CESUR YÜREKLER

 

 
 
Bugünkü sözlerimize minik bir ama bir o kadar da büyük dersleri edinebileceğimiz bir masal alıntısıyla başlayalım, elbette ardından söyleyecek bir sürü söylem olacak…
 
Bir Hint masalın da kahramanımız olan fare kedi korkusundan devamlı endişe içinde yaşarmış. Bu korkusundan sebep kapısını çaldığı büyücü onu bir kediye dönüştürür. Ne var ki; fare, kedi olmaktan son derece mutlu olacağı yerde bu kez de köpekten korkmaya başlar ve yine büyücünün yolunu tutar ve büyücü bu kez onu bir kaplana dönüştürür. Kaplan olan fare şimdi de avcıdan korkmaya başlamıştır.  Fare her ne olursa olsun korkmaktan bir türlü kurtulamamaktadır. Nihayetinde büyücü şu sözleriyle duruma son noktayı koyar: “ Sen cesaretsiz, korkak birisin, bedenin her ne şekle bürünürse bürünsün ruhunu yenilemedikçe sonuç hep aynı olacaktır.”
 
Nedir cesaret? Gözü kapalı hesapsızca her durumun içine dahil olmak, ben her şeyi sınırsızca kayıtsız şartsız yaparım demek midir? Ben hiç de böyle düşünmüyorum. Benim Cesaret için tanımlamam; yüreğini yanında tutup bir durumun başlangıcından sonuna kadar her aşamasında dik durup, durumu özümseyip kabullenip kararlar verebilme, sonuçlarına da yine aynı şekilde sahip çıkabilme durumudur.
 
Öyle çok şey yaşarız ki hayatımız boyunca, ister özel hayatımızda, ister sosyal hayatımızda, ister iş hayatımızda… Milyonlarca durum olur ki bunlarda cesur ve korkusuzca ayakta kalabilmeyi gerektirir.
 
Bazen “Evet” diyebilmek olur cesaret bazen de “Hayır” diyebilmek. Seçim bizimdir. Sevdiğimiz adama ancak hayır diyebilmeyi başarabildiğimizde aslında mutluluğu yakalayabileceğimiz anlar gelir ama cesaret yok ki, çıkamaz ağzımızdan o kelime ve mutluluk kayar gider ellerimizden… Ya da evet demeye cesaret edemediğimizden kaybederiz o mutluluğu. Böyle anlarda yüreğimizle baş başa kalmalıyız, her bir detayı düşünüp tartmalıyız ortaya çıkabilecek sonuçları hesaplamalıyız. Ancak böylelikle cesareti hissedip dimdik durabilirim. Çok kırılgandır ilişkilerin yapısı, mutlu olmaktır istenen, o zaman istediğimiz şeyi kazanmak için cesur olmalıyız. Bazen bir an yaşanır “Seni Seviyorum” diyebilmek bile büyük bir cesaret gerektir. Söyleyiversek o sözü öyle bir mutluluğa erişeceğizdir ki… Ama cesaret yitip gitmiş çıkmıyor o sözler ağzımızdan… Yapmayın sakın gönlünüzün dilini cesaretle serbest bırakın…
 

Hayatlarımızın uzun saatlerini geçirdiğimiz iş yerlerimiz. Oralarda yaşadıklarımız, işte yine cesarete ihtiyaç var her şey için… Haksızlık görürüz, görmezden geliriz, korkarız… Bu haksızlıklar bize ya da başkasına yapılsın ne fark eder ki… Bugün ona yarın bana… İş hayatı gariptir kimi zaman. Bazen asıl susmak cesarettir, bazen de konuşmak, doğru yolu bulmak adına. Çünkü türlü faktörler vardır karar vermek için ve her iş ortamının kimyası farklıdır. Onun için en iyi o ortamı yaşayanlar bilir. Cesaretin ne şekilde davranmak olduğuna orada kişi karar verir. Özel hayatımızda ki gönül dünyamızın cesaretiyle aynı değildir burada ki cesaret…

 

Sosyal hayatımızda bir sürü cesaret gerektiren durumlar için imtihanlarımız vardır, ailelerimizle, arkadaşlarımızla, anlık hayatımıza giren çıkan insanlarla…
 
Cesaret öyle bize birilerinin öğretebileceği bir şey değildir. Hadi şimdi cesur olayım bakalım ne olacak denilebilecek türden bir şey de değildir. Cesaret yürektedir, özdedir, ruhtadır. Onu ortaya çıkartabilecek olan sadece kişinin kendisidir. İş bu yüzdendir ki asıl cesaret kendini bilmek, anlamak ve kendimizi yaşamaktır. Bırakalım kendimizi kanımızda ki cesaret güneşe kavuşsun ve yolumuz gerçek aydınlığa, özgürlüğe ulaşsın…
 
Söylemler bitmez elbet, daha ne hikayeler anlatılabilir cesaret için, cesur yürekler için. Sıra sizde, bilirim ki sizde de ne çok yaşanmışlıklar vardır… Satır aralarına da sizinkileri gizledim…
 
Her şey gönlünüzce olsun!
Sevgi ve ışıkla kalın!..
Nurgül AYABAKAN
nurgul.ayabakan@gmail.com
Telif Hakkı©2021 Sevginin Işığı “Şifa”. Tüm Hakları Saklıdır.
Bu yazıyı tümü olmak şartıyla, değiştirilmeden, bedava olarak ve bu telif hakkı uyarısı ve internet bağlantısı (https://sevginin-isigi-sifa.com/) ile birlikte kopyalamaya ve dağıtmaya izin verilmiştir.
 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir