sizi sevdiğini ya da hoşunuza gidecek sözleri söylerse ne yaparsınız? Güven duymadığınız hâlde o kelimeler hoşunuza gidiyor ve ilişkiyi sürdürüyorsanız bilin ki sevgi açlığı çekiyorsunuz, bağımlısınız veya korkularınız var. Bu durumda kendinize öz saygınız da olmaz. Onun için insanın kendisine dürüstlüğü çok çok önemlidir.
Birçok insandan şunu duyuyorum: “Güvenmiyorum o kişiye.” Böyle bir yorum karşısında ben de diyorum ki “Peki, güvenmiyorsan neden ilişkini sürdürüyorsun? Bu konuda önce kendinle yüzleş.”
İş yerinizde bir arkadaşınız hata yapmış; hatasını kabul etmeyip inkâr ediyorsa ona nasıl güven duyacaksınız? Hatırlayın ne demiştik: Güven duyduğunuz kişiye sevgi duyarsınız. Şimdi bu hatasını inkâr eden arkadaşınıza tavrınız nasıl olur? Sadece iş gereği ve saygıdan dolayı belli bir mesafede kalırsınız ama dışarıda görüşmek istemesiniz.
Bağımlılıktan, yalnız veya arkadaşsız kalmamak için, sosyal çevresi olsun diye sevgi sandıkları o ilişkiye tutunan insanları başka bir yazımda ayrıntılı örneklerle anlatacağım.
Yalan söyleyen bir insana nasıl duygusal sevgi ile bakabilirsiniz ki? Nasıl onu hayatınıza alabilirsiniz ki? Gerçek sevgi istiyorsanız yapabileceğiniz en iyi şey, böyle insanları hayatınıza almamaktır, tabii böyle kişilere karşı içinizde olumsuzluk düşünmeden.
Size ihtiyacı olan birisi, dürüstçe ihtiyacı olduğu için geldiğini açıklamadan siz çok özlediği, çok sevdiği için geldiğini söylüyorsa burada dürüstlük yoktur. İşte burada güven olmadığı gibi siz de o kişiden gerçek sevgi hissetmesiniz.
Ebeveynlerine yalan söyleyen çocuklar veya çocuklarına yalan söyleyen ebeveynlerin bulunduğu ailelerde nasıl güven oluşur, nasıl derin bir sevgi oluşabilir? Güven olmadığı için bu tür ailelerdeki ilişkilerde hep bir huzursuzluk, mutsuzluk olur.
Genel olarak insanların aralarında sürekli bir iletişimsizlik ve yıkıcılık, huzursuzluk var. Bunlar altında yatan temel neden karşılıklı güvenin olmayışı. Komşunuz size dürüst davranmıyorsa siz ona sevgi ile bakabilir misiniz?
İnsanlar sosyal medya hesaplarından arkadaşlarını çıkarıyor sonra da bunun yanlışlıkla olduğunu söylüyor veya kendilerine özel yazılan mesajlara gördüğü hâlde cevap vermiyor, bir pembe/beyaz yalana başvuruyor fakat kendisi ile ilgili bir konu olunca hemen cevap yazıyor. Bu tür davranışlar güveni ortadan kaldırıyor. Açık ve dürüstçe söyleseler durum farklı olur ama güven bir kez kayboldu mu bu insanların mesajlarına yanıt verirken sevgi sembolleri bile koymak istemiyorsunuz, sadece evrensel sevgi ile bakıyorsunuz ve daha yakın bir ilişki sürdürmek istemiyorsunuz. İnsan kendine dürüst olursa zaten etrafına da dürüst olur.
Benim için bu tür mesajlarda sevgi sözleri ve semboller önemli değildir. Sevgi gerçek mi ve arkasında dürüstlük var mı diye bakarım. Bununla ilgili bir örnek vereyim. Beni çok sevdiğini söyleyen, dostum diyen bir arkadaşa, insanlara düzenlediği tur için neden fatura vermediğini sorduğumda bir anda başka davranmaya başladı. Dürüst davranışta bulunmadığını sorguladığım için o sevgi sözleri yerini sevgiden uzak, başka bir üsluba bıraktı. Böylece sevgisinin gerçek değil menfaat için olduğunu da anladım. Bu sorgulamayı yapmayıp çok güzel tur yapıyorsun, deseydim o sevgi sözlerini ve sembolleri göndermeye devam ederdi. Fakat insan önce ne istediğini bilmelidir. Eğer gerçek istiyorsa önce gerçeğini hayatında tutar.
