Sevgili okuyucularım, çoğumuzun bildiği gibi karma, zihinsel ve fiziksel eylemlerin sonuçlarıdır ve bu sonuçlar kimi zaman hemen kimi zaman da ileride mutlaka bize döner. Tabii bazıları karmanın varlığını kabullenmek istemediği için “Herkes kendi kaderini yaşıyor,” diyebilir. Ama işte bazen de ektiğimiz karma, kader oluyor.
Bazı yazılarımda karma konusunu anlatmıştım. Bu yazımda ise bazı insanların önemsemediği o karmanın kendilerinden sonraki nesillere aktarımını ele alacağım. Hemen söylemeliyim ki en önemlisi kişinin kendi karmasını çocuklarına bırakmaması; onlara yüklememesidir.
Ailelerin, çocuklarına iyi bir hayat vermek için bütün koşullarını zorlayıp iyi bir okul eğitimi aldırması, yaşam şartları karşısında zorlanmaması için mal mülk yapıp onlara ekonomik güvence sağlaması, maddi miras bırakması doğaldır. Yeter ki bırakılan miras karma olmasın. Çünkü nasıl ki çocuk daha bebekken verilen sevgi ve şefkat sayesinde sevginin ne olduğunu biliyor ve hayatı sevgi içinde yaşıyorsa karma da öyledir. Çocuk, eğer karmayı miras almışsa bütün hayatı boyunca ailenin fiziksel ve ruhsal edimlerinin sonuçlarını yaşar.
İnsanlar, atalarından gelen karmayı bilmeden yaşadıkları olumsuzlukların nedenini anlamlandıramıyor ve bir şekilde başkalarını suçluyorlar. Bazen de kendi yarattıkları karmaların farkında olmadan yine başkalarını suçluyorlar. Ben insanlara atalarından gelen karmayı sorduğumda hemen “İyi insanlardır,” diyorlar. Tabii ki iyi insanlardır fakat karma yalnızca iyilikle ölçülebilen bir kavram değil. Derine inildiğinde basit bir yalan bile karma yaratır. Arkadan dedikodu yapmak karma yaratır. Söz verip yerine getirmemek de karma yaratır.
İnsanlar evlendiklerinde zaten iki kişinin ailelerinden getirdiği karmaları var. Üstüne bir de kendi karmaları eklendiğinde yük iyice ağırlaşıyor. Eğer bu karmaların farkında olup temizler ve tekrar karma oluşturmazlarsa çocuk o yükü almaz. Fakat bir farkındalık yoksa ve yeni karmalar da yaratılmışsa çocuğun omuzlarına kim bilir kaç nesillik ödev yüklenir.
Aile, gelecek güvencesi olsun diye çocuğa mal mülk bıraktığında aslında eğer karma varsa çocuk bir olay yaşar ve o mal mülk de elinden gider. Bu sefer çocuk gerçek sebebi; aileden gelen karmayı bilmeden yaşadığı olayı suçlar.
Bazen rastlarsınız, daha bebekken veya çok küçükken daha çocuğun bilinci oluşmamışken sağlık sorun yaşar, derler ki “O daha masum bir bebek, suçu nedir?” İşte burada aileden gelen bir karma vardır ve bunun bir şekilde dönüşü olmuştur. Halk arasında “Anne babanın günahını çocuklar çeker,” dedikleri durum da bu karmadır aslında.
Karma oluşmaması için bir kere son derece ahlaklı ve erdemli davranışta bulunmak, kimsenin maddi ve manevi hakkını yememek, dürüst olmak ve hataları kabul etmek gereklidir.
İflas etmiş bir danışan şifa için geldiğinde nedenini bilmiyordu, kendince sebeplerden yakınıyordu. Derinlemesine çalışınca dedelerinden kalan karma ile geldiği anlaşıldı. O karma kendisine etki etmiş ve iflasa sürüklemişti. O karmayı bir şekilde ödeyerek temizlemesi gerektiğini anlattım. Çünkü eğer karmayı temizlemezse işleri toparlansa bile bir gün mutlaka yine iflasa sürüklenecek ve yine başka nedenlere bağlayacaktı.
İnsanlara sorduğunuzda kimse karması olduğunu kabullenmek istemez, kendi karmalarının ve aileden gelen karmalarının temiz olduğunu söyler. Temiz karma kavramı sizi şaşırtmasın. Evet, bazı karmalar temizdir ve bir ödev yüklemezler. Buna da başka bir yazımda değinirim.
Bir çocuğun DNA’sı nasıl aileden gelen genetik rahatsızlıkları taşıyorsa ya da fiziksel ve karakter özelliklerini ebeveynleri veya daha önceki kuşaklardan alıyorsa karma da aynı şekilde nesiller boyu aktarılıyor. O nedenle bir insan çocuğuna mal mülk bırakmanın telaşını yaşarken kendi olumsuz davranışlarını görmüyorsa, kendisinin yaşadığı olumsuzlukların gerçekte karma olduğunu bilmiyorsa ve bu karmadan nasıl kurtulacağının bilincinde değilse çocuk da karmayı taşıyacağı için o mal mülk çocuğa hayır getirmez.
Eşini aldatmak bir karmadır, insanın başkalarını kendi menfaatleri için sevmediği hâlde sevmiş gibi yapması veya kullanması bir karmadır.
Aynı şekilde bir insanın kendi bencilliği için başkalarının duyguları ile oynaması bir karmadır. Ticaret yapanlar, düşük maliyetle aldığı malı gerçek değerinin üzerinde fiyatla satıp kazanç elde ediyorsa bir karmadır.
Niyetler karma oluşturur.
Evrende herkesin bir askısı var ve yapılanlar o askıya asılır. Zamanı gelince o askıdan insanlara geri verilir.
Aile bilinçli olduğunda çocuğuna veya çocuklarına karma bırakmaz.
Sevgi ve ışıkla kalın!..
Nurgül AYABAKAN
nurgul.ayabakan@gmail.com
Bu yazıyı tümü olmak şartıyla, değiştirilmeden, bedava olarak ve bu telif hakkı uyarısı ve internet bağlantısı (https://sevginin-isigi-sifa.com/) ile birlikte kopyalamaya ve dağıtmaya izin verilmiştir.