BIRAKTIĞINIZ İZ DEĞERİNİZİ BELİRLER

Hepimiz “özlemek” kelimesini zaman zaman kullanırız, “Özledim,” deriz. Bu kelimeyi kimler için kullandığımıza baktık mı hiç?

Bir varlık olarak insan, doğumundan ölümüne kadar tüm yaşamı boyunca yaptıkları ile izler bırakır. Bu izler zaman içinde birileri tarafından anılır ve özlenir.

Hayatımızın her anında insanlarla iletişim hâlindeyiz: İş yerinde, aile arasında, arkadaşlarımızla, dostlarımızla, sevdiğimizle, eşimizle, çocuklarımızla, komşularımızla. İletişimde olduğumuz insanların bir kısmını zaman zaman göremediğimiz, konuşmadığımız olur. “Ah, bir sesini duysam, arasam ya da buluşsam, sohbet etsem,” deriz. Bazen de uzak bir yere giderler uzunca bir zaman görüşemeyeceğinizi bilirsiniz veya hayata veda ederler, hasretiniz sonsuz olur. Yoklukları ağır gelir, üzülürsünüz, özlersiniz. Çünkü onlar kalbinizde, ruhunuzda bir iz bırakmıştır. Bu mutlaka iyi bir izdir ki özlersiniz. Onlar hayatınıza güzel dokunuş yapmışlardır. Bazı insanlar omzunuza dokunur, kalbinize dokunur, ruhunuza dokunur. Sizi dertlerinizden arındırır, ufkunuzu genişletir, ruhunuzu yüceltir, bakış açınızı değiştirir, yeni şeyler öğrenirsiniz, hayatınızın dönüm noktası olur. Bazen de hiçbir şey yapmadan sadece varlığı ile bir tutam huzur olur, işler içinize. Birlikte vakit geçirmekten mutlu olursunuz, keyif alırsınız. Moraliniz bozukken telefonda sesini duymak bile iyi gelir size.

Kimi zaman da yolunuz kötü izler bırakacak insanlarla kesişir. Kıskançlık, kin, öfke, ikiyüzlülük, dedikodu, iftira, yalancılık, bencillik, kibir gibi negatif enerjili duygularla yüklü insanları, izlerinin derinliği ne olursa olsun, bırakın özlemeyi hatırlamak bile istemezsiniz. Bu insanlar her yerde karşınıza çıkabilir. İş yerinde, yaşadığınız mahalle veya apartmanda, büyük heveslerle ve kim bilir ne fedakârlıklara katlanarak parasını biriktirip çıktığınız seyahatte… Sırf o insanlar yüzünden iş yerinde, apartmanda ya da seyahatte yaşadıklarınızı hep kötü hatırlarsınız, o günler siyah bir tülün arkasından bakıyormuşsunuz gibi canlanır hafızanızda.

Hayatınızda iyi veya kötü iz bırakan birileri mutlaka olmuştur. Aklınıza veya kalbinize gelen kimlerdir? Kimleri özlersiniz? Özlediğinizde ne yaparsınız? Bazen sesini duyduğunuzda özleminizin dineceğini bilirsiniz ama “Aramaya vaktim yoktu,” dersiniz. Ben buna katılmıyorum. Eğer gerçekten özlüyorsanız aramasanız bile bir mesaj yazıp gönderirsiniz. O kişi ile irtibat hâlinde olursunuz. Çünkü sevgi bekletmeye, ertelemeye gelmez.

Hayat bir alışveriştir, verdikleriniz kadar alırsınız, aldıklarınızın karşısında vermeniz gerekenler vardır. Başkalarını sizin hayatınızda bıraktığı izler gibi sizin de onların hayatında bıraktığınız izler vardır, olacaktır. İşte burada ahlak, erdemli davranışlar, yapmacıksız ve içten sevgi devreye girer. Başkalarının hayatında, kalbinde, ruhunda sevgiyle yer edinmişseniz özlenirsiniz. Ama iyi yer edineceğim diye kendinizden, kişiliğinizden ödün vererek, olduğunuzdan farklı görünerek hareket etmeniz sizi dürüstlük ve şeffaflıktan uzaklaştırır. Yalnızca içten gelen sevgiyle özlenecek izler bırakılabilir. Çünkü özlemek sevgiden geçer. Eğer sevgi varsa zaten güzel izler bırakılır.

En önemlisi hayat merdivenlerini çıkarken bütün canlı ve cansız varlıklara iyi insan olarak davranmaktır. Bazen elimizden olmadan kızgınlık içinde olabiliriz, insan olmanın doğasında vardır bu. Bir ölçüde anlayışla karşılanabilir. Fakat bunu bilerek üst üste yaptığımızda artık bu kötü bir iz olarak kalır.

Yaşanmış bir hikâye anlatacağım size. Arkadaşımla sohbet ederken bu gibi konulara geldi söz. Arkadaşım, yaşadığı bir olayı anlattı. Mahalledeki çocukları bir şeyler ikram etmek için çağırmış. Tabii ki çocuklar çok sevinmişler, “Sen çok yaşa,” demişler arkadaşıma. Bunu duyan komşusu öfkelenmiş. Arkadaşıma ve çocuklara kızmış. “Bir daha bu çocukları çağırma, sen alıştırıyorsun. Apartmanda bir daha görmek istemiyorum onları,” demiş. Çocukların sevinci üzüntüye dönmüş bir anda. Aradan zaman geçmiş, öfkeli komşu oradan taşınmak zorunda kalmış. Çocuklar bunu duyunca “Oh be iyi ki taşındı. İyi ki gitti. Onda kurtulduk,” demişler. Arkadaşım neden öyle söylediklerini sormuş. Çocuklar, “Çünkü bize iyi davranmadı, senin ikram ettiğin yiyecekleri sevinçle yememizi engelledi. Onu özlemeyiz ama sen taşınmış olsan seni çok özleriz. Sakın sen taşınma çünkü bize iyi davranıyorsun, bizi hep sevindiriyorsun,” demişler. Hemen belirteyim bu çocukların her türlü maddi ve manevi imkânları var. Kimsenin yardımına ihtiyaçları yok. Burada sadece ince bir çizgi var. Çocuklar kimi neden özleyeceklerini net bir biçimde anlatmışlar. İşte bu hikâye o kadar açık ki… İnsanların özlenip özlenmeyeceğini davranışları belirler.

İz bırakmak için büyük şeyler yapmaya gerek yok. İçimize dönüp ne yaptığımıza, ne yapmak istediğimize, canlı ve cansız bütün varlıklara nasıl dokunduğumuza bakmamız yeter. Akşam kafamızı yastığa koyduğumuzda “Ben bugün nasıl iz bıraktım? İyi mi? Kötü mü?” diye muhasebesini yaparsak hatalarımızı düzeltme olanağı da doğar. Birine karşı yaptığımız hatayı bir başkasına yapmayız. Arkadaşımın komşusu da eğer hatasını fark ederse çocuklara yaptığı davranışı başka yerde yapmaz. Güzel izler bırakmanın yolu sevgiden geçer. Gene yol sevgiye çıktı.

Güzel izler bırakmak dileğiyle…

Her şey gönlünüzce olsun!
Sevgi ve ışıkla kalın!..
Nurgül AYABAKAN
nurgul.ayabakan@gmail.com
Telif Hakkı©2021 Sevginin Işığı “Şifa”. Tüm Hakları Saklıdır.
Bu yazıyı tümü olmak şartıyla, değiştirilmeden, bedava olarak ve bu telif hakkı uyarısı ve internet bağlantısı (https://sevginin-isigi-sifa.com/) ile birlikte kopyalamaya ve dağıtmaya izin verilmiştir.
 

4 yorum “BIRAKTIĞINIZ İZ DEĞERİNİZİ BELİRLER

  1. Sevgili Nurgül , hayatımızda derin izler bıraktın . Sıcacık dostluğun , şifalar dolu yüreğin, bizler var oldukça gönlümüzde yaşayacak.
    Sonsuz sevgilerimle…
    Solmaz Selçuk

  2. Solmaz hanım çok güzel ve içten görüşler yazıyor. Aynı fikirdeyim. Sevgili Gül, kalplerde iz bırakıyorsun. İkinize de gönül dolusu sevgiler.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir