Sevgili okuyucularım, dürüstlük hakkında üçü geçen yıl (4 Ocak, 12 Nisan, 19 Temmuz), biri de 2021’de (7 Aralık) olmak üzere dört yazı kaleme alarak konuyu enine boyuna irdelemiştim. 2023 yılını bu ilk yazısında ise aldatma enerjisinin hayatımızı nasıl etkilediğine dikkat çekmek istiyorum. Tabii ki her yazıda olduğu gibi hepimizin zaman zaman karşılaştığı örneklerden yola çıkarak.
Bazen farkında olarak bazen de farkında olmadan karşımızdaki insanlara aldatma enerjisi veririz. Davranışlarla olduğu kadar sözlerle de aldatma enerjisi yayılır. İnsanlar genellikle günü kurtarmak için bunu yaparlar ama aldattıklarını sanırken kendileri aldanırlar. O enerji aslında kendi hayatlarını öyle büyük boyutta bir olumsuzlukla etkiler ki farkında olabilseler hemen değişmek ve bu enerjiden kurtulmak isterler.
Genellikle insanlar kendilerini savunurken ya korkularından ya çaresizlikten yalana başvurduklarını söylerler. Ama bir yalan ikinci yalanı doğurur ve üçüncüyü; derken güvensizlik başlar. Bunu fark edersiniz ve bunu yapan insana karşı sınırlarınızı çizmeye başlarsınız çünkü artık ondan zarar gelmeye başlamıştır, duygularınıza zarar vermiştir.
Bazen insanlara, karşı tarafa neden gerçeği söylemediklerini ve aldatma enerjisi verdiklerini sorarım. “Kırılmasın diye,” derler. Hâlbuki farkında olmadan evreni kırıyor. Aslında evrene bunu gibi ne kadar çok aldatma enerjisi verilirse evrende o kadar çok aldatma olayı yaşanır.
Yeryüzündeki tüm insanlar yaşadıkları ülkelerin dürüstlük ve sevgiyle yönetilmesi ortak paydasında birleşirler. Bunu isterken kimse kendi dürüstlüğüne ve içinde sevgi olup olmadığına bakmaz, direkt evrenden bekler. Ama evrene vermediğiniz şeyi ondan bekleyemezsiniz. Önce siz vereceksiniz ki evren de size versin. Siz evrene aldatma enerjisi veriyorsanız o size dürüst ve sevgi dolu bir ortamı nasıl versin ki? Bazıları “Ne olacak, bir tek benimle mi düzelecek her şey?” diye soruyor. “Evet,” diyorum, “Bir tek seninle. İnsanların her biri tek tek seninle aynı düşüncede oldukça evrene ne kadar çok aldatma enerjisi yayıldığını düşün.”
Ekonominin kötüleşmesinden, fiyat artışlarından, önünü görememekten yakınıyor herkes. Ama kimse bu tablonun ortaya çıkmasında kendisinin ne kadar payı olduğuna bakmıyor. Oysa maliyet artışlarını bahane ederek satılan ürünün fiyatını gerçek değerinin çok üzerinde artırmak fırsatçılık ve aynı zamanda aldatmaktır. (gizli hırsızlık) Tarihi geçmiş bir gıda ürününü veya çürümeye yüz tutmuş sebzeyi taze diyerek satmak bir aldatmadır. Mülk sahiplerinin kiracılarını yasal sınırın üzerinde artışa zorlaması hem fırsatçılıktır hem açgözlülüktür hem de aldatma enerjisi yaymaktır. Ekmeğin fiyatını artırmamak için gramajını düşürmek aldatma enerjisi yayan bir gizli hırsızlık biçimidir. Dolayısıyla tek tek bireysel davranışlara baktığımızda parayla aldatma enerjisi yaratıldığını net olarak görebiliyoruz. O hâlde bugün yaşanan olumsuz ekonomik koşulların kolektif olarak yayılan aldatma enerjisinden kaynaklandığını söyleyebiliriz.
Benzer şekilde toplumsal yozlaşmanın, etik değerlerin yok oluşunun, şiddet olaylarındaki artışın temelinde de bu yaratılan kolektif aldatma enerjisi var. Çağrıldığı yere gitmemek için hasta olduğunu söylemek, işe gitmek istemediği için hasta olduğunu söylemek, arkadaşlarla buluşup eşe mesaiye kaldığını söylemek, söz verip yerine getirmemek… Bunların hepsi aldatma enerjisi yayan davranışlardır ve kişinin kendi hayatına yansıması olumsuz olur. Dediğim gibi çoğunun da gerekçesi karşıdaki insanı kırmamak, ayıp etmemektir. Oysa kırıcı olan gerçeği söylememektir.
Tabii burada üslup önemlidir, hakaret etmeden söylemek gerekir. Çoğu insan kendi ile bu konuda yüzleşmediği için siz yüzleştirdiğiniz zaman kırıcı olduğunuzu söylerler. Ben bunun örneklerini çok yaşadım. İnsanları farkındalığa kavuşmaları, uyanışa geçmeleri, aydınlanmaları için kendileri ile yüzleştirdiğimde o güne kadar şahsıma olumlu sözler söyleyenler bir anda olumsuz sözler söylemeye başlamış oluyorlar. Ama ben onlara karşılık vermem, kendi yaraları ile yüzleştikleri için ister istemez tepki vermelerini normal bulurum. Çünkü yüzleşmek acı verir. Yüzleşme ile ilgili yazımı vakti geldiğinde sizlerle paylaşacağım sevgili okuyucularım.
Gelelim aldatma enerjisine dair yaşadığım örneklere. Bir ortamda tanıştığım birisi yaşadığı bazı olumsuzluklar nedeniyle benden şifa, rehberlik konusunda yardım istemişti. Ben de olumsuzluktan kurtulmak için kendisinin değişmesi gerektiğini söylemiştim. Aradan iki ay geçtikten bir mesaj gönderdi. Uzun zamandır görüşemediğimizden, beni özlediğinden söz ettikten sonra bir işinin çözümü için yardım istiyordu. İşinin çözümü için yardımcı olmaya çalışacağımı söyledikten sonra şöyle dedim:
“Eğer bu ihtiyacınız olmasaydı bana mesaj yazacak mıydınız? Burada kendinize dürüst olmanız gerekiyor. Çünkü size iki ay önce değişmeniz gerektiğini söylememin bir nedeni de kendinizle dürüstlük konusunda yüzleşmenizi sağlamaktı. Şimdi sizin bir işinizin çözümü için yardım istemenizle uzun zamandır görüşemediğimiz için özlediğinizi söylemeniz arasında çok fark var. Birisinde ihtiyaçtan dolayı yardım istiyorsunuz, diğerinde karşınızdaki kişiye gerçekte olmayan duygularınızı varmış gibi yansıtıyorsunuz. O zaman aldatma enerjisi yaymış oluyorsunuz. İşte size karşı yapılmasına kızdığınız şey de bu; yaydığınız aldatma enerjisi. Ama ben şaşırmam çünkü insanların yüzde 90-95’i böyle. Kendi işleri olduğu zaman ortaya çıkarlar. Onun için hayatta bu kadar olumsuzluk var.”
Gerçeği söylemek yerine kelime oyunlarına başvuranlar yalnızca günü kurtarırlar. Sonra da olumsuz bir şey yaşayınca başkalarını suçlarlar. Örneğin tatile giderken bunu çok yaparlar. Sırf bütçelerini düşünerek ya da yalnız kalmamak için anlaşamadıkları insanlarla tatile gitmeye çalışarak aldatma enerjisi yayalar. Doğruyu söyleseler evren ihtiyaç duyduklarını zaten kendiliğinden verecek ama onlar maalesef kelime oyunlarına başvurmayı seçerler.
Diğer taraftan, spritiuel ile uğraşan ama kendi içindekilerini şifalandırmadan başkaları için eğitim ve kurslar düzenleyenler var. Örneğin “Bağımlıklarınızdan kurtulmanız, korkularınızla yüzleşmeniz gerekli,” diyorlar, “Çakralarınızı açacağım, ışığınız, enerjiniz yükselecek, arınacaksınız” gibi vaatlerde bulunuyorlar. Ama bakıyorsunuz daha kendileri bağımlıklarından, korkularından, endişelerinden, kaygılarından kurtulmamışlar, egolarından arınamamış, çarklarını açıp o ışığı çıkaramamışlar. İşte bu da bir aldatma enerjisi (yalan enerjisi) oluyor.
Bir başka örneği de trekking düzenleyen turlar ve seyahat acentalarından vereyim. Bir bakıyorsunuz bazıları daha çok kazanmak için diğer şirketlere göre daha fazla para ve kapasitesinden fazla müşteri alıyor. Tabii ki kâr amaçlı alacaklar ama nasıl olsa geliyorlar, diye çok kazanmak hırsıyla aldığı para başka şekilde mutlaka çıkıyor. Çünkü evrene aldatma enerjisi gönderiyor. O aldatma enerjisinin kendisine döndüğünün, topluma döndüğünün bilincinde olsa zaten teşebbüs bile etmez ama menfaat olduğu sürece dürüstlük ve gerçeklik beklemeyin.
Verilen söze sadık kalmamak ya da neden sadık kalmadığınızı dürüstçe açıklamamak da aldatma enerjisi yaratır. Çünkü ümit vermiş sonra da ümidi boşa çıkarmış olursunuz ki bu da güveni ortadan kaldırır. Özellikle büyüklerin çocuklara karşı sıkça yaptığı bir yanlıştır bu. “Çocuktur, nasıl olsa anlamaz,” diyerek ağlıyorsa susması ya da ders çalışması için anı kurtarmaya yönelik söz vermeler yanlışı yanlışla kapatmaktan başka bir şey değildir. Kötü niyetle yapılmamıştır belki ama sonucu aldatma enerjisi yaymaktır.
Kısacası insanların çoğu kendi menfaatini korumak ve günü kurtarmak için dürüstlükten uzaklaştıkça dünyada olumsuzlukların yaşanması kaçınılmazdır. Bu yüzden herkes önce büyük küçük fark etmeksizin nelerle aldatma enerjisi yarattığına bakmalı. İster korkudan ister çaresizlikten ister karşı tarafı kırmamak için ister menfaat için evrene aldatma enerjisi göndermek kendimize yaptığımız en büyük kötülüktür. Aynı zamanda karma oluşur. Yaşadığımız her olumsuzlukta lütfen kendimizin ne kadar payı olduğuna bakalım. Unutmayın! Evren hiçbir zaman yanlış yapmaz.
Bu yazıyı tümü olmak şartıyla, değiştirilmeden, bedava olarak ve bu telif hakkı uyarısı ve internet bağlantısı (https://sevginin-isigi-sifa.com/) ile birlikte kopyalamaya ve dağıtmaya izin verilmiştir.
Evren yanlış yapmaz 👍👍👍
Aynen Didemciğim,
Sevgiler❤
Çok güzel anlatmışsınız. Aldatma enerjisiyle ilgili çok fazla örnekler var aslında yaz yaz bitmez. Ama en sondada yazdığınız gibi Evren yanlış yapmaz. Ne gönderirsen onu alırsın. Ağzınıza yüreğinize sağlık.
Sağolun Şakire Hanımcığım,
Evet dediğiniz gibi çok örnekler var. Az ve öz olmasını istedim. Evreni kimse kandıramaz.
Sizin yüreğinize sağlık.
Sevgiler❤