NANKÖR İNSAN YAPTIKLARINIZIN DEĞERİNİ BİLMEZ
Sevgili okuyucularım, 16 Mayıs 2022 tarihinde yazdığım “Çürük Meyveler” başlıklı yazımda zamanı geldiğinde nankörlük konusu hakkında yazacağımı dile getirmiştim. İşte bugün o zaman geldi.
Hemen hemen hepimiz hayatımızda nankörlük ile karşılaşmış, bunu yaşamışızdır. Nedir nankörlük? Yapılan iyiliklerin kadrini, kıymetini bilmemektir. Bu bağlamda nankör insan, yapılan iyiliklerden anlamayan insandır. Bu tür insanların hem kendisine hem de çevresine pek yararı dokunmamaktadır.
Her zaman olduğu gibi bu konuda da önce kendimiz ile yüzleşip bugüne kadar bize yapılan iyiliklerin değerini bildik mi bilmedik mi ve bu iyilikleri anladık mı anlamadık mı net olarak ortaya koymamız lazım. Sonra, kimler bize nankörlük etti, gözden geçirmemiz lazım. Sonra da bunlarla ilgili bir farkındalık oluşturup, ruhumuzu arındırmamız, şifalandırmamız gerek.
İnsan ilişkilerinde nankörlükle maalesef sıkça karşılaşılır; ailede, akraba ilişkilerinde, iş yerinde, komşulukta, arkadaşlıkta ve siyasette. İnsan yakınında olan, güvendiği, zaman ve emek harcadığı, değer verdiği birisinden nankörlük görürse daha çok üzülür.
Nankörlüğün içinde vefasızlık da vardır. “Bir kahvenin kırk yıl hatırı vardır,” sözüyle anlatılmak istenen vefa, nankör insanlarda ne yazık ki yoktur.
Nankör insan hiçbir zaman sizin yaptığınız iyiliğin değerini bilmez. Kendine yapılan iyiliği hak olarak görür ve sonunda size “Şunu söyle yapmasaydın,” ya da “Yapılan iyilik konuşulmaz,” der. Yalnız burada ince bir çizgi var. Tabii ki iyilik konuşulmaz fakat yapılan iyilik de unutulmaz. İnsanın her zaman zor durumları olur. Bu zor durumlarda size destek çıkmış birinin iyiliğini unutup, ona değer göstermeyip kıymet bilmiyorsanız o zaman zaten evren size başka şekilde iyilik gelmesini engeller.
Nankör insanlar iyilik yapılmasını iyiliği yapanın görevi olarak görür. Kendi değerbilmezliğinin farkında olmaz da iyiliği yapanın mecbur olduğunu söyler. Akraba da olsa insan iyilik yapmaya mecbur tutulamaz. Bir kere iyilik insanın içinden gelmiyorsa zorla yapılmaz. Zaten kıymet bilmeyene de içinizden iyilik yapmak gelmez, başka yere yaparsınız. Ayrıca böyle insanlar, yaptığınız iyiliği de küçümser “Ne var ki? Herkes yapar bunu,” derler.
Nankör insan iyilikleri gördükten sonra sizinle bir daha irtibat kurmaz, bir hatır bile sormaz, özel günlerinizde sizi kutlamaz. İhtiyacı olduğu zaman ortaya çıkar tekrar sizden yardım ister. Bir gün olsun “Şu kişiler çok zor zamanımda yanımda oldu,” diye aramaz. Hele bir de o zor zamanı atlatıp rahata çıkmış ise siz yaptıklarınızı hiçe sayar.
Ailesine ve kendisine 10 sene boyunca zor zamanlarında şifa ve rehberlik çalışması yaptığım bir arkadaşımı kendi davranışıyla yüzleştirdiğimde bana olumsuz davranışta bulundu. Ben de “Peki, 10 senedir benden rehberlik alıyordun şimdi yüzleştiğin için mi böyle davranıyorsun? Benim şifalandırma yöntemim yüzleştirmektir,” dedim. İşte burada yapılan nankörlük çünkü verilen emeğin hiçe sayılması, yapılan işin değerini bilmeden olumsuz bir davranış sergilenmesi söz konusu. Yıllarca yaptığınız iyiliği bir gün yapmadığınız zaman o kişi size nankörlük mü gösterecek? Karşılığı bu mu olmalı?
İş yerinde iş arkadaşınıza yardım edersiniz ama bunun değerini bilmez, emeğinizi hiçe sayarsa bir gün tekrar yardım istediğinde artık yardım etmek istemezsiniz. Yine kendimden örnek vereyim. Çalıştığım şirkette bir arkadaşımın yetiştirmesi gereken işine yardım etmiştim. Müdürler o işi değerlendirirken o arkadaşım hakkında tabii ki pozitif görüş bildirdi ve arkadaşım müdürlere bu işin yetişmesi için yardım aldığını söylemedi. Çünkü kendisi takdir almak ve kendini göstermek istedi. Bu, aslında bir emek hırsızlığı oluyor. Böyle bir durumla karşılaşınca artık yardım etmek de istemiyorsunuz.
Aynı şekilde iş yerinde bir arkadaşım bazı özel sebeplerden dolayı belli bir süre çalışmayacaktı. Maddi ihtiyaçtan dolayı işinden olmaması için yerine eleman alınmasını istemedim. “Ben onun da işlerini yaparım,” dedim müdürüne. Bu arkadaşım bunu bildiği hâlde ben işte çıkarıldığım zaman bir gün arayıp sormadı. İşte bu yapılan, iyiliği unutmaktır.
Ama tabii iyilik gibi nankörlük de insanın kendi yerini belirler. Değer veren ile değer vermeyene aynı gözle bakılmaz. Çünkü aynı gözle bakıldığı zaman değer verenin hakkı yenmiş olur.
Nankör insan, iyiliğinize rağmen size kötülük yapar. Sizi sömürür. Baktı ki siz vicdanlı ve merhametlisiniz her türlü şekilde sömürür, siz verdikçe o alır ama yaptığınızın kıymetini bilmez.
Birisi bana “Sizin kıymetinizi biliyorum,” dedi. Ben de ona şunu söyledim:
“Hep ihtiyacın olduğu zaman bana geliyorsun. Bir gün benim hatırımı sordun mu? Bir gün özel günümü kutlamak için telefon açtın mı mesaj yazdın mı? İçinden gelip bir hediye alıp verdin mi? Kıymeti davranışlar gösterir. Öyle söylemekle ya da işin düştüğü zaman gelmekle olmaz,” dedim.
Yine yaşadığım bir olaydan bahsedeyim. 2016 yılıydı, bir arkadaşımın kızı, İtalya’ya okumak için gidecek fakat babası izin vermiyor. Sonunda benden bununla ilgili şifa çalışması talep etti, ben de elimden geleni yaptım. Sonra kızı İtalya’ya okumaya gitti. Bir gün görüştüğümüzde yanımızdaki ortak arkadaşımız dedi ki “Ne kadar akıllı kızın var. Hedeflerini gerçekleştirdi, babasını da ikna etti.” Arkadaşım sesini çıkarmadı, orada benim yaptığım çalışmayı söylemedi, “Burada bu çalışmada yapıldı, bu emek de var,” demedi. Bu, sizin emeğinizi hiçe saymak ve vefa göstermemektir.
Ben bunu şifa yaparken bazı insanlarda gördüm. Yok, “Sen yapmadın başkası yaptı,” yok “Senden önce başkası rehberlik verdi, o da söyledi.” Daha neler neler… İşte bunlar, kıymet bilmeyip nankörlük yapan insanlar. Bunları görünce sonra zaten böyle insanlara bir şey yapmak istemiyor insan, çoğu zaman da ruhlarını görüp baştan “Hayır,” diyor.
Oscar Wilde, “Nankör insan, her şeyin fiyatını bilen fakat hiçbir şeyin değerini bilmeyen kimsedir,” der.
Nankörlüğü sadece insan ilişkileriyle de sınırlamamak gerek. Bir eşyanın hatta yaşanan şehrin, ülkenin değerini bilmemek de nankörlüktür. Her şeyi para ile satın alınacağını ve hiçbir şeyin sonsuz olmadığını düşünmek ne büyük yanılgıdır. Kullandığınız eşyaların kıymetini bilmediğinizde o eşyalara nankörlük yapmış oluyorsunuz. Sizin için hazırlanmış bir yiyeceğe, verilen hediyeye hak ettiği kıymeti göstermediğinizde aslında hem nankörlük etmiş hem de kendinize karşı olumsuz davranmış olursunuz.
Yaşadığı ülkeye zarar veren insanların yaptığı nankörlüktür.
Kamu malına, doğaya ve doğal kaynaklara zarar verip hor kullananların yaptığı nankörlüktür.
Vefalı insan tek bir zararınızı görse de yaptığınız iyilikleri unutmaz, bir çırpıda sizi silmez. Nankör insana ne yaparsanız yapın yine nankörlüğü devam eder, ta ki siz yapmaktan vazgeçinceye kadar.
Tabii siz yine de birkaç nankörlük gördünüz diye iyilikten asla vazgeçmeyin. Çünkü evren her zaman negatif ve pozitif olarak dönüş yapar.
İnsan olmanın bir tanesinde hiçbir zaman nankör olmayacaksın.
Sevgi ve ışıkla kalın!..
Nurgül AYABAKAN
nurgul.ayabakan@gmail.com