DURU SEZGİ

Bundan önceki aylarda metafiziksel duyulardan duru biliş, duru görü, duru işiti konularında yazılar yazmıştım. Sizlere bugün de bir diğer metafiziksel duyu olan duru sezgiyi anlatmak istiyorum.

Duru sezgi nedir? Malcolm Gladwell, yıllar boyunca biriktirdiği bilgileri, ihtiyaç duyduğunda yüzeye çıkararak sezgisel olarak karar almasının, insanın sahip olduğu en önemli üstünlüklerinden biri olduğunu söyler. Az bilgiyle doğru karar almak, insanın sezgisel gücü sayesindedir. Sezgi, “düşünmeden düşünebilme” yeteneğidir. Herkeste bu sezgiler var mı? Tabii ki her insanda olabilir, bazı insanların ise sezgileri çok güçlüdür. Bunlar hayatlarında sezgileri ile yol alır. Alacağı kararlarda mantık ve düşünce yerine sezgilerini kullanır.

İnsan bir konu üzerinde karar alırken mantık ve sezgi olmak üzere iki ayrı yol kullanır. İnsanların çoğu hep mantık ile karar verir. Mantık, dinler, içindeki durumu analiz eder ve kararı alır. Sezgiyle karar vermek ise insanın hiç düşünmeden, o anda iç sesini dinleyerek hareket etmesidir.

Sezgileri olanların öngörüsü çok fazladır. Sezgileri güçlü insanlar, yeni birisiyle tanıştıklarında, beş ila on saniye arasında o insanla ilgili kararlarını verirler. Çünkü tanımaya gerek duymadan hemen o insanın ruhunu görmüşlerdir. Psikologların araştırmalarına göre bu karar, o insanla ilgili ömür boyu elde edilecek bütün bilgilerin en değerli kısmını oluşturur. Mantıkla karar almada yanılma payı çok büyüktür. Sezgide ise değildir.

Sezgiler sadece tehlike anlarında değil, insanın hayatını yönlendiren önemli anlarda da devreye girer. Sezgiler güvenilir rehberdir.

Örneğin, paranız var ve yatırım yapacaksınız. Mantık olarak o anda getirisi en yüksek yatırım aracı tercih edilir. Size akıl verirler, işte bu araca yatırım yaparsan iyi kazanırsın, derler. Eğer sizin kuvvetli sezginiz varsa o anda o söylenenlere kulak asmayıp sezginizi dinleyerek yatırım türüne karar verirsiniz. Sonra kazançlı çıktığınızı görürsünüz.

Ya da ev alacaksınız. Bir anda gördüğünüz, beğendiğiniz evi almak istersiniz. Onu araştırırsınız, birkaç kişi size, “Mantıklı değil, bu eve bu kadar para verilir mi?” der ama sizin sezginiz, “Al,” diyor. Sezginizi dinler ve alırsınız, sonunda o evin değerlendiğini görürsünüz. Diyelim ki tatile gideceksiniz. Acaba nereye gitsem, diye araştırma yapmasınız. Sezginiz, bu sene oraya gidin, der. Belki o mekânı ya da gideceğiniz bölgeyi daha önce hiç duymamışsınızdır. Sezginiz, kimseye sormadan ve araştırmaya gerek kalmadan o bölgeye gitmenizi söyler.

Eğer sezginiz güçlü ise insanlarla bir şey yaşamadan anlayabilirsiniz nasıl olduklarını ve kendinizi sezgilerle korumaya alırsınız. Böylece zarar gelmesini de önleyebilirsiniz. Size zarar verecek insanlardan uzak kalırsınız. Sezgiler olumlu ve olumsuz olayları kişileri söyler. Fark edersiniz. En saf sezgilerimiz doğruyu söyler. Sezgisi güçlü insanlar alacakları kararları başkalarına sormazlar çünkü onların mantık ve zihin çevresinde hareket edeceklerini, olayın detayını iyice dinleyip öyle cevap vereceklerini bilirler.

Pekâlâ, bu en saf sezgimizi nasıl bileceğiz?

Egolar, korkular, endişe, kaygılar, stres, olumsuz düşünce, negatif duygular olduğu sürece sezgilerinizi dinleyemezsiniz. Düşünün, endişeli bir hâlde ya da korkusu olan, sürekli plan program yapan, kontrolcü bir yapısı olan insan nasıl sezgisini dinleyebilir? Ya da başkasına sezgileri ile nasıl rehberlik yapabilir? Diyelim ki tüm bu negatif duygularla rehberlik yaptı ve bunu da sezgilerine dayanarak yaptığını söyledi, bırakın şifalandırmayı, karşısındakinden tepki bile görebilir.

Sezgileri dinlediğinizde sizi bilgeliğe götürür. Sezgileri duygularla ve bilinçaltı ile karıştırmamak gerekir. Duygularla sezgileri karıştırmamak için genelleme olarak şu örneği kullanırım hep: Birisi sizden borç para ister fakat geri ödemeyeceğini sezginiz bilir. Yine de o anda vicdan ve merhamet duygusu sezginin önüne geçtiği için borç verirsiniz. O para size geri gelmez ve sezginiz doğru olduğunu görürsünüz.

Örneğin tatile gideceksiniz ya da bir arkadaşınız sizi bir mekâna veya tatile çağırdı. Sezginiz beş saniyede cevap veriyor, “Hayır,” diye ama o anda duygunuz sezginizin önüne geçerse ayıp olur düşüncesiyle “Tamam, geliyorum” dersiniz. O gittiğiniz yerde olumsuzluk yaşarsınız, bu sefer de kendi kendinize kızar, sezgilerimi dinlemedim, diye söylenirsiniz. Neden? Çünkü arkadaşınıza ayıp olmasın diye, “Hayır” demediniz. İnsan duygularının esiri olduğu zaman aldığı kararlar isabetsiz, yanıltıcı ve yıkıcı olur. Sezgi ile karar vermek çok kısa bir sürede gerçekleşir. Derler ya göz açıp kapanıcıya kadar, işte o kadar kısa bir sürede. Üstelik bunlar hayatta vereceğimiz en doğru ve olumlu kararlardır.

Örneklere devam edelim. Bir insanı tanımadığınız hâlde bencil olduğunu sezginiz size söyler. Kendi menfaati için yanaştığını, sizi sürekli sömüreceğini, size değer vermeyeceğini sezginiz baştan bilir. Siz borç para örneğindeki gibi gene vicdan ve merhamet duygusu çok ağır bastığı için ona her türlü yardımı yaparsınız. Fakat tanıdıkça o insan hakkındaki sezgilerinizin doğruluğunu fark edersiniz. Kısacası sezgiler hiçbir zaman yalan söylemez. Yalan söyleyen insanlarda sezgi olmaz. Ayrıca diğer insanlara sezgileri ile rehberlik yapan kişi, karşısındaki insanın hoşuna gitsin diye olumlu şeyler söylemez. Kendisine rehberlik için danışıldığında o anda hiçbir şekilde düşünmeden, sezgileri olumlu veya olumsuz ne diyorsa onu söyler.

Kendimden örnek vereyim. Ben şifalandırma çalışmalarında duru görü, duru biliş, duru sezgi ile insanlara rehberlik yaparken kendilerinde olan olumsuzluklar varsa değiştirmeleri için bunları açıkça söylüyorum. Bazıları, kabul edip kendilerini şifalandırmaya açıyorlar. Bazılarıysa kabul etmiyor, daha doğrusu söylediklerim hoşlarına gitmediği için şifalanmaktan vazgeçiyorlar. Aslında ben orada o kişilerin uyanış ve aydınlanmaları için duru biliş, duru görü ve duru sezgiyi kullanıyorum. Şifa çalışmalarında sezgiler ne diyorsa o söylenir. Düşünerek ya da mantık ile cevap verilmez. Çünkü yukarıda da belirttiğim gibi saf sezgilerimiz doğruyu söyler.

Sezgiler Allah’ın doğuştan verdiği bir özelliktir bana göre. Fakat herkesin sezgileri güçlü değil. Sezgileri dinlemek de sanıldığı kadar kolay olmuyor, bunun için mutlaka olumsuzluklardan arınmak, bilinçaltını temizlemek gerekiyor. Bunun en iyi metodu meditasyondur. Kalp gözü ne kadar açılırsa sezgiler de o kadar yükselir.

Eğer sezgileriniz güçlüyse hayatınızda alacağınız kararları kimseye anlatmanıza gerek yoktur. Sezgileriniz gitmeniz gereken yolları, almanız gereken kararları gösterir.

İlahi rehberliği, hissetme şeklinde alanlar, olayların gidişatını ve sonucunu sezgisel olarak bilirler.

Doreen Virtue’nin  “İlahi Rehberlik” kitabından da bu konuyu daha ayrıntılı olarak okuyabilirsiniz.

Her şey gönlünüzce olsun!
Sevgi ve ışıkla kalın!..
Nurgül AYABAKAN
nurgul.ayabakan@gmail.com
Telif Hakkı©2021 Sevginin Işığı “Şifa”. Tüm Hakları Saklıdır.
Bu yazıyı tümü olmak şartıyla, değiştirilmeden, bedava olarak ve bu telif hakkı uyarısı ve internet bağlantısı (https://sevginin-isigi-sifa.com/) ile birlikte kopyalamaya ve dağıtmaya izin verilmiştir.
 

2 yorum “DURU SEZGİ

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir