İnsanlar bazen birbirini aceleyle yargılar. Bir insanın neler yaşadığını, nasıl bir hayatı sırtladığını bilmeden ön yargı ile ağızdan dökülüverir sözler: “Hayat sana güzel”, “Çok şanslısın”, “Dört ayağının üstüne düştün”, “Sendeki keyif beyde, paşada yok”… Hâlbuki bunları söylemeden önce iki kere düşünmek gerek.
Yargılamak kolaydır, önemli olan anlamaya çalışmak, görünenin ötesi; nedenleri üzerine düşünebilmek.
Sevgili okuyucularım bir insanın hayatını tam olarak bilmeden ön yargıyla yorum yapmak size karma yaratır. Bir evin ocağında tencere kaynadığını gördüğünüzde hemen hüküm vermeyin; et mi pişiyor dert mi bilemezsiniz. Çünkü bazı insanlar yaşadığı olumsuzlukları kimseye anlatmaz, sadece kendi içinde kalır.
Yargılama insanı empatiden uzaklaştırıyor. Yargıladığınız kişinin yürüdüğü yola siz çıksanız belki bir dakika bile gitmeden geri döneceksiniz.
Kızılderili atasözü o kadar güzel ifade etmiş ki bunu:
“Benim hayatımı yargılamadan önce benim ayakkabılarımı giy ve benim geçtiğim yollardan, sokaklardan geç. Benim takıldığım taşlara takıl, yeniden ayağa kalk ve aynı yolu tekrar git; benim gittiğim gibi. Ancak o zaman beni yargılayabilirsin.”
Sevgi ve ışıkla kalın!..
Nurgül AYABAKAN
nurgul.ayabakan@gmail.com
Bu yazıyı tümü olmak şartıyla, değiştirilmeden, bedava olarak ve bu telif hakkı uyarısı ve internet bağlantısı (https://sevginin-isigi-sifa.com/) ile birlikte kopyalamaya ve dağıtmaya izin verilmiştir.