BİR HEDİYE İKİ MUTLULUK

Geçen hafta ki paylaşımımda sebep olmaksızın yani özel bir güne ithaf edilmeksizin verilen hediyelere küçük bir dokunuş yapmıştım. Hazır yeni yıl yaklaşırken ve bu dönemde de hediyeleşmelerin artmasını bende fırsat bilerek hediyeleşmek konusunu irdeleyelim istedim.

Hediye vermek, insan davranışçıları, psikologlar, antropologlar, ekonomistler ve pazarlamacılar için uzun zamandır üzerine en çok konuşulan, yorumlar yapılan hatta sevilen bir konu olmuştur. Hediyeler vermenin, ilişkilerin tanımlanmasına ve bağların güçlendirilmesine yardımcı olarak, şaşırtıcı ve karmaşık insan etkileşiminin önemli bir parçası olduğunu bulmuşlardır. Gerçekten de psikologlar; çoğu zaman, en büyük psikolojik kazanımların hediyeyi alandan ziyade hediyeyi veren tarafta olduğunu söylüyorlar.

Hediye vermek mi almak mı? Hangi tarafta olmayı tercih edersiniz? Hadi içsel bir yolculuk yapalım ve bu soruyu yanıtlayalım…Tabi ki bende bu soruyu sordum kendime bakalım benden cevap olarak neler çıkacak.

Bayramlarda, yılbaşlarında, doğum günlerinde, yıl dönümlerinde, tebriklerde sevdiklerine hediye almak adettendir. Ama birine hediye vermek için her zaman bu durumların oluşmasını beklemek gerekmez. Bazen sevdiğine değer verdiğini göstermenin, bazen ona yalnız olmadığını hissettirmenin, bazen birinden af dilemenin, bazen de birinin gözlerinde mutluluk ışıltılarını görebilmenin, dudağının kenarında gülümsemeden gelen o güzel kıvrımların oluşmasını sağlamanın yoludur hediye. Hediyeleşmede asıl olan, hiçbir zaman hediyenin maddi değeri olmayıp hediye verilen kimseyi hatırlamak ve onun memnun etmeyi samimi olarak düşündüğümüzü, sevdiğimizi hissettirmektir. Hediye vermek, paylaşmaktır. Bütçenizi, imkanlarınızı, sahip olduklarınızı bölüşmeyi öğretir. Siz kendi imkanlarınızı bölüşürseniz, başkaları da sizinle kendi imkanlarını bölüşür. Böylece eksilme, fakirleşme hissi çoğalma, zenginleşme hissine dönüşür.

Hediye vermek, asil davranış, bir alışkanlık ve zevk meselesidir. Zamanına ve yerine göre yakınlarına bir öpücük, bir kuru yaprak, bir kır çiçeği bile paha biçilmez bir hediyedir. Çoğumuzun hiç düşünmediği ve aslında en kıymetlimiz olan zamanımızı bile sevdiklerimizle, ailemizle, dostlarımızla paylaşmak onlara hediye vermek demektir. Onlara en kıymetli şeyi zamanımızı hediye etmiş oluruz ve tabi ki bu paylaşımda onlarda bize kendi zamanlarını hediye etmiş olurlar. Hediye vermek için o kadarda büyük paralara, uğraşılara hiç gerek yokmuş, öyle değil mi? Her bir paylaşım aslında en güzel hediyedir. Yeter ki yürekten olsun, içten gelsin.

Hediyeyi veren karşısındakine o hediyeyle enerjisini geçirir. Yine kendimden örnek vereceğim. Yeri geldi öyle zarif, öyle samimi hediyeler aldım ki onların bende olması  beni çok mutlu ediyor. Veren kişinin güzel enerjisini hissediyorum, keyifle kullanıyorum. Yeri geldi öyle hediyeler de aldım ki; sadece verilmek için verildi. Hiçbir mana yüklenmemiş, bana ben olduğum için hiç değer verilmeden, beni hiç düşünmeden adı hediye olan hediyeler. Ne içime sindirebildim, ne de kullanabildim. O hediyelerden biri var ki değinmeden geçemeyeceğim. “Ne olduğu değil ne şekilde verildiği mühim olan bir hediye almıştım. Şimdilerde daha iyi anlamlandırabiliyorum ki; hediyeyi veren kişinin hediyeyi verme esnasında gözlerinde garip bir şekilde anlamsız bir böbürlenme ve kibri görmüştüm. Sanki sadece o vardı dünyada, sadece bir hediyeyi verebilecek güce o hakimmiş gibiydi. Oysa verilen o şeyde ne onun yüreğinden bir iz ne de benimkinden bir iz vardı. Hediyede sadece o kişinin kibri ve negatif enerjisi vardı.” Hediyeye yazık oldu, çünkü o iyi bir yürekten gelseydi simgesel anlamı gerçekliğini bulacak ve göklerin özgürlük hissini etrafa yayacaktı.

Gerçekten içinde ben olan hediyeleri almak benim için mühim ama ondan sonra mühimi içine beni, yani kendimi katarak verdiğim hediyeler. Çok önemlidir hediye seçmek benim için. Kime neyi alacağımı özenle düşünür tartar, kalbimin sesini dinlerim, çünkü amacım sadece hediye vermek değil karşımdakini gerçekten mutlu edebilmektir. Hediye vermek hayatı güzelleştiren ve zenginleştiren bir sanattır ve bu sanat bilgi, beceri ve incelik gerektirir. Her zaman hediyenin kalpten geldiğinden emin olun ve karşınızdakine uyacak şekilde kişiselleştirin ve kendinize özgü hale getirin.

Eğer birini ona hediye verecek kadar seviyor, önemsiyor ve değer veriyorsanız tüm davranışlarınızla da bunu göstermeli, karşınızdakine bu duyguları yaşatmalısınız. Bugün hediye verip yarın canını yakıyorsanız burada yanlış bir şeyler var demektir. Canını yakmış, üzmüşsünüz nasıl kullanacak o hediyeyi, ona her baktığında üzüntüsü gelmez mi aklına? Bir güzelliği gerçekleştirirken onu yerle yeksan etmemeye özen göstermelisiniz. Yapılan her şey, atılan her bir adım beraberinde sürekli devam edecek olan sorumlulukları beraberinde getirir. Bir kere mutluluk verdiyseniz bunu devam ettirmeye çabalayın, ancak dünya böyle  güzelleşir…

Hediyeler, kalplerimizden süzülüp geldikçe güzel ve anlamlıdır. Bir hediye iki mutluluk demektir…

Her şey gönlünüzce olsun!
Sevgi ve ışıkla kalın!..
Nurgül AYABAKAN
nurgul.ayabakan@gmail.com 
Telif Hakkı©2021 Sevginin Işığı “Şifa”. Tüm Hakları Saklıdır.
Bu yazıyı tümü olmak şartıyla, değiştirilmeden, bedava olarak ve bu telif hakkı uyarısı ve internet bağlantısı (https://sevginin-isigi-sifa.com/) ile birlikte kopyalamaya ve dağıtmaya izin verilmiştir.
 

2 yorum “BİR HEDİYE İKİ MUTLULUK

  1. Gönülden verdiğin güzel hediyelerin için yine teşekkür ederim. Kendimi şanslı hissediyorum. Yine çok güzel bir konuyu yazmışsın. Kalemine sağlık

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir