HAYATINIZIN TOHUMLARINI EKİN…

 
Doğru tohumlar ekin…
 
Dünya, hem asıl hem mecazi anlamda, hem güzel çiçeklerin hem yabani otların büyüdüğü büyük bir bahçedir; bunlar doğal yolla veya insanların eliyle yetişen bitkiler veya insanoğlu olabilir. 
 
Hayatınızın tohumlarını ekin…
 
Toprağa kötü tohum ekersek, diğer bitki türleri, hayvanlar veya İnsanoğlu için zararlı veya zehirli bitkiler yetişebilir. Kötü bir tohum yabanı bir ot yetiştirir.
 
İyi tohumlar ekerseniz, hayvanlar veya İnsan için faydalı bitkiler, çiçekler, sebzeler yetişir.
 
Aynı durum İnsanoğlu tarafından serpilen fikir tohumları için de geçerlidir. Bu fikir tohumları, çevrenize ve çevrenizi saran insanların zihinlerine serptiğiniz fikirlerin ve prensiplerin hepsidir.
 
Serpilen düşünceler kötüyse, çevrenizdeki kişilerin düşüncelerini istila ederler. Bu kişiler üzerindeki etkilerine ve ikna derecelerine göre, etkilenen kişilerin düşünceleri üzerinde orantılı olarak zararlı yönde etkili olabileceklerdir.
 
Bu kötü tohumlar “ekildikleri” kişiler aracılığı ile önüne geçilemez şekilde yayılırlar. O kadar çok varlığın düşüncesini etkilerler ki, etkilenen varlıklar da başka varlıkları etkiler.
 
Bu nedenle, pozitif fikir tohumları ekin, zira etkileşim içinde olduğunuz kişiler üzerinde mutlaka faydalı bir etki yaratırlar. Bu kişiler de fikirlerinizi uygulayacak ve onları kendi çevrelerine yayacak ve böylece dünyadaki İyilik seviyesini artıracaklar.
 
Faydalı fikir tohumlarınızı kullanacak ve onlardan faydalar sağlayacak insanlar, önceki negatif fikirlerini artık barındırmak istemeyecekler. Farkın ve erişilen mutluluk, zenginlik ve şans seviyesi ile yaşamlarına getirdikleri faydaların farkına varacaklar.
 
Üstelik onlardan doğrudan ve dolaylı olarak, karşılığında bir şey beklemeden veya çıkarlarınız için kullanmadan bu fikir tohumlarını ekmek şartıyla fayda sağlayacaksınız. Fikirleri, aklınızda yalnızca genele iyilik yapma arzusu ile karşılık beklemeksizin ekin. Başkaları için iyi olan sizin için de iyi olacaktır.
 
Güçleneceksiniz, kendinize daha fazla güven duyacaksınız, enerji seviyenizi yükselteceksiniz ve şansı kendinize kendiliğinden çekeceksiniz.
ALINTI
Her şey gönlünüzce olsun!
Sevgi ve ışıkla kalın!..
Nurgül AYABAKAN

 

GÜNÜN MESAJI

Sevdiğin zaman, tüm kalbinle sev ve sevgini göstermekten asla korkma. Sevgin, tüm ruhların okuyabileceği açık bir kitap gibi olsun. O dünyadaki en harika şeydir., bu yüzden içindeki o ilahi sevginin özgürce akmasına izin ver. Sevgi kör değildir, tam tersine o sevilenin içindeki en iyiyi görür ve içinden en iyinin çıkmasını sağlar. Kimi seveceğin konusunda asla seçici olma. Sadece yüreğini açık tut ve bırak sevgi tüm ruhlara aksın. Böyle yapmak, Benim ilahi sevgimle sevmek demektir. Bu güneşe benzer ve tüm ruhların üzerinde parlar. Sevgi bir musluk gibi açılıp kapatılmamalıdır. Sevgi dışlayıcı ya da sahiplenici değildir. Ne kadar çok paylaşırsan, o kadar çok büyür. Sevgiye tutunursan, onu kaybedersin. Onu serbest bırakırsan, sevgi bin kez katlanarak sana geri döner ve onu paylaşan herkes için bir neşe ve kutsama olur.

Eileen CADDY

 

Her şey gönlünüzce olsun!
Sevgi ve ışıkla kalın!..
Nurgül AYABAKAN
nurgul.ayabakan@gmail.com

 

ÖNCEKİNİ YOK SAYMADAN YENİ GELEN HER GÜZELLİĞE MERHABA…

 
 
Her daim yeniden bahsederiz, ne güzeldir yeni üzerine konuşmak. Yeni saç modeli, yeni elbise, yeni telefon, yeni defter, yeni film, yeni iş, yeni ev….. Öyle çoktur ki yeniden yana söyleyeceklerimiz. Ama bir de eski vardır. Geçip giden geride kalan… Onlar da eski diye bahsettiklerimizdir. Yeniyi yeni, eskiyi de eski yapan nedir? Belki de sadece bizim neyi nasıl gördüğümüzle alakalıdır bu durum. Geride kalanlara eski demeyelim önceki diyelim… Değil midir ki öncekiler; bizleri bu güne taşıyan ve bizimle bu güne değin yani yeniyle buluşma anımıza kadar refakat edenler… Bize zamanında faydası dokunan tüm araçlar, eşyalar, yaşanmışlıklar, işte bunlar hep eski dediğimiz öncekilerdir…
 
Öncekileri yok saymadan her daim hayatımızı kolaylaştıran tüm yeni araçlara, eşyalara, güzelliklere, umutlara, sevgiye, dostluğa canı gönülden merhaba diyelim. Umutlarımızın sevgiyle hayat bulduğu yeni ve sağlıklı sıcacık bir yıl diliyorum hepimiz için… Ve öyle de oldu…
Her şey gönlünüzce olsun!
Sevgi ve ışıkla kalın!..
Nurgül AYABAKAN

GÜNÜN MESAJI

 
 
Arzun dünyaya barış, huzur ve uyum getirmekse, o işe önce kendi yüreğinde huzur ve uyumu bularak başlamalısın. Barış ve huzurdan bahsetmek zaman kaybıdır. O, kimsenin ve hiçbir şeyin bozamayacağı huzur bilincini aramalı ve bulmalısın ve o bilinçte kalmalısın. O bilinç düzeyinde etkili olabilir ve pek çok kişinin yaşamında barış, huzur ve uyum sağlanmasın yardımcı olabilirsin. Önce kendi yaşamında huzur ve uyumun bilincinde ol ondan sonra gölün ortasına atılmış bir taş gibi halkalar büyüyerek göle yayılmaya devam edecek, insanların yaşamlarına dokunacak ve yaşamlarını değiştirecektir… “Ne ekersen onu biçersin” Anlaşmazlık ve uyumsuzluk ektiğinde anlaşmazlık ve uyumsuzluk biçersin, oysa huzur ve uyum ektiğinde, huzur ve uyum hasattı büyük olacaktır; sadece senin için değil, iletişimde olduğun tüm ruhlar için de…
 
Eileen CADDY 
 
Her şey gönlünüzce olsun!
Sevgi ve ışıkla kalın!..
Nurgül AYABAKAN
nurgul.ayabakan@gmail.com

 

DÜŞÜNCELERİNE BAK

 
Boş düşüncelerle ve konuşmalarla vakit kaybetme. Vaktinin her anını sevgi dolu, olumlu, yapıcı düşünceler ve sözcüklerle geçir. Yansıttığın düşüncelerin bir şeylere yardım edebileceğini ya da bir şeyleri bozabileceğini fark et; o yüzden düşüncelerinin ve sözcüklerinin efendisi ol, kölesi değil. Neden yaşamın tadını sonuna kadar çıkarmayasın? 
 
Bunu yalnızca vaktinin, sözlerinin ve eylemlerinin en iyisini ortaya koyarsan gerçekleştirebilirsin. 
 
Gözlerini aç, yüreğini aç ve çevrendeki her şeyde ve herkeste en iyi olanı gör ve hisset. Eğer en iyi olanı bulmakta güçlük çekiyorsan, onu buluncaya kadar yalnızca aramaya devam et; o, seni bekliyor. 
 
Dünyada pek çok harika şey var.  Neden onlara yoğunlaşmak için zaman ayırmayasın ve yaşamını onlarla doldurmayasın? 
 
Böylece hoş olmayan, mutsuz ve uyumsuz olan şeyler yaşamında yer bulamazlar. Yaşamına sen şekil verirsin. Sen kendi yaşamına nasıl şekil veriyorsun?

Eileen CADDY

 

Her şey gönlünüzce olsun!
Sevgi ve ışıkla kalın!..
Nurgül AYABAKAN
 

RUHSAL BİLGİ

 
İnsan güvende olmak ister, sevgiyi, huzur ve sevinci, güzellikleri arar ve bunları elde edebilmek için güce ihtiyaç duyar. Gücü ise kendi dışındaki bir takım geçiciliklerde bulacağını umar. İnsanın güç olarak sarıldığı her dünyasal geçicilik, onu başka yönlerden güçsüz bırakır. Sahip olduklarını kaybetme korkusu; neden birini ele geçirirken diğeri elinden kaçıveriyor; neden hiç dostu yok; bu hastalık da nereden çıktı; yaşam çok acımasız ve dünya çok tehlikeli; vs, vs, 
 
Halbuki Yaratan, bizleri mutsuz görmek değil, mutlu görmek diledi. O’nun yolu ebedi mutluluk yoludur. Ve ruhsal bilgi O’nun Yolu’nun bilgisidir ve bizlere mutluluğun müjdesini vermektedir.
 
Ruhsal bilgiler gerçekte insanlar için sevginin, yardımın, korunmanın, güzel yolun, huzur ve sevincin, keşfedilecek güzelliklerin, yapılacak güzel işlerin ve içimizdeki büyük gücün müjdecidir.
 
Kader iki türlüdür. Biri egonun bizi sürüklediği kader ki acılar, korkular, endişeler, kuşkular, hastalıklar içinde ümitsiz ve yalnız bir yaşamdır ki üzerimizde kasıtlı olarak uygulanan yanlış bir eğitimin yaşanan safhasıdır. Diğeri ise müjdesi verilen O’na giden yolda ışık içinde yaşayacaklarımızdır. O yol önce dünyada başlayan yürüyeceğimiz yoldur. Yalnızlığın, güçsüzlüğün olmadığı, maddi kayıpların bulunmadığı; kaderimizin, eylemlerimizin toplamında bize çizilecek hayırdan ibaret olduğunu anladığımız,sevginin mutluluğun hale dönüştüğü durumdur yol.
 
Gerçeğe hizmet eden ve O’nun rızasına uygun bir yaşam amaçlayan ruhsal bilgilerde egoya geçit vermez. Bu noktada bizlere seçici olmak düşmektedir. Ruhsal bilginin de elbette ki her bilgide olduğu gibi ait olduğu şuur kademeleri vardır.
 
Yüksek bir bilince taşıyacak ruhsal bilgilerde öncelikle şu özellikler olur;
 
-Birleştiricidir. Herkesi kucaklar.
 
-Korku değil sevgi aşılar.
 
-Harekete geçiricidir; eylem ister.
 
-İnsani nitelikler açısında ileriye taşıyıcıdır. İyilik, doğruluk, hizmet, bilgi ve sevgiyi öncelik tutar.
 
-İyiye ve doğruya teşvik etmek için hataları gösterir.
 
-Gerçekçidir. Boş vaatlerle, fantastik hikayelerle ve kelimelerle zihinleri bulandırmaz.
 

-Sade ve anlaşılırdır. Ancak mana olarak derinliği hiçbir zaman tamamen anlaşılamaz.

Ruhumuzun tam da ihtiyacı olan şeyler bunlardır. Bu yüzden ruhsal bilgiler müjde vericidir.
(Alıntı)

Her şey gönlünüzce olsun!
Sevgi ve ışıkla kalın!..
Nurgül AYABAKAN

GÜNÜN SÖZÜ

 
 
İyi şeyler düşünelim,
 
İyi sözler söyleyelim,
 
İyi davranışlarda bulunalım,
 
Bu üç adım bizlere aklımızın almayacağı şeyler kazandıracaktır…
 
Mucizelere şahit olacağımız anlar çok yakın…

 

Her şey gönlünüzce olsun!
Sevgi ve ışıkla kalın!..
Nurgül AYABAKAN

SPİRİTÜEL İNSANIN ÖZELLİKLERİ

1. Spiritüel insan, Dünya boyutunda yaşadığını ve tekamülünü gerçekleştirmek “zorunda” olduğunu unutmaz. “Öncelikle” kendi aklını, ruhunu ve vicdanını rehber edinir. 

2. Herkes gibi spiritüel insanın da içinde boşluklar ve karanlıklar vardır ve Evrensel Denge gereği olmak da zorundadır. Spiritüel insan bu boşluk ve karanlıklara atlamaktan korkmaz ve kontrol etme yeteneğine sahiptir.

3. Önceki hayatlarına ait sıfatları (Atlantis rahibi, filanca gezegenin komutanı veya prensi, mısır da şifacı, Kleopatra, Mevlana vs.) dünyevi hayatında ön plana çıkarmaz bunları sadece geçmişe ait birer bilgi olarak görür ve sevgiyle kabul eder. Ego yapmaz. Kendine ÜSTAD gibi isimler takmaz. (Herkese anlatmak, mürit edinmek, kendine hayran olmasını sağlamak, veya bir tarikat vs. kurmak gibi) O hayatlarından kendisine aktarılan yetenekleri (varsa) Dünya boyutunda insanlara faydalı olmak için kullanır. 

4. Spiritüel insan her zaman kendisine ve başkalarına karşı dürüsttür. Kendini insanlığa adamıştır ve yanlış/negatif  bilgi verenler ve insanları yanlış yönlendirenlerle her zaman ışık ve sevgi savaşçısıdır. 

5. Spiritüel bir insan dünya boyutunda mutsuz yaşadığını ve bir an önce ölerek ruhsal boyuta geçmek istediğini asla düşünmez ve söylemez. Spiritüel bir insan dünya hayatında var olma nedenini ve görevini bilerek sevgiyle kabul eder ve hayatını Evrenin insanlığın en yüksek hayrına sürdürmek için çabalar.

6. Spiritüel insan ‘da din olgusu yoktur. Onun için Herşey Evrenseldir her şey tek bir kaynakdan gelmiştir adı SEVGİ’dir ve Mükemmeldir.

7. Spiritüel insanı, başkalarından farklı kılan nokta aldığı kanal bilgileri, kullandığı enerji teknikleri, yaptığı meditasyonlar veya gördüğü vizyonlar DEĞİLDİR. Spiritüel insan edindiği tüm ilahi bilgileri akıl ve gönül birliğiyle değerlendirip Bütünün en Yüksek Hayrına Daima IŞIK Olması niyetiyle sevgiyle aktarandır.  

8. Spiritüel insan Yaradanın sonsuz kaynağına bağlanarak enerjisini , gücünü ve bilgisini sadece ondan alır. Yaradanın yarattıklarına bağlanmaz .

 9. Spiritüel insan her şeye gülümseyen tepkisiz eylemsiz insan demek değildir. Her insan gibi dünyevi boyuta uygun olarak kendisine yakışan en uygun tepkiyi verir ve yaşar. Aksi davranışlarda bulunanların zamanla ruhsal rahatsızlıklar geçirmesi muhtemeldir. Bu kişilerin çevresindeki insanlar da zamanla bu tepkilerin içten ve samimi olmadığını anlayarak kendilerinden uzaklaşması kaçınılmazdır.

10. Her kanal bilgisi alan spiritüel değildir. Pek çok varlık (özellikle negatif) bağlantıya geçmeye uygun bir varlık bulduğunda kullanır , kandırır . Her bedensiz varlık da pozitif değildir. Evrende spiritüel negatif varlıkların da olduğunu unutmamak gerekir.Pek çok insan bir varlığın kendisiyle iletişime geçmiş olmasının sevinciyle (!) sorgulamadan koşulsuz olarak kanallık yapmayı ve bilgi aktarmayı kabul eder ve sonuçlar toplumsal felakete döner. Dönmeye de devam ediyor. 

11. Spiritüel insanın tüm kanalları açıktır ve tüm hisleri ve durumları siz söylemesenize bilir görür, hisseder.. 

12. Spiritüel insan kendisine verilen yetenekleri eğer kendisine  bu misyon yüklendiyse dünyevi geçimini sağlamak için çalışmaları  enerji akışını hızlandırmak ve akışı sağlamak için bir ücret karşılığı yapabilir. (karşılıklı pozitif enerji transferi için az veya çok somut bir alışveriş karşılıklı bir akış MUTLAKA gereklidir)  Bununla birlikte açgözlü, paragöz ve kendisinde var olmayan yetenekleri varmış gibi göstererek insanları kandırmaz .(Bunu yapan insanların da enerjileri zamanla kirlenerek şifacılığı hastalık dağıtma şekline döner ve ışığa hizmetten uzaklaşmaya başlar. Bu kişileri değerlendirip, düşünebilme yeteneğine sahip herkes anlayabilir.) 

13. Spiritüel insanın bilgileri ilahi evrensel bilgilere dayanır. Denge sağlar.  

14. Spiritüel insan yıkıcı değil yapıcıdır. Çalışkan , Temiz ve Bilgilidir. Erdem ve Ahlak onun temel meziyetleridir. Özveri duyuları çok güçlü ve her zaman uygulayabilendir. DÜRÜST ve HAK BİLEN’dir.

15. Spiritüel insan, Sayısız ve sonsuz kötülük ve eğrilik köylerinden kovulmayı göze alabilen , amaçları zaten oraları doğru ve dürüstleştirmek mücadelesi olandır. Anlamsız bir hoşgörüye gerek olmadığını bildiği için doğruluğun savaşçısıdır. Fakat savaşı yakıp yıkmadan ve can yakmadandır. Çünkü böylesine savaşmak sürekli galip gelmenin tek yolu olduğunu bilir. Yenilemeyecek tek güç IŞIK BİLGELİĞİ’dir. 

16. Spiritüel insan ruhsal yeteneklerini ve bilgisini her daim insanlık yararına POZİTİF kullanandır.

17. Spiritüel insan, KISKANÇLIK, HASETLİK, REKABET, EGO, MADDİYATÇILIK, vb. duygulardan arınmış kişidir.

18. Spiritüel insan kendi dünyevi hayatında ki mutsuzlukları, sorunları sevgiyle çözmüş ve kabul etmiş, hayatından şikayet etmeyen yüce yaradanın sonsuz kaynağına gönülden bağlı ve teslim olmuş kişidir.

19. Spiritüel insan her zaman samimidir. Yürekten sever ve bu yansımayı ruhsal olarak da hissettirir. O insanlarla karşılaştığınız zaman tereddüt etmezsiniz ve seversiniz..(Tereddüt ediyor ve içinizde bir ses size sinyal veriyorsa dikkat edin sorgulayın.)

20. Her Astral Seyahat yapan, Her Medyumsal özelliği ya da Durugörüsü Olan kişi  Spiritüel olmadığı gibi Bu özelliklere sahip olmayan insanlarda spiritüel olabilir. Bu bir ölçü değildir. Spiritüellikte bir ölçü yoktur. Herkesin kendine göre farklı özellikleri vardır ve önemli olan bunu fark edip kullanabilmektir.


21. Spiritüel insanın başta ailesi olmak üzere sevmediği anlaşamadığı kimse yoktur ve bunun için de kendini zorlamaz sevgi daima içindedir.
ALINTI

Her şey gönlünüzce olsun!
Sevgi ve ışıkla kalın!..
Nurgül AYABAKAN

OLUMLAMA NASIL YAPILIR

 
Söz büyüdür. Bu nedenle kullandığımız her sözcüğün niyetinizle, varmak istediğiniz noktayla ilgili olmasına özen göstermek gerekir. Ağzımızdan çıkan en küçük bir söz bile tüm vücudumuza, tüm evrene yaydığımız bir emirdir. Dolayısıyla odaklandığımız düşünceler ve sıkça ağzımızdan çıkan sözler bir süre sonra bizim gerçekliğimiz olmaya başlar.
Bunun en iyi yöntemi de BİLİNÇLİ OLUMLAMADIR.
Olumlamalar, rast gele hazırlanamaz. Kelimesi kelimesine özenle seçilmelidir. “Olacak,yapacak, istiyorum, Her şeye rağmen” gibi kelimeler KULLANILMALIDIR.
Sağlıklıyım, mutluyum, huzurluyum tamamen olumlu kelimelerden seçilmiş kalıplar KULLANIN.
OLUMLAMA NASIL YAPILMAZ
SE-SA eki;
Eğer çok param olursa mutlu olurum.
Bu kalıp sizin için hiçbir zaman mutlu olma becerisine sahip olamadığınızın ifadesidir. Çünkü mutluluğun sonucu bir şarta bağlıdır.
MELİ-MALI
Güçlü olmalıyım.
Zorunluluk öğesidir. Şimdiki zamanda güçsüz olduğunuz gerçeğini bilinçaltınıza verirsiniz.
ECEK-ACAK
Her şey çok güzel olacak.
Bu kalıp sizin isteğinizi hep geleceğe erteleyecektir.
TERSİNE SÖYLEM
Korkmuyorum
 
“Güvendeyim” yerine “korkmuyorum” derseniz, korkuya odaklanırsınız ve bu çözüm değildir.
 
BELİRSİZLİK
İyi bir hayat istiyorum.
 
OLUMLAMA NASIL YAPILIR
-Olumlama yapmak için ilk önce geçmiş düşüncelerimiz ele alınmalıdır. Bilmeliyiz ki; geçmişteki anılarımızın oluşturduğu çekirdek inançlarımızı kırmadan ileriye gitmemiz çok yavaş ve zor olacaktır. Geçmişimizde yaşadığımız her kötü anılar maddi zorluklar hep blokaj oluşturacaktır. Bu yüzden ilk olarak affetme olumlamaları yapılmalıdır. Ne yaşarsanız yaşayın geçmişteki herkesi kalben affetmeniz gerekmektedir.
 
-Olumlamaların her ay 1 konu üzerinde ve aynı olumlama metni üzerinde yapılmalıdır. Çünkü bilinçli yaptığınız olumlamalar 21. gün sonunda bilinçaltınız tarafında kabul görür ve hayatınızda gerçekleştirmek için çalışmalara başlar. Bir olumlamayı 3 gün yapıp bırakırsanız hiç bir fayda etmeyecektir. Ya da 2 farklı olumlama yaparsanız enerji kanalınızı dağıtırsınız.
 
-Olumlama sesli bir şekilde, yavaş tempoda, hissederek yapılmalıdır. Sabah ilk uyandığınızda ve gece yatmadan 2-3 er kere yapılan olumlamalar bilinçaltına daha fazla ulaşırlar. Kendinizle yaptığınız bu konuşmalar bir süre sonra içsel egonuzun size inandırdıklarını silecek ve yerine yenilerini koyacaktır. Bilinçaltına kodladığınız yeni söz ve düşünceler inançları yeniler ve çekim yasasını harekete geçirir.
 
-Olumlamaları Ses kaydı haline getirip gün içinde dinleyebilirsiniz. Yaptığınız ses kaydını uyurken, çalışırken, kitap okurken dinleyebilirsiniz Ses rahatsız olmayacağınız seviyede normal düzeyde olabilir. Zaten dikkatiniz başka yerde olacağı için SUBLİMİNAL etkisi yapacak ve bilinçli daha kolay kırılıp bilinçaltına ulaşacaktır. Sakın bilinçli olumlamaları bırakmayın. Sadece ses kaydı ve subliminal telkin dinlemek çekim yasasını dağınık çalıştıracaktır.
 
-Yine gün içinde belirli kalıpları tekrarlayabilirsiniz. Örneğin o ay içinde “Bolluk ve bereket” olumlaması yapmaktasınız. Yaptığınız çalışmalarla beraber boş zamanlarınızda ya da dışardayken sadece “bolluk, bereket, para” diyerek veya tekrar edilerek odaklanma sağlanabilir ve bu kesinlikle faydalıdır.
 
Kendi olumlama cümlelerinizi yazmak isterseniz dikkat etmeniz gereken birkaç nokta var;
 
1. Olumlama cümleniz olumlu olsun! Yani hasta olmak istemiyorum yerine sağlıklıyım gibi tamamen olumlu kelimelerden seçilmiş kalıplar kullanın.
 
2. İstiyorum ifadesinden kaçının. Mutlu bir hayat istiyorum demek yerine mutlu bir hayata sahibim deyin. Evren onaylayandır. İstiyorum dedikçe istemekle kalırsınız. Sahibim dediğinizde tüm hücreleriniz o andan itibaren mutlu bir hayata sahip olduğu komutunu alır ve size bunu yaşatmaya başlar.
 
3. Cümleler hedefinizi net içersin. Zayıflıyorum gibi sonunun nereye gittiği belli olmayan cümleler kullanmayın. Eğer muhakkak zayıflamakla ilgili bir cümle kurmak istiyorsanız, varmak istediğiniz hedef kiloyu da içine koyarak 55 kilodayım, hatta 55 kiloda olduğum için şükürler olsun deyin.
 
4. Belirsiz ifadelerden kaçının. Kurduğunuz cümle herkes tarafından anlaşabilecek basitlikte olsun.
 
5. Cümlelerinizi gelecek zaman yerine şimdiki zaman veya geniş zaman kipinde kurun. Çok mutlu olacağım demek yerine çok mutluyum deyin. Gelecek zaman kipi yaşamak istediğiniz durumu her zaman daha ileri bir zamana öteler. Böylece hiçbir zaman o durumun içinde olamazsınız.
 
6. Olumlamalarınız başka insanlar hakkında değil kendiniz hakkında olsun.
 

Olumlamalarınızı ne kadar bilinçli, sık, inanarak ve hissedilerek tekrarlanan olumlamalar, bilinçaltındaki değişim sürecini de ona göre hızlandırır.
ALINTI

Her şey gönlünüzce olsun!
Sevgi ve ışıkla kalın!..
Nurgül AYABAKAN

RUHUN YASALARI

 
 
DENGE YASASI: ORTA YOLU BULMAK
Nasıl yerçekimi evreni bir arada tutan bir yapıştırıcı ise, denge de evrenin sırlarının kapısını açan anahtardır. Denge; beden, zihin ve duygularımız, varlığımızın her boyutu için geçerlidir. Yaptığımız her şeyde, az ya da çok yaptığımızı bize hatırlatır. Yaşam sarkacımız ya da alışkanlıklarımız en uçlara gittiğinde diğer uca gitmemiz de kaçınılmazdır.
SEÇİMLER YASASI: GÜCÜMÜZE YENİDEN SAHİP ÇIKMAK
Özgür iradenin sorumluluğu hem yıkıcı hem yapıcıdır. Seçimin gücüdür bu. Geleceğimizi büyük ölçüde belirleyen şimdi yaptığımız seçimlerdir. Koşullarımızı her zaman kontrol edemeyiz ama tepkilerimizi seçebiliriz. Seçim gücümüze sahip çıktğımızda dünyada dolu dolu yaşama cesaretini de buluruz.
SÜREÇ YASASI: HAYATI ADIM ADIM YAŞAMAK
Süreç, her seyahatin küçük adımlarıdır. Adım adım her amaca ulaşılır. Süreç, zamanı aşar, sabrı öğretir, dikkatli bir hazırlanmanın sağlam temelini oluşturur. Ve ortaya çıkmayı bekleyen potansiyelimize güvenmeyi sağlar.
ŞİMDİ YASASI: ANDA YAŞAMAK
Zaman “geçmiş’ten geleceğe” uzanan bir paradokstur. Zamanın gerçekliği yalnızca zihnimizdedir. Zaman kavramı düşüncenin, dilin ve toplumsal fikir birliğinin bir ürünüdür. İşte daha derin bir gerçek: Yalnızca bu an var.
ŞEFKAT YASASI: İNSANLIĞIMIZIN UYANIŞI
Evren bizi yargılamaz; sadece sonuçları ve dersleri gösterir. Neden-sonuç yasasıyla bize öğrenme ve denge kurma olanaklarını sunar. Şefkat her birimizin o andaki inanç ve kapasite sınırlarımız içinde yapabildiğimizin en iyisini anayışını kazanmaktır.
GÜVEN YASASI: RUHA GÜVENMEK
Güven, evrensel bilinçle doğrudan bağlantımızdır. Güven işittiğimizden, okuduğumuzdan, öğrendiğimizden daha fazlasını bildiğimizi bize hatırlatır.  Hepimizin içinde olan Evrensel Ruhun bilgeliğini, sevgisini hissetmek için görmemiz, dinlememiz ve güvenmemiz yeterlidir.
BEKLENTİ YASASI: REALİTEMİZİ GENİŞLETMEK
Enerji düşünceyi takip eder. Hayal edebildiğimizin ötesine değil, ona doğru gideriz. İnandığımız, beklediğimiz, umut ettiğimiz şeyler deneyimlerimizi yaratır ve renklendirir. Mümkün olabileceğini gördüğümüz en derin inançlarımızı genişleterek yaşam deneyimizi değiştirebiliriz.
ONUR YASASI: GERÇEK DOĞRULARIMIZI YAŞAMAK
Onur, ruhsal yasalarla uyum içinde yaşamak ve davranmaktır. Koşullar bize ne kadar karşı olursa olsun, onurlu yaşamak, içsel gerçeğimizi bilmek, kabul etmek ve ifade etmektir. Başkalarına söylediklerimizle değil, davranışlarımızla ilham vermektir.
EYLEM YASASI: YAŞAMI UYGULAMAK
Ne kadar hissedersek ya da bilirsek bilelim, potansiyelimiz ve yeteneklerimiz ne olursa olsun, yalnızca uygulamayla onları gerçekleştirebiliriz. Çoğumuz kendimizi adama, cesaret ve sevgi gibi kavramların ne olduğunu anlıyoruz. Ama ancak bunları uyguladığımızda ne olduklarını bilebiliriz. Yapmak, anlayışı getirir. Uygulamak bilgiyi bilgeliğe dönüştürür.
DEĞİŞİM YASASI: DOĞANIN MÜZİĞİYLE DANS ETMEK
Doğanın ritmi, dönemleri, devreleri vardır. Mevsim dönemleri, yıldızların ritmi, gel git hareketlerinin devreleri gibi. Mevsimler birbirini itmez. Bulutlar gökyüzünde yarış etmez. Her şey kendi zamanında olur. Tıpkı yükselen ve alçalan okyanus dalgaları gibi.
TESLİMİYET YASASI: YÜKSEK İRADEYİ KUCAKLAMAK
Teslimiyet, açık kollarla bu anı, bu bedeni, bu hayatı kabul etmektir.  Teslimiyet, kendi yolunun önünden çekilerek, yüksek irade ile uyum içinde yaşayabilmektir. Teslimiyet, yüreğin bilgeliğidir. Teslimiyet, pasif bir boyun eğme değildir. Teslimiyet, her zorluğa ruhsal gelişim ve genişleyen farkındalık olarak bakabilmektir.
BÜTÜNLÜK YASASI: BAĞLANTIMIZI HATIRLAMAK
Dünyada farklı yaşamları olan farklı varlıklar gibi görünüyoruz. Ama her farklı yağmur damlası nasıl okyanusun bir parçasıysa her birimiz de farkındalık okyanusunun, Tanrı’nın bedeninin bir parçasıyız. Hepimizin bir olduğu yüce gerçeğinin derinliklerinde sevgiyi ve huzuru bul. Korku, kıskançlık ve öfkenin ağırlığını geride bırakarak, anlayışın kanatlarında uç. Şefkat ülkesine doğru.
 

Dan MILLMAN (Ruhun Yasaları Kitabından)

 

Her şey gönlünüzce olsun!
Sevgi ve ışıkla kalın!..
Nurgül AYABAKAN