KİME GÖRE KOŞULLU KİME GÖRE KOŞULSUZ SEVGİ?

Sevgili okuyucularım, bu yazımda günlük hayatta sıkça kullanılan “koşulsuz sevgi” kavramından söz edeceğim. Hemen herkesin yerli yersiz kullandığı bu kavram hakkında siz ne düşünüyorsunuz? Sizce koşulsuz sevgi nedir, sizin için ne ifade ediyor?

“Koşulsuz sevgi” kavramını, her insanı biricik ve doğuştan iyi olarak kabul eden Hümanistik Psikoloji Anlayışı’nın içinde sıkça duyarız. Bu kuramın kurucularından Carl Rogers, karşımızdakini sahip olduğu her şeyle, tüm yaptıkları ile sevmek ve ona saygı duymak anlamında “koşulsuz kabul” kavramını kullanmıştır.

İnsanların birçoğu maalesef koşulsuz sevgiyi karıştırıyor, yanlış yorumluyor. Ya başkalarını koşulsuz sevdiğini söyleyip pratikte bunu uygulamıyor ya da karşısındaki ne yaparsa yapsın yine de olduğu gibi sevmek ve her şeyini kabul etmek olarak algılıyor. Oysa koşulsuz sevgi başkalarının sizi üzmesine izin vermek demek değil. Kişisel görüşüm, koşulsuz sevginin yalnızca başkalarına karşı değil insanın kendisine karşı da olması gerektiğidir. Bu kavramı sürekli dile getirenler acaba gerçekten kendilerini de tam ve koşulsuz seviyorlar mı? Kendileriyle tamamen barışık hâlde yaşıyorlar mı?

Üstelik sevgi tek taraflı olmaz; iki tarafın da birbirini olduğu gibi kabul ettiği durumda koşulsuz sevgiden söz edilebilir. Ayrıca insanın içinde kum tanesi kadar kızgınlık varsa koşulsuz olarak sevgide kalamaz.

Bu yüzden insanların birbirleriyle ve diğer canlılarla ilişkilerinde koşulsuz sevgiden ziyade evrensel sevgi, gerçek sevgi ve ihtiyaç sevgisinden söz etmenin doğru olacağı görüşündeyim. Evrensel sevgi daha anlamlıdır. Evrensel sevgi, ayırt etmeden yeryüzündeki bütün canlılara duyulan sevgidir. Çünkü evrensel sevgide, “Yok bunu sevmiyorum, yok şunu sevmiyorum,” demezsiniz. Sadece yanlışları ya da hataları gördüğünüzde eleştirir ama o kişinin de iyiliğini istersiniz ve ruhu size uymuyorsa sosyal hayatınıza almazsınız, olur biter.

Gerçek sevgi ise insanların birbirlerine tam anlamda hiçbir ihtiyacı olmadan sevmesidir. Hatır sormak, iyi ve kötü gününde paylaşmak, destek çıkmak, yardımseverlik, fedarkârlık, değer vermek, güven vermek; ruhu sevmektir. Hz.Mevlanın çok güzel bir sözü vardır:

“Ben dostlarımı ne kalbimle ne de aklımla severim. Olur ya… Kalp durur… Akıl unutur… Ben dostlarımı ruhumla severim. O ne durur ne de unutur…”

İşte bu, ihtiyaç olmadığı hâlde sadece o kişinin ruhu sevmektir.

Gelelim ihtiyaç sevgisine. Bana göre, insanların birbirlerine yalnızca ihtiyaç duydukları zaman gösterdikleri sevgidir. İhtiyaçlarını karşıladığınız sürece sizi sevdiklerini söyler üstelik bunun gerçek sevgi olduğuna hem kendilerini hem de sizi inandırmaya çalışırlar. İhtiyaçlarını vermeyin bakalım yine aynı sevgiden bahsedecekler mi?

Şimdi bunları örneklerle açıklayayım. Sizi koşulsuz sevdiğini söyleyen birine, bir hatasını nazikçe söylediğinizde veya olumsuz bir duygusuyla ilgili eleştiri yaptığınızda bir bakıyorsunuz hayatınızdan çıkmış. Bu sefer sorarsınız, “Hani koşulsuz seviyordun. Seni eleştirdiğimde, hatanı söylediğimde neden beni terk ettin? Neden kızdın? Nerede koşulsuz sevgin?” Bu insan, bırakın koşulsuz sevgiyi normal sevgi bile duymuyor çünkü eleştiriye gelemiyor. Söylediği söz ile davranış aynı olmayınca da ister istemez sorgularsınız. Kelimeler ağızdan kolay çıkar ama önemli olan uygulamaktır.

İnsan kendi olumsuzlukları ve zayıf yönleri ile tam olarak yüzleşip barışmadığı; kendini sevmediği sürece başkasını sevemez.

“Koşulsuz seviyorum,” diyen insanlar, kendi hakları yendiği, aldatmalar yaşadığı zaman karşısındaki kişiyi yine koşulsuz olarak sevebilir mi?

Kendim yaşadıklarımdan bir örnek vereyim. Bir arkadaş, sürekli koşulsuz sevgiden bahsediyor üstelik kişisel gelişim eğitimleri almış sosyal medyada insanların yapması gerekenleri yazıyor. Benim dikkatimi çeken şu olmuştur tam ihtiyacı olduğunda “Ablacığım, ablacığım,” diyerek bana geliyor. “Nasılsın?” dedikten sonra hemen ihtiyacını söylüyor. Her defasında aynı durum tekrarlanınca kendisi ile yüzleşerek yalnızca ihtiyacı olduğu zaman ortaya çıktığını söyledim.

Verdiği yanıt, “Ama ablacığım, koşulsuz sevgide olman gerekiyor,” oldu.

“Peki,” dedim, “Seni öyle kabul ediyorum. Zaten sana karşı herhangi bir olumsuz düşüncem ve duygum yok sadece sana evrensel sevgiyle bakıyorum. Çünkü ihtiyacın olduğunda ortaya çıkıyorsun.”

Bencil olduğunu söyledim ve kendisine şunu sordum:

“Sen evlisin, eşini koşulsuz olarak seviyorsun. (Hataları ile) İş yerinde herkesi koşulsuz olarak sevdiğini, hiçbir beklentin olmadığını söylüyorsun. Peki, eşin sana yanlış davranışta bulunsa; aldatsa, değersizlik hissi yaşatsa, seni hiç önemsemese, hakaret etse veya iş yerinde bunları yaşamış olsan ya da arkadaşın bunu yapmış olsa; ne yapacaksın? İlişkine devam mı edeceksin? ‘Seni olduğun gibi kabul ediyorum, sen bana ne yaparsan yap ben seni koşulsuz seviyorum’ mu diyeceksin?”

Cevap vermedi. Birçok insan söylediklerini ve yazdıklarını kendilerine önce uygulamış olsa zaten sorun olmayacak. Kendilerine uygulamadan başkalarına bunları yap demek kolaydır. 

İlişkide olduğumuz kişi kim olursa olsun, onu koşulsuz sevmemiz, maddi ve manevi olarak bize zarar verecek şekilde davrandığında kabulleneceğimiz ve ilişkide kalmaya devam edeceğimiz anlamına gelmez. Tabii ki yanlış yaptığını söyleyip ihtiyaçlarımızı dile getireceğiz. Burada önemli olan böyle zarar veren insanlara evrensel sevgi duymanız, hakkında hiçbir olumsuzluk istemeyip yollarınızı ayırmanız ve böylece kendinizle barışmanızdır. Eğer hayatınızdan gönderip hâlâ öfke, intikam, nefret duyguları besliyorsanız o zaman evrensel sevgi duymuyorsunuz demektir.

Anne bile evladından kötü davranış gördüğü zaman, “Seni koşulsuz seviyorum,” deyip o kötü davranışa maruz kalmıyor. Ne yapıyor? Sonunda sesini çıkarıyor. Yanlış yaptığını söylüyor, kötü davranış görüyorsa artık görüşmek istemiyor ama çocuğunu sevmeye devam ediyor. Zaten koşulsuz sevgi dediğimiz kavram da beklenti olmadan sevgiyi ifade ediyor. Ben bir insanı gerçek anlamda seviyorsam o kişi ile paylaşmak, görüşmek isterim. Bana duygusal olarak zarar verdiği için görüşmüyorsam yine severim. Çünkü önceden duygusal olarak sevdiğim için zarar gördüm ama uzaklaştım ve içimde herhangi bir olumsuzluk yok. Ya da beni maddi ve manevi olarak zarara uğratmış bir insana evrensel sevgi veririm.

Diyelim ki tatile bir arkadaşınızla gitmişsiniz ve size maddi zarara uğratmış. Tekrar gidiyorsunuz yine aynısını yapıyor. Sırf onu koşulsuz seviyorsunuz diye bu maddi zarara katlanmayı göze alıp tekrar birlikte tatile gider misiniz? İşte bu yüzden koşulsuz sevgi, ihtiyaçlarınızı dile getirmeyeceğiniz anlamına gelmiyor.

İnsanlar genellikle ilişkilerde ‘acaba gerçekten mi yoksa ona ihtiyacım olduğu için mi seviyorum?’ diye kendilerine sormadan hemen koşulsuz sevdiklerini veya gerçekten sevdiklerini söylüyorlar.  Oysa çoğu zaman sevginin belirleyicisi maddi imkânlar, konum ya da menfaat oluyor.

Geçen hafta yaşadığım bir olaydan örnek vereyim. Dört seneden beri tanıdığım fakat yalnızca ihtiyaçları olduğu zaman mesaj yazan bir kişi, geçtiğimiz hafta bana şunu yazdı:

“Nurgül Hanımcığım bir hatırınızı sormak istedim, nasılsınız diye?”

Ben gayet doğal karşılayıp teşekkür ettim. Beş dakika geçmeden ihtiyacını yazdı. “Siz hatır sormak için mi yoksa ihtiyacınız için mi mesaj gönderdiniz?” dedim.

Bu sefer, “Siz hep kalbimdesiniz, sizin değerinizi biliyorum, sizi seviyorum,” diye yazdı.

Tamam, içinde gerçekten bunu yaşıyor olabilir ama benim buradaki farkındalığım bu insanın kendi ihtiyacı olduğu zaman iletişimde bulunduğu yönünde. Çünkü benim sevgi anlayışım, bağlantı kurmaktır. Değer vermek, o kişinin özel günlerini kutlamak ve arada bir de olsa hatır sormaktır. Değer nasıl gösterilir? O insan ile bir şeyleri paylaşarak. O zaman herkes birbirine “Seni seviyorum, kalbimdesin,” desin ama hiç arayıp sormasın, sadece ihtiyaçları olduğu zaman iletişimde bulunsun. Bu sevgi değil. Ancak evrensel sevgi olur. Onun için insanın her konuda olduğu gibi kendiyle yüzleşmesi, bunu yaparken de kendisine son derece dürüst olması gerekiyor. Bana gelip açıkça ihtiyacı söylese yine yardım ederim. Ama yalan olduğunu bildiğimden hemen yüzleştirme yapıyorum. Tabii yüzleşmek hoşuna gitmediği için de gerek telefondan gerek sosyal medyadan hemen engelliyor kıymetimi bilen, beni seven bu kişi.

Bazen de insanlar karşıdaki insanın kötü davranışlarına rağmen kendi korkularından dolayı; yalnız kalmamak, imkânlarından vazgeçememek için o ilişkiyi sürdürmeye devam eder. Hâlbuki yaptığı şey koşulsuz sevginin arkasına sığınmaktır.

1)        Koşulsuz sevgi, beklentisiz sevgidir. Karşılığında kötü davranış görürseniz kişiyi hayatınıza almadan evrensel sevgi duyarsınız.

2)        Size koşulsuz sevdiğini söyleyen kişiler eleştirdiğiniz zaman size kızıyor, küsüp gidiyor ve aramıyorsa o koşulsuz sevgi değil sadece o anda size ihtiyacı olduğu içindir.

3)        Size kötü davranan bir insanı koşulsuz sevgi, beklentisiz sevgi diyerek hayatınızda tutuyorsanız o zaman ya korkularınızdan ve bunun altında yatan bir travmadan ya da bağımlılık dolayısıyla bırakmıyorsunuz.

İnsan ilişkilerinde karşılıklı olarak gerçek sevgi varsa taraflar birbirine yanlış davranışta bulunmaz. Siz bir insanı gerçek sevdiğiniz hâlde o kişi dürüst davranmıyorsa zaten yapacak bir şey olmadığı için hayatınıza almaz ama sevmeye devam edersiniz.

Sevgide insanlar birbirlerine huzur ve mutluluk verir. Kimin tarafından gerçekten sevildiğinizi hissedersiniz. Sevgi menfaat üzerine kurulmamıştır.

Sevgide kimsenin kötülüğünü istemesiniz.

Sevgide kızgınlık olmaz. Koşulsuz sevgi, söylemekle olmuyor maalesef.

İnsanın önce kendisine öz saygısı ve öz sevgisi olması gerekiyor.

Her şey gönlünüzce olsun!
Sevgi ve ışıkla kalın!..
Nurgül AYABAKAN
nurgul.ayabakan@gmail.com

Telif Hakkı©2021 Sevginin Işığı “Şifa”. Tüm Hakları Saklıdır.
Bu yazıyı tümü olmak şartıyla, değiştirilmeden, bedava olarak ve bu telif hakkı uyarısı ve internet bağlantısı (https://sevginin-isigi-sifa.com/) ile birlikte kopyalamaya ve dağıtmaya izin verilmiştir.
 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir