YENİ YIL MESAJI

 
Yeni yılda sevgiyi, umudu, inancı, barışı ve dostluğu her zaman yaşatabilmek dileğiyle, uğurunuz açık, yolunuz yüreğiniz kadar aydınlık, sevinçleriniz, sevgileriniz, sevenleriniz, dostlarınız, mutluluğunuz, bolluk,bereketiniz ve şansınız bol olsun…ve öyle de oldu…
 
Sevgimizi ve ışığımızı tüm dünyaya yaymak için harekete geçtiğimiz yıl olsun…nice yeni yıllar…

Sevgiyle ve coşkuyla kalın…

 

Her şey gönlünüzce olsun!
Sevgi ve ışıkla kalın!..
Nurgül AYABAKAN
nurgul.ayabakan@gmail.com
 

HAYAT AĞACI

 
 
Her insanın içinde keşfedilmemiş bir yetenekler hazinesi vardır. Bundan bütünüyle yararlanabilen insanların sayısı ne yazık ki çok azdır.  Bunun sebebi ya bu hazinenin farkına varamayışımız, ya da onu geliştirmek için gerekli bilgiye sahip olamayışımızdır.
Büyümemiz ve gelişimimiz tıpkı bir ağaç gibidir.  Bu  ağacın, üzerinde pek çok dal ve yaprakları olan sağlıklı bir ağaç mı,  ya da bodur bir bitki mi  olacağına karar vermek sizin elinizdedir.
 
Hayat ağacınız 4 Bölümden oluşur.
 
1-KÖKLER: Hayata bakış açınız
2-TOPRAK: Çevreniz
3-GÖVDE:  Kişisel hedefleriniz
4-DALLAR: Bilgi ve becerileriniz
 
KÖKLER: Hayata bakış açınız
Ağacınızın pek çok kökü vardır ya da başka bir deyişle birbirinden farklı birçok tutumunuz vardır. Bazı kökler diğerlerine oranla daha çabuk büyürler.
En etkin kökler hayata en olumlu bakış açısı; “daha pozitif olmaya çalışacağım, kendimi işe adamak istiyorum, iyiyim, hayatımın sorumluluğunu taşıyorum ve ben kazanan bir kişiyim”, sözlerini söyleyip yaşamaya başladığınız anlardır.
En verimsiz kökler ise; “hayata negatif bir yaklaşımım var, kendimi herhangi bir şeye adamayı düşünmüyorum, ben kaybeden bir kişiyim” sözleriyle yaşamaya başladığınız zamanlardır. Kökleriniz ne kadar etkin? Gelişiminize katkıda bulunuyor mu?
Gelişim için köklerin kendi içinde güçlü iletişimi ve etkinliği şarttır. Güçlü kökler ağacın gelişimini, fırtınalarda sapasağlam ayakta kalmasını ve uzun yıllar yaşamasını sağlar. Bu felsefede olumlu tutum yaratmaya verilen önemin bu derece ısrarla üzerinde durulmasının sebebi budur.
 
TOPRAK: Çevreniz
Ağacınızın büyümesi sadece köklerin güçlendirilmesine değil aynı zamanda içinde yetiştiği toprağın kalitesine de bağlıdır. Toprak gübrelenmek ister. Bir kök özellikle gelişiminizi, etkinliğinizi ve mutluluğunuzu belirler. Bu kök sizin öz saygınızdır, kendinizi iyi hissetmenizdir. Eğer kendinizi iyi hissederseniz iyi sonuçlar ortaya çıkartırsınız. Kendinizi ve başkalarını geliştirme ve olumsuz durumlarla başa çıkabilme becerinizi güçlendirirsiniz. Başkaları tarafından kabul edilmeniz, ”ben iyiyim” hissinizi geliştiren en uygun topraktır. İnsanlar için başkaları tarafından kabul edilme, onanma tıpkı bir ağacın ya da bitkinin toprağa duyduğu ,ihtiyaç kadar gereklidir. Doğal olarak herkes kendi gelişiminden sorumludur ve bazı insanlar başkalarından gördükleri küçücük bir ilgi ile bile kendilerini çok iyi hissedebilirler. Yapmanız gereken kendi kendinizde güven duygusunu kuvvetlendirerek ben iyiyim duygusunu geliştirmektir. Başkalarının hayat ağaçlarını besleme ve geliştirme gücü de sizin kendi elinizdedir.
 
GÖVDE: Hayattaki hedefleriniz
Hem tüm hedeflerinizin tanımı ve hem de bunları başarmak için gösterdiğiniz çaba yaşamınızda çok önemli bir rol oynar. Bunlar gelişiminizin, verimliliğinizin ve mutluluğunuzun temel taşlarıdır. Kişisel hedefleriniz hayat ağacınızın gövdesidir. İnsanların çoğu hayatları için daha fazlasını ister ancak daha fazlanın ne olduğunu bilmezler. İnsanlar “büyük bir hedefim var” dediklerinde bu genellikle yeni bir ev, iş ya da araba gibi maddi yeterliğe dayanan hedeftir. Hayattan daha çok keyif almak ya da insanlarla daha iyi ilişkiler kurmak gibi maddi olmayan hedeflerin tanımlandığına çok nadiren rastlanır.
Hedeflere ulaşabilmenin en etkin yolu çok iyi tanımlanmasından geçer. Hayatın her evresi farklı değişiklikler geçirdiği için hedeflerin düzenli olarak ve sık sık gözden geçirilmesi gerekir. Burada öğrenmemiz gereken, sağlığımız, mutluluğumuz, eğitimimiz, becerilerimiz işimiz, kariyerimiz gelirimiz, tutkularımız, ailemiz, arkadaşlarımız hakkındaki tüm hedeflerimizi tanımlayabilmek ve güncelleştirmektir.
 
DALLAR: Yaşam becerileriniz

Büyüyüp gelişebilmek için insanların bir dizi temel hayat becerisine ya da dallara ihtiyacı vardır. Nasıl plân yapacakları, öncelik belirleyecekleri, değişiklik yapmayı, farklı bakış açıları oluşturmayı, karar vermeyi ve yorumlamayı, öğrenmeyi, hatırlamayı, özetlemeyi, iletişim kurmayı, problem çözmeyi, kalite üretmeyi, delege etmeyi ve hatta öz disiplini kullanmayı, yaratıcı ve esnek olmayı, tolerans göstermeyi ve stresle yaşayabilmeyi öğrenmeleri gerekir. Bu dalların hayat ağacının gelişiminde çok önemli bir rolü vardır. Dallar gelişerek yeni dallara dönüşürler. Yaşam becerilerinin geliştirilmesinin kişisel gelişim için ne kadar önemli olduğunu görmek ve bu becerilerin gelişimi ile yaşam kalitenizi yükseltmek sizin elinizde olacaktır.

 

Claus MOLLE 
Her şey gönlünüzce olsun!
Sevgi ve ışıkla kalın!..
Nurgül AYABAKAN
nurgul.ayabakan@gmail.com
 

DEĞİŞİM

 
İçinin derinliklerinde ne varsa dışarı da o yansır. İçinde düzen uyum güzellik ve huzur varsa bu yaptığın söylediğin ve düşündüğün her şeye yansır. Oysa eğer içinde kargaşa düzensizlik ve uyumsuzluk varsa bu saklanamaz ve tüm yaşamına ve yaşantına da yansır.
 
Değişim gerçekleştiğinde bu içeriden başlayıp ondan sonra dışarı yayılmak durumundadır. İşte o zaman kalıcı olur ve hiçbir şey onun dengesini bozamaz. Öylece oturup yaşamının değişmesini bekleme; harekete geç ve bunun için bir şeyle yap.
 
Hemen şimdi işe kendi içsel düzeyinle ilgili çalışmaya başlayarak koyulabilirsin. Başka birinin değişmesini beklemene gerek yok; daha fazla ertelemeden kendi değişimini gerçekleştirebilirsin.
 
Bunun için engellemeler olmadan bir şeyler yapabildiğin için sonsuz şükran duy. Eğer engellemeler varsa bunlar senin içindedir; o nedenle bunlar için bir şeyler yapacak olan da sensin.
 
Eilee CADY 

 

Her şey gönlünüzce olsun!
Sevgi ve ışıkla kalın!..
Nurgül AYABAKAN
nurgul.ayabakan@gmail.com

 

BİLGE İLE KÖPEK

 
Bir bilge, bir göletin başında oturmaktadır. Susuzluktan kırılan bir köpeğin devamlı olarak gölete kadar gelip, tam su içecekken kaçması dikkatini çeker. Dikkatle izler olayı. Köpek susamıştır ama gölete geldiğinde sudaki yansımasını görüp korkmaktadır. Bu yüzden de suyu içmeden kaçmaktadır. Sonunda köpek susuzluğa dayanamayıp kendini gölete atar ve kendi yansımasını görmediği için suyu içer. O anda bilge düşünür:

-Benim bundan öğrendiğim şu oldu, der.
-Bir insanın istekleri ile arasındaki engel, çoğu zaman kendi içinde büyüttüğü korkulardır. Kendi içinde büyüttüğü engellerdir. İnsan bunu aşarsa, istediklerini elde edebilir.

Bilge ve köpek Ama biraz daha düşününce aslında gerçek öğrendiği şeyin bundan farklı olduğunu görür. Asıl öğrendiği şey, insanın bir bilge bile olsa bir köpekten öğrenebileceği bilginin var olduğudur. Bu yüzden ne varsa paylaş, senden de öğrenilecek bir şeyler vardır diğer insanlar için…

Her insanın bir hikâyesi ve söyleyecek bir sözü mutlaka vardır.
ALINTI
Her şey gönlünüzce olsun!
Sevgi ve ışıkla kalın!..
Nurgül AYABAKAN
nurgul.ayabakan@gmail.com

 

HAYATI PAYLAŞ

 
 
Eski zamanların birinde, bir garip yolcunun yolu, yoksul ve neşesiz insanların yaşadığı küçük bir köyden geçmiş
 
Yolcu, çok aç ve yorgunmuş
 
Önce karnını doyurmak, sonra da biraz dinlenmek istemiş
 
Yardım istemek için, bir evin kapısını çalmış ve kapıyı açan kadına sormuş:
 
– Bana bir tas çorba verir misin? Çok açım…
 
Kadın başını iki yana sallamış ve evde soğandan başka hiçbir şey olmadığını, kendisinin ve çocuklarının da günlerdir aç olduğunu söyleyip kapıyı kapatmış.
 
İkinci kapı da derman olmamış, aç yolcunun sorununa…
 
Sahibinin dediğine göre, o evde de, üç beş patatesten başka hiçbir şey yokmuş..
 
Üçüncü evin babası, avurtları çökük, yorgun yüzlü bir adammış; yolcuya bakıp biraz kızgınca:
 
-Görmüyor musun kardeşim, bak bizler de yokluktan ne hale geldik! Sana verebileceğimiz hiçbir şeyimiz yok…
 
Garip yolcu, boynunu bükmüş ve sormuş:
 
-Peki, evde bir büyük kazanınız var mı?
 
Evin kapısını kapamaya hazırlanan adam, hayretle dönüp sormuş:
 
-Var, ama ne yapacaksın kazanı?
 
“Madem sizde bana ikram edecek bir şey yok, ben de kendi çorbamı yaparım. Aslında benim çorbam, bütün bu köye yeter. Ama bunun için bir kazana ihtiyacım var” demiş yolcu.
 
Adam şaşırmış. Bir yandan da yolcunun hiç yoktan nasıl bütün köye yetecek bir çorba yapabileceğini çok merak ettiğinden, karısına seslenip, mutfaktan boş yemek kazanını getirmesini istemiş.
 
Yolcu kazanı almış, köyün çeşmesinde suyla doldurmuş ve sonra da altına dizdiği odunları yakıp kazandaki suyu kaynatmaya bakmaya başlamışlar.
 
Yolcu, cebinden oval şekilli, gri bir taş çıkarmış ve kazanda kaynayan suya atmış.
 
Sonra köylülere dönüp:
 
“Bu çok özel, sihirli bir taştır. Dünyada çok az bulunur. Onunla çok nefis ve çok bereketli çorbalar yapılır.
 
Bu taşla şimdi dünyanın en güzel çorbasını pişireceğim. Buyurun gelin, hazır olunca siz de içersiniz,” demiş.
 
Köylüler yavaş yavaş kazanın yakınına yaklaşmaya başlamışlar.
 
Yolcu biraz sonra, kaynayan kazana kaşığını daldırmış ve bir kaşık dolusu çorbayı içip:
 
-Hımmmm, şahane! Çorba hemen hemen hazır. Biraz da soğan eklesek, harika olurdu, demiş.
 
Köylülerden biri:
 
-Benim evimde soğan var, hemen alıp geleyim demiş ve doğrayıp getirdiği soğanı, kaynayan suya atmış.
 
Yolcu, bir kaşık daha içmiş çorbadan ve:
 
-Ohhh! Enfes bir çorba! İçine biraz patates ve havuç da koyduk mu tamamdır! demiş.
 
Bunu duyan bir köylü evindeki patatesleri, diğeri de havuçları kapıp gelmiş.
 
Çorbanın kokusu büyük küçük herkesi heyecanlandırmış. Hiç biri, ne zamandır böyle güzel bir koku almamış.
 
Yolcuya danışıp, çorbaya lezzet katacağımı öğrenince, köylünün biri dağdan topladığı mantarları, bir başkası ise evinde kalan son yiyecek olan bir baş lahanayı getirmiş.
 
Hepsini çorbaya ekledikten sonra, yolcu çorbaya yeniden tadıp, dudaklarını keyifle yalayarak:
 
-Böyle lezzetli bir çorbayı hayatımda içmedim. Ama biraz da et ekleseydik, tam kral sofralarına layık bir çorba olurdu.
 
Bir köylü, evinde bir parça et olduğunu ve onu sıradan bir yemek için kullanmak yerine, bu kadar lezzetli, krallara layık bir çorbaya katmaktan mutlu olacağını söylemiş ve eti getirip kaynayan kazana atmış.
 
Bir süre daha kaynayan çorba hazır olunca, yolcu, köylülerin hepsini kazanın etrafına toplamış.
 
Çoluk çocuk bütün köylüler, hep beraber sıcacık çorbayı içip karınlarını doyurmuşlar.
 
Herkes mutlulukla şarkılar söyleyip dansetmeye başlamış.
 
Hiçbiri aylardır bu kadar güzel bir yemek yemediği gibi, bu kadar da çok eğlenmemiş.
 
Daha sonra, olan bitene şaşıran köylüler, yolcunun etrafını sarmışlar ve:
 
“Nasıl da güzel bir çorba yaptın bu taşla.
 
Hem karnımız doydu hem de çok eğlendik.
 
Aylardır ilk kez yüzümüz güldü.
 
Ne olur anlat bize!
 
Nedir bu taşın sırrı?”
 
Yolcu gülümsemiş:
 
-Sır bu taşta değil demiş.
 
Bu taş, benim yolun kenarında görüp cebime attığım sıradan bir taş.
 
“Eee, öyleyse sır nerede? diye sormuş köylüler.
 
-Sır sizden! demiş yolcu.
 
Ve sonra gülümseyip, taşını cebine koymuş ve yoluna revan olup gitmiş…
ALINTI
Her şey gönlünüzce olsun!
Sevgi ve ışıkla kalın!..
Nurgül AYABAKAN
nurgul.ayabakan@gmail.com

GÜNÜN SÖZÜ

 
Cenneti içinde barındırdığınızı biliyor muydunuz? 
 
Başkalarının söylemleri ile değil, kendi eylemlerinizle cennetinize kavuşacaksınız. 
 
Tabii ilk yapmanız gereken, kapıyı açacak olan anahtara sahip olmak. 
 
Affetmenin cennet de dahil olmak üzere tüm kapıların anahtarı olduğunu asla unutmayın.
 
Marianne WILLIAMSON
 
Her şey gönlünüzce olsun!
Sevgi ve ışıkla kalın!..
Nurgül AYABAKAN
nurgul.ayabakan@gmail.com

GÜNLÜK SEÇİMLERİMİZ

 


Her sabah uyandığınız zaman bunları 2-3 kere söylemeniz.
Bugün sağlıklı olmayı ve sağlığımı korumayı seçiyorum.
Bugün mutlu olmayı ve insanları mutlu etmeyi seçiyorum.
Bugün harika bir gün yaşamayı seçiyorum.
Bugün kendimi sevmeyi ve kendime güvenmeyi seçiyorum.
Bugün olumlu düşünmeyi ve olumlu konuşmayı seçiyorum.
Bugün dengede ve huzuru bir gün geçirmeyi ve başka insanlara da huzur vermeyi seçiyorum.
Bugün doğru kararlar vermeyi ve doğru zamanda doğru yerlerde olmayı seçiyorum.
Bugün gerçek gücümü görmeyi ve gücümü doğru olarak kullanmayı seçiyorum.
Bugün sahip olduklarım için şükretmeyi seçiyorum.
Bugün kendimi, başkalarını ve geçmişimi affetmeyi seçiyorum.
Bugün şanslı olmayı ve şansımı fark etmeyi seçiyorum.
Bugün değişimi kabul etmeyi, ve hayrıma olan değişime izin vermeyi seçiyorum.
Bugün refah içinde yaşamayı ve zenginleşmeyi seçiyorum.
Bugün yeni fırsatları hayatıma kabul etmeyi seçiyorum.
Bugün bir mucize olduğumu görmeyi ve anlamayı seçiyorum.
Bugün varoluşumu kutlamayı ve hayattan zevk almayı seçiyorum.
ALINTI
Her şey gönlünüzce olsun!
Sevgi ve ışıkla kalın!.. 
Nurgül AYABAKAN
nurgul.ayabakan@gmail.com