DÜRÜSTLÜK ÖNCE BİREYİN KENDİSİNDEN BAŞLAR

Shakespeare, Hamlet’te Polorious Paris’e gitmeye hazırlanan oğluna şu nasihatte bulunur: “Ve en önemlisi kendine karşı dürüst olmandır. O zaman, gündüzün geceyi izlediği gibi. Kesinlikle hiç kimseye riyakâr davranamazsın.”

Dürüstlük kavramı çok geniş bir kavram tabii ki, bu kavramı birkaç sayfayla ele almak yeterli olmayabilir. Ama ben elimden geldiğince bu kavramı örneklerle destekleyip özetlemeye çalışacağım. Ve bugün sizlerle paylaşacağım yazım, dürüst olmayıp dürüstlüğü başkalarından bekleyen insanlarla ilgili olacaktır.

Kendisine bakmadan karşısındakinin dürüstlüğünü sorgulayan insanlarla sıklıkla karşılaşırız. Kendi hakkı yenildiğinde ortalığı ayağa kaldıran ama kendi başkasının hakkını yediğinin farkında olmayıp ya da farkında olarak işine geldiği gibi davranan insanlar var. İşte burada karşındakinden dürüstlük beklerken kendine dönüp bakmayanlar var.  Karşındakini kandırdığını sanan fakat aslında kendini kandıranlar var. Yalan söylememek, kimseyi aldatmamak, kendi çıkarı için başkasını kandırmamak çok önemlidir.

İnsan hata yapar tabii ki de, hatalarla olgunlaşır insan; fakat bu hataları dürüstçe kabul edip karşı tarafa suç atmamalıdır. Dürüst bir şekilde özeleştiri yapmalıdır. Derler ya “Sözünün arkasında dur,” diye işte; tam da bu sözler dürüstlükten gelir. İnsan kendine ne kadar dürüst olursa o kadar mutlu olur ve etrafına da güven verir.

Dürüstlükte “karakter” kavramı önemli bir yere sahiptir. Herkese sorulduğunda herkes kendini dürüst olarak tanımlar. Kimse “Yoğurdum ekşidir,” demez, daha önceki yazımda da bundan bahsetmiştim. Hayat devam ederken sınavlarımız imtihanlarımız da olur. Bu sınavlardan en önemlisi insanın kendisine karşı dürüst olup olmaması ile ilgilidir. Dürüst olmak bir sınavdır. Bazı şeyleri yaşarız; kimlere dürüst davrandığımız veya davranmadığımızı davranışlarımızın sonucu belirler.

Günümüzde “dürüst olmadığını” söyleyebilecek kaç cesaretli insan var?  Tabii ki insan zorluklar yaşayabilir fakat kendi zor şartlarını dile getirirken de bunu samimi ve içtenlikle karşı tarafa dürüstçe aktarmalıdır. Yalan söyleyerek aktarmamalıdır. Çünkü yalanı yalanla kapatmak zorunda kalan insan, bir kısır döngünün içinde kendini bulur.

Dürüst olmak kendi hatalarını ve yanlışlarını kabul etmektir. Başkalarını suçlamak değil başkalarına sorumluğu atmak hiç değildir. Eğer yanlış bir şey varsa hata yapıldıysa bu durum dürüstçe ifade edilmelidir.

Dürüst olan insan, zaten hiçbir şekilde oynamaz ve çizgisini belli eder. Menfaatine göre ve çıkarına göre karşı tarafa rol yapmaz. Net olur. Samimi ve içten olur. Şartlar ne olursa olsun dürüstlüğünden asla vazgeçmez.

Dürüstlük bir erdemdir. Dürüst olmayan insan karşındakini kandırdığını sanabilir ama aslında kendini kandırıyordur. Dürüstlük insanın en berrak halidir. Su katılmamış doğruluktur.

Size yaşadığım bir olayı aktarmak istiyorum: Devamlı gittiğim bir pastane vardı. Orada yiyecek bir şeyler alırken bana dükkân sahibi, “Bunu vermeyeceğim sana, biraz bekle yenisi çıkacak!” dedi. Ben de, “Peki,” dedim. Biraz durduktan sonra şunları sordum:

“Peki, bu ürünleri ne yapacaksın?”

“Satacağım” dedi.

“Kimlere satacaksın ki?”

“Müşterilere.”

Ben o sırada yaptığının çok yanlış olduğunu anladım. Eğer bana taze olmadığını ve yenisi çıkacak diyorsa bunları niye başka insanlara satıyordu ki. İşte dürüstlük hiçbir insanı ayırt etmeden eşit yapılan bir davranışlar silsilesidir. Pastane sahibine, “O zaman gelen müşterinin yerine kendini koy ve bu davranış sana yapılmış olsa nasıl değerlendirirdin? Diğer insanları dürüst olmamakla suçlarsın, peki şu anda yaptığı davranışla sen dürüst müsün? Kazandığın paranın bereketini göremesin; çünkü dürüst davranmıyorsun,” dedim. Ya da gelen müşteriye bu ürünlerin bu saatte çıktı diyeceksiniz ona göre müşteri alır ya da almaz.

Alışveriş yaparken esnaflarla sohbet ederim, işlerinin nasıl olduğunu bir esnafa sormuştum; esnaf: “Dürüst olduktan sonra her zaman bir ekmek vardır, diye karşılık verdi. Gerçekten de öyle, hangi işi yaparsanız yapın, insan yaptığı bir işi dürüstlükle yapıyorsa mutlaka kazanır. Çünkü dürüstlüğün altında sevgi vardır.

Bütün ilişkiler de öyle değil mi? Dürüst olmayıp da kendi menfaati için ilişkilerini sürdüren insanlar yok mu? Günün birinde gerçekler ortaya çıkmıyor mu? O an sadece kendini kandırmıyor mu?

Sosyal medya hesabında bilerek arkadaşını takipten çıkarıyor, sonra “Yok yanlışlıkla oldu,” diyor. “Çıkardım,” diyemiyor ve aslında arkadaşını kandırdığını sanıyor… Hâlbuki kendini kandırıyordur. Burada kendi ile yüzleşip cesaretle, “Evet, çıkardım,” demek yerine “Yanlışlıkla,” oldu diyor. Veya birisini ararsınız o sırada bende seni arayacaktım der, “Hâlbuki aramayacaktır,” sadece karşı tarafa söylemek için bunu söylemiş oluyor. Kendine zarar verdiğinin farkında değildir, dürüst davranışta bulunmayanlar…

Ya da sizin emeğinizi vermemek için kendini acındırmak, yaptığınız emeği hiçe sayar veya size kendini farklı göstererek bir maske takarak sevgi dolu sözcükler ve davranışlar sergiler…

İnsan kendine karşı dürüst olursa başkasına karşı da dürüst olmuş oluyor. Avusturyalı psikolog ve filozof Paul Watzlawick bir sözü vardır ve bu sözü çok hoşuma gider: “En önemlisi kendine karşı dürüst olmaktır.”

Tabi ki insanın kendine karşı dürüst olması öyle kolay bir şey değildir. Çoğu insan ise kendisini dürüst sanır…

Verilen bir sözü tutmanın bile, bir dürüstlük olduğu asla unutulmamalıdır.

Dürüst olan insanlar, kusurlarını gizlemez ve kusurlarını bilir ve kabul ederler.

Dürüstlükte sevgi olur, merhamet olur, vicdan olur, hak yememe olur, ne olursa olsun doğruları söylemek olur, yalın samimi ve içten olur…

Eğer birilerinin hataları varsa yüzüne sevgi ile söylenir ve arkasından konuşulmaz.

Dürüstlükte; güven vardır, netlik vardır, hırs yoktur, verilen sözlerin yerine getirilmesi vardır.

Dürüstlük yalnız zihninizden geçenleri konuşmak değildir. Dürüstlük içinizde olan biten her şey için çok açık olmak demektir.

Dürüstlüğün olduğu yerde duygular temiz olur.

Dürüstlük konusunda çok fazla örneklerim var; ancak yazımı uzatıp sevgili okuyucularımı sıkmak istemiyorum. Sonraki yazılarımda tekrar bu konuya değineceğim.

Her şey gönlünüzce olsun!
Sevgi ve ışıkla kalın!..
Nurgül AYABAKAN
nurgul.ayabakan@gmail.com
Telif Hakkı©2021 Sevginin Işığı “Şifa”. Tüm Hakları Saklıdır.
Bu yazıyı tümü olmak şartıyla, değiştirilmeden, bedava olarak ve bu telif hakkı uyarısı ve internet bağlantısı (https://sevginin-isigi-sifa.com/) ile birlikte kopyalamaya ve dağıtmaya izin verilmiştir.
 

8 yorum “DÜRÜSTLÜK ÖNCE BİREYİN KENDİSİNDEN BAŞLAR

  1. Ellerine sağlık… En önemli vasıflardan biri dürüst olmak. Önemini çok iyi vurgulamışsın.

  2. Maalesef günümüzde bu tip (dürüst olmayan) insanlar çoğaldı.Sadece kendilerinin zeki olduğunu zannedenler karşısındakini aptal yerine koyanlar….
    Bu tip insanlar karakterlerini sergiliyorlar farketmeden….
    Kalemine sağlık Nurgülcüğüm bu tip insanların azalması dileğiyle🌹💜

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir