SADECE KENDİNİZE İNANIN

Yeni bir bilgelik hikâyesiyle birlikteyiz. Her ne kadar bu hikâyeler, duyguları, alınması gereken dersleri çok güzel anlatsa da ben de duygularımı ifade eden birkaç kelime etmekten kendimi alamıyorum. İstiyorum ki bu hikâyelerin bende uyandırdığı duyguları siz sevgili dostlarımla paylaşayım. Tek tek bakıldığında birbirinden bağımsız gibi görünen ancak bütüne baktığınızda birbirini tamamlayan ve hikâye okunduğunda daha net anlaşılacak olan küçük paragraflarla duygularımı yüreklerinize bırakıyorum.

Kendinizde bulduğunuz cesareti kırmak için alaycı bir tavırla, “Sen kimsin? Sen yapamazsın,” diyenlerle; sizi, hayallerinizi gerçekleştirmekten alıkoyan insanlarla karşılaşmışsınızdır. Önemli olan insanların ne söyledikleri değil, kendinize inanmanız ve cesur olmanızdır. Hayal ettiklerinizi ve istediklerinizi yapacağınıza siz inandıktan sonra başkalarının negatif düşüncelerinin hiç önemi yoktur. Bilmelisiniz ki sizin hayallerinizin gerçekleşmesine engel koyan kişiler hem kendileri yapamadıkları hem de içlerinde kıskançlık duygusu olduğu için böyle davranırlar.
      Sevgili okuyucularım, sizlere tavsiyem hayallerinizi kimseye anlatmayın. Eğer anlatırsanız da pozitif düşüncelere sahip, negatif duyguları olmayan insanlara anlatın; sizi motive eden insanlara.

Bilgelik hikâyemiz sizlerle…

UÇAMAZSIN

Bir zamanlar büyük bir dağın yamacında bir kartal yuvası vardı, içinde de dört tane büyük kartal yumurtası. Bir gün dağ bir depremle sarsılınca yumurtalardan birisi yuvadan düştü ve dağdan aşağıya yuvarlanmaya başladı. Yuvarlandı, yuvarlandı. Sonunda aşağıdaki vadide bulunan bir tavuk çiftliğine kadar geldi. Tavuklar, buldukları bu yumurtayı korumaları gerektiğini hissettiler ve yaşlı bir tavuk onu kendi yumurtalarının arasına koyarak üstüne oturdu.
Bir gün yumurta çatladı ve içinden harikulade bir kartal yavrusu çıktı. Gelgelelim, bu minik kartal bir tavuk olarak yetiştirildi. O da çok geçmeden kendisinin tavuk olduğuna inanmıştı.
Kartal, evini ve ailesini çok seviyordu sevmesine ama ruhu daha fazlası için yanıp tutuşuyordu. Bir gün çiftlikte oyalanırken başını kaldırıp gökyüzüne baktı ve bir grup azametli kartalın yükseklerde süzülmekte olduğunu gördü.
“Ah!” diye feryat etti,
“Keşke ben de onlar gibi göklerde süzülebilseydim!”
Çevresindeki tavuklar kahkaha attı:
“Sen, o kuşlar gibi göklerde uçup süzülemezsin. Sen bir tavuksun ve tavuklar göklerde uçamaz!”
Kartal, yukarıdaki gerçek ailesine bakmaya devam etti ve onlarla birlikte uçabildiğini hayal etti. Bu hayalini ne zaman diğer tavuklara anlatsa, bunun mümkün olamayacağı karşılığını aldı. Ama içindeki o yakıcı isteği bir türlü susturamadı. Bir gün, tek başına yürüyerek dağa tırmanmaya karar verdi. Biraz korkarak da olsa yükseklere kadar çıktı. Aşağıya baktığında
tavuk arkadaşları küçük noktalar hâlinde görünüyordu. Esen rüzgâr tüylerine dokunduğunda, daha önce hissetmediği şeyler hissetti.
Kendi kendisine sürekli “Uçabilirim! Uçabilirim!” diye telkinde bulundu.
Tam o sırada her gün gördüğü kartalları gördü gökyüzünde. Yine yükseklerde olanca haşmetleriyle süzülerek yuvalarına doğru uçuyorlardı. Kartal, bütün cesaretini toplayarak kendisini dağdan aşağı bıraktı ve kanatlarını çırpmaya başladı. Birkaç başarısız denemeden sonra kanatları havayı emri altına aldı ve yükselmeye başladı. Yükseldi, yükseldi. Daha önce hep başını kaldırarak baktığı ailesine süzülerek yaklaştı ve aralarına katıldı.

Her şey gönlünüzce olsun!
Sevgi ve ışıkla kalın!..
Nurgül AYABAKAN
nurgul.ayabakan@gmail.com
Telif Hakkı©2021 Sevginin Işığı “Şifa”. Tüm Hakları Saklıdır.
Bu yazıyı tümü olmak şartıyla, değiştirilmeden, bedava olarak ve bu telif hakkı uyarısı ve internet bağlantısı (https://sevginin-isigi-sifa.com/) ile birlikte kopyalamaya ve dağıtmaya izin verilmiştir.
 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir