İÇTE OLAN DIŞTA, DIŞTA OLAN İÇTEDİR

Eylül ayında paylaşımda bulunduğum Her Şey İçimizde Saklı adını verdiğim yazıma devam niteliğinde ki, bu yeni yazımda yeniden bolluk ve bereket konusuna farklı notalardan yaklaşacağım. Bu yeni notaların ahengiyle düşüncelerimi kelimelendireceğim.

Bolluk ve bereket hem maddiyat hem de manevi zenginlik demektir. Ben konunun manevi tarafına değinip onu yine yaşanmışlıklarla örneklendirip, anlatacağım.

Başlangıcımız anlamak, değer vermek, kıymet bilmek noktasında gerçekleşir. Öyle ki; sahip olduğumuz her bir duygunun manasını, onu nasıl yaşadığımızı ve hayatımızda ki yerini kavramalıyız. Bu bilinç bize iyice yerleşmeli, ancak bu şekilde yönümüzü tayin edebilir ve yolumuzu seçebiliriz. Seçilen yollar hayatımızda ki kayıpların ve kazanımların belirlenmesinde çok büyük etkiye sahiptir. Çünkü hep bahsettiğim gibi kayıplarımızdan dersler çıkartarak ve kazanımlarımızı arttırarak rahatlığa, huzura ve mutlak mutluluğa erişebiliriz.  

Bolluk ve bereket bir enerjidir. Biz bolluk ve bereketi çekecek enerjiyi üretirsek bolluk ve bereket bize gelmeye başlar. Peki; “bu enerjinin kaynağı nedir?” dersek… Elbette cevabımız “kayıtsız şartsız kişinin kendisidir” olacaktır. Neye nasıl bakarsak, neyi nasıl yaşar ve yaşatırsak o gerçeklik gün gelir bir yerlerde, bir şekilde bizi bulur ve karşımıza dikili verilir. Karşımıza çıkan şeyin karanlık mı aydınlık mı olacağını yine biz belirleriz. Yani yaptıklarımız, yaşadıklarımız, yaşattıklarımız belirler, kısacı “biz” belirleriz.

Kıssadan hisse diyelim ve bir yıllar öncesinden tanıdığım bir kişi ile yaşadığım bir olayı paylaşayım sizinle. Onunla aramızda geçen diyalog şu şekilde olmuştu:

O: Pazardan alışveriş yapıyorum, sebze veya meyve alıyorum, bir bakıyorum 2 gün geçmeden hepsi bozulmuş ve çöpe atıyorum bunca para verip de aldığım her şeyi.  Bu bir değil iki değil hep böyle oluyor. Bu pazarcılarda bütün suç, hep kötü, çürük çarık ne varsa onları veriyorlar bana.

Ben: Sende oradan alma her hafta başka bir pazarcıdan al.

O:  Zaten hep aynı pazarcıdan almıyorum. Bunların hepsi böyle, hepsi bana kötülerini veriyor. İşte her aldığım meyve sebze iki günde çürüyor, hep aynı şey.

Ben: Birçok insan pazardan alışveriş yapıyor herkesin aldığı iki günde bozulsa kimse pazarlara bu kadar rağbet göstermez. Bana kalırsa başka bir sebep olmalı.

O: Ne sebebi olacakmış, insanlar kötü, bana da kötülük yapıyorlar bu kadar basit.

Bu son cümlenin ardından sustum.  Onu tanıyordum ve bu vakitten sonra ona söylenecek her hangi bir sözün hiçbir faydasının olmayacağını biliyordum. Çünkü o henüz kendi içsel karanlığının farkına varmamış ve bu karanlığı ona anlatsanız da asla kabul etmeyecek ve her daim kayıtsız şartsız karşısındakini suçlayacak birisiydi.

Oysa ona şunları söylemeyi isterdim. (Ben):Yaptığın alışverişin sana faydalı olmamasının sebebi, bolluk ve bereketin sana yaklaşmaması ya da yaklaşamaması. Çünkü senin negatif enerjin, kaybetme korkuların(en çok da para kaybetme, parasız kalma korkun) oldukça kazancının bolluğunu ve bereketini yaşayamazsın. Başkalarının aldığı bir kilo domates onların sofrasında sanki kilolarca alınmışçasına bereketli olurken senin aldığın beş kilo domates sana iki gün bile fayda sağlamıyor, çürüyüp gidiyor. Kazancının sana sağlaması gereken bolluk ve bereketi yaşayamıyorsun. Ancak burada ki durum maddi olan değil, maneviyatta eksik kaldığın için bolluk ve bereket eksikliği hayatının her noktasında bir şekilde kendini gösteriyor.

Zaman zaman hepimiz konuşuruz kişilerden örnekler veririz. Filancanın aylık geliri çok yükseksen yine ayın sonunu getiremiyor, sürekli olur olmaz bir yerlere para harcıyor, başından sıkıntı gitmiyor. Filanca da kazandığı azıcık parayla neler yapıyor, evini bile aldı… Nasıl oluyor bunlar, bir yerlerde bir karışıklık var sanki? Aslında her şey gün gibi ortada “Paylaşarak çoğalma, sevgiyle büyüme”.

Ruhunuzu arındırın, yaptığınız her şeyi sevgiyle yapın, işinize sevgiyle gidin, arkadaşlarınıza, ailenize, tüm insanlığa, evrene sevgiyle bakın, onlara içinizden geldiği için hediyeler alın (boyutu hiç mühim değil), çıkar duygusu gütmeyin, sınırsız gülümseyin… Yüreğiniz ne denli temizse ömrünüze bolluk da bereket de o denli temiz gelecektir. 

Her şey gönlünüzce olsun!
Sevgi ve ışıkla kalın!..
Nurgül AYABAKAN
nurgul.ayabakan@gmail.com
Telif Hakkı©2021 Sevginin Işığı “Şifa”. Tüm Hakları Saklıdır.
Bu yazıyı tümü olmak şartıyla, değiştirilmeden, bedava olarak ve bu telif hakkı uyarısı ve internet bağlantısı (https://sevginin-isigi-sifa.com/) ile birlikte kopyalamaya ve dağıtmaya izin verilmiştir.
 

2 yorum “İÇTE OLAN DIŞTA, DIŞTA OLAN İÇTEDİR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir