“BEN” OLMAK

 
       Hayat bizimse şayet her türlü değişimden ve dönüşümden biz sorumluyuzdur. Esas olan “Biziz” yeni merkezde yine “BEN” görürüz.
       Öyleyse hikayeye en baştan başlayalım. “Doğduk; dünyada var olma yoluna merhaba dedik. Karar bizim miydi? Hayır elbette değildi. Varlığımızı tanımaya başladığımız “3” yaşından sonra oluşumun ilk evrelerine yolculuğumuz başlamış demektir. Yıllar geçer yavaş yavaş “BEN” şekillenmeye başlar. Öyle bir döngü içine girmeye başlarız ki; ailemiz, çevremiz, ruhumuza işlemeye başlar. Yaradılışımızdan gelen karakteristik özelliklerimizle her bir detay birleşir zaman içinde asıl “BEN” oluşur.
       Çoğu insan için büyük bir handikap olan ergenliğe değinelim birazda. Ah o “Ergenlik” Büyümekle büyümemek arasındaki gelgitlerin en ağdalı süreci…Varlığımızı ispat etmek, dünya da artık bende varım demeye yelken açtığımız birkaç yıl… Kimilerimiz yumuşak bir geçişte ergenlikten yetişkinliğe yol alır. Kimilerimizle bin bir türlü sıkıntıyı, telaşı omuzlarına yük edinerek erginliği geride bırakır. Ama geçer, biter o günler. Yaşasın Yetişkinlik !
       Aslında asıl hikaye şimdi başlıyordur. Yeni duygular, yeni sorumluluklar, yeni insanlar, yeni bir dünya. “İLK BEN” oluşmuştur. Ama zayıf, ama güçlü, ama kararlı, ama kararsız, ama cesur, ama korkak, ama merhametli, ama merhametsiz… Öyle çok nitelik sayabiliriz ki insana özgü ve onların hepsi de bizlerde vardır. Kişiyi kişi yapan eğrisiyle doğrusuyla bu özellikler bu niteliklerdir.
      Yetişkin olmanın amansız, çetrefilli yollarında hem güzellikler bizi bekliyordur hem de zorluklar. Ama gariptir ki güzellikler altın tabaklarda önümüze sunulmaz, zorluklarsa sanki bir nimetmiş gibi bırakın altın tabağı, elmaslarla zümrütlerle bezeli tabaklarla sunulur bize. SAVAŞ BAŞLAMIŞTIR !!!
      Yıllar içinde kendimizi, hayatı okumayı öğreniriz ya da öğrenemeyiz. Her bir yaşanmışlık bizi büyütür, olgunlaştırırız. Korkuyla tanışırız, ya korkuya tutsak olur ya da onunla savaşırız. Öfkeyle tanışırız, ya ona tutsak olur ya da onu yeneriz. Acıyla tanışırız, ya onu ruhumuzda taşırız ya da ona boyun eğmemeyi öğreniriz. Mutlulukla tanışırız, aşkla tanışırız, sevgiyle tanışırız işte o zaman HAYAT BUDUR deriz.
     Sadece biz değiliz hayatta, ya diğer insanlar! Mücadelenin asıl kaynağı diğer insanlarla hayatı paylaşmaya çalışmaktadır. Herkes var olma mücadelesi verir ve herkes en iyinin en kusursuzun kendisi olduğunu düşünür, öyle de yaşar. Asıl olan insanlarla dengeyi bulmaktır.
     Hayatımıza öyle ya da böyle bir şekilde aldığımız her bir insan yeni deneyimleri beraberinde getirir. Öyle çok da hayatımıza almaya gerek yok. Kimi zaman birkaç dakikalığına dahi hayatımıza dahil olan insanlar bile artık bizim hayatımıza dünyamıza dokunmuştur. Biz biz olalım bu dokunuşlar karşısında edinimlerimize bakalım. Bazen yolda karşılaştığımız varlığından o ana kadar haberdar dahi olmadığımız bir insan ağzından dökülen “Merhaba” kelimesiyle birlikte kişinin gözlerinin ta içinden gelen aydınlık gülümseme bize yaşam enerjisi verebilir. Bazense gözlerinde karanlık bir enerji taşıyan yine bir anlığına gördüğümüz kişi bizi hiç de istemeyeceğimiz bir hoşnutsuzluğa sürükleyebilir. Demem o ki; her insana açık olalım ancak her enerjiye değil. Kendimize kalkan oluşturalım, iyiyi yüreğimizin en içine kadar alalım, kötüyü dışarda tutalım. Bilelim ve unutmayalım ki herkes kendini en iyi, en özel, en mükemmel görür. Ancak esas da buna biz karar verelim. “Enerji her daim domino etkisi yaratır, bir dokunuş ardında ki her şeyi etkiler. İyi ya da kötü!”
      Her başlangıcın sona ulaşması gibi şimdilik söylemimin sonuna geldim. Aslında öyle çok şey var ki bu yazıda anlatılacak…
      Yazmadıklarımı, satır aralarına yerleştirdiğim düşünme paylarını size bırakıyorum…
       Unutmayalım en mühim, en özel hazine “BEN” dir. Ona sahip çıkalım… Onu güzelleştