GÖKKUŞAĞI GİBİ OLMAK…
Genç ve başarılı bir yönetici, yeni Jaguar’ıyla bir mahalleden hızlı bir şekilde geçiyordu. Park etmiş arabaların arasından yola aniden çıkabilecek çocuklara dikkat ediyordu ve bir şey gördüğünü sanarak yavaşladı. Arabayla caddeden hızlı bir şekilde geçerken hiçbir çocuk göremedi fakat arabasının kapısına bir tuğla atıldığını fark etti. Aniden arabasını durdurdu ve tuğlanın fırlatıldığı yere geri döndü. Arabadan indi, orada bulunan küçük bir çocuğu tuttu ve onu park etmiş bir arabaya doğru sıkıştırarak bağırmaya başladı:
Her şey gönlünüzce olsun!
Sevgi ve ışıkla kalın!..
Nurgül AYABAKAN
Bir insanın nasıl biri olduğunu bakışından anlarsınız çoğu zaman… İnsanlar gözleriyle anlaşır. Çünkü ruhun dışa açılan penceresidir onlar! Dilimizi, duruşumuzu, mimiklerimizi kontrol altında tutabiliriz ama bakışlarımız asla! Gözlerin içi gülen bir insan yüreği ile gülümsüyor.
Sahte olan zaten öyle anlaşılıyor ki arkadaşlığı, dostluğu, sevgisi, sözleri, davranışları, gülüşleri, ağlamaları, sevinçleri, üzüntüleri, kiminin kişiliğine yapışıyor sahtecilik. Doğası oluveriyor kendisi bile fark edemez hale geliyor.
Sarıldı mı içten sarılacak…güldüğü zaman gözlerinin içi gülecek… “Aslansın be” dediğinde bileceksin ki içten sevgiyle söylüyor. Bileceksiniz ki çıkarsız, hesapsız konuşuyor.
Yüreğimizle gülümseyebilmek ve sevebilmek…
Her şey gönlünüzce olsun!
Sevgi ve ışıkla kalın!..
Nurgül AYABAKAN
Dünya bir oyun alanı gibi gelmeye başlar.
İçinde sürekli hissettiğin huzuru kimse bozamaz.
ALINTI
Yaşamının sevgiyle dolu olmasını istemeyen bir tek insan çıkacağını sanmam. O halde, bunu gerçekleştirmek için ilk çabayı bizim göstermemiz gerekir. Arzu ettiğimiz sevgiyi bize başkalarının sağlamasını beklemektense, kendimiz bir sevgi kaynağı olmalıyız. Başkalarına örnek olmak istiyorsak, önce biz kendi içimizdeki sevgi ve şefkati harekete geçirmek zorundayız.
Sevginin analizi, matematiği ve sağlaması yoktur. Çıkarıp, bölüp parçalara ayırsak ta anlaşılmaz, anlaşılmaz. Onun sırrı ve hikmeti kalpte tecelli eder ve yaşanarak anlaşılır. Şayet sırf dünyasal yaşam için değil, sevgi içinde yaşarsak ancak sevginin sırlarında vakıf olur, ilahi ve evrensel olan yüksek enerjisinin katmanlarında erir, sevgi insanı olarak doğarız.
Bir çok hastalık olayında , yaratıcı imgeleme tek başına bütünüyle etkili bir tedavi yöntemi olabilir. Bazı olaylarda ise kişinin kendi inanç sistemi yüzünden (iyileşmek için kendi dışımızdaki bir şeylere muhtaç olduğumuz görüşünü terk etmek zordur), öteki tedavi biçimlerini kullanmakta gerekir. Herhangi bir tedavi biçimine içsel olarak inanç duyduğunuz sürece onu elbette kullanabilirsiniz. Eğer iyi sonuç vermesini ister ve buna inanırsanız verecektir. Yaratıcı imgelemenin bilinçli kullanımı normal iyileşme sürecini şaşırtıcı şekilde hızlandırır ve kolaylaştırır.
Dünya sen ne isen odur. Dünya bir cennet de olabilir, cehennem de. Hangisini seçip yaratacağın tamamen sana bağlı. Dıştaki dünyanın koşulları sizi mutsuz edemez, ama sizin içteki mutluluğunuz tüm dünyayı değiştirecek güçtedir. Dünyayı bizim dünya görüşümüz yaratır. Dünya tam da senin düşlediğin gibidir. İçteki neyse dıştaki de odur. Tüm felaketlerin, açlık ve sefaletin tek sorumlusu sadece biziz. Özüne dönüp bir birey olduğunu idrak ettiğinde ve bir bütün olduğuna inandığında ise dünya sonsuza dek iyileşecektir. Karşımıza çıkan her türlü olay bir şekilde bizim onayımızı alır da çıkar. Dışarıdan geldiğine inandığımız her şeyin başlangıç noktası içimizdedir.