Bir tanıdık sosyal medyaya fotoğraflarını koymuş, bana da özelden mesaj yazıp beğendin mi diye sordu. Ben de fotoğrafların üzerinde oynandığı için doğallığını kaybettiğini bu yüzden beğeni işareti koymadığımı ve yorum yapmadığımı söyledim. “Çünkü doğal olmayan resimler olsun, yazılar olsun beğenmiyorum,” dedim. Şimdi, o kişiye açık olarak söylemeyip “Harika görünüyorsun, çok güzel çıkmışsın,” diye yazıp 5 tane öpücük koysam ne olacaktı ki? Sadece o anda çok mutlu olacaktı beğenildiği için ama bu beğenilme sahte olacaktı.
Yıllar önce iş yerimde bir arkadaş bana poğaça alıp getiriyordu. Sonunda ona teşekkür edip “Lütfen bana bir daha alma çünkü hem yüzüme söylemeyip arkamdan konuşuyor, dedikodumu yapıyorsun hem de poğaça alıp sevgini gösteriyorsun. Bu bana ters gelir. Böyle sevgi olmaz,” demiştim. Yine iş yerinde “Buradan ayrılırsak dışarda görüşürüz” dediler. Ben onlara dürüst olarak “Sizinle dışarıda görüşmem çünkü insanların dedikodusunu yapıyorsunuz,” dedim. Açık sözlülük ve dürüstlük her zaman güveni oluşturur. O arkadaşlara görüşmeyeceğim hâlde görüşeceğimi söylesem, duygusal sevgimi göstersem o zaman kendime dürüst davranmamış olurdum, kendime öz saygım kalmazdı.
Bir insana yardım edersiniz, o insanın gerçekten sizi sevmediğini görürsünüz fakat sırf vicdanız ve merhametinizden dolayı o yardımı yaparsınız. Çünkü insanın vicdanı önemlidir. Ve o kişiye de neden yardım yaptığınızı söylersiniz. Çünkü insanlar yanlışlarına rağmen kendilerine o yardımın sevgiden yapıldığını sanıyorlar. Oysa burada vicdan ve merhametten dolayı yapılıyor ve onların da bunu bilmeleri gerekiyor.
Güven olunca paylaşımlarınız yüzeysel kalmaz derinliğe iner. Rahatlıkla o kişiye her şeyinizi anlatırsınız. Bilirsiniz ki anlattıklarınızı başka yerden duymayacaksınız. O kişinin yanında güven duyarsınız. Güven duyduğunuz kişiye başka gözle, sevgi ile bakarsınız.
Ama sevgi duyduğunuz bir insan da sizi hayal kırıklığına uğratırsa bir daha ona sevgi duymanız, güvenmeniz zorlaşır. Bu yaşamınızda hangi konuda olursa olsun böyledir.
Yalanın küçüğü büyüğü yoktur. Nasıl hırsızlık yapan kişinin küçük mü büyük mü olduğuna bakılmaksızın cezalandırılıyorsa yalan da yalandır. Siyaset de öyledir. İnsan seçtiği siyasetçinin dürüstlüğüne bakar, sözlerine değil. Dürüst ise toplumda güven oluşturur. Güven oluşursa toplum da ülkesini yöneten lidere sevgisini verir.
Eğer içten sevmiyorsanız kendi menfaatleriniz için seviyorsanız lütfen dürüst olarak karşı tarafa söyleyin. Çünkü her zaman gerçekler ortaya çıkar. Yalan söyleyen insan kendine düşmanlık yapar.
Dürüstlük her daim çok büyük bir kazançtır.
“Benim en büyük servetim dürüstlüğümdür” ATATÜRK
Sevgi ve ışıkla kalın!..
Nurgül AYABAKAN
Bu yazıyı tümü olmak şartıyla, değiştirilmeden, bedava olarak ve bu telif hakkı uyarısı ve internet bağlantısı (https://sevginin-isigi-sifa.com/) ile birlikte kopyalamaya ve dağıtmaya izin verilmiştir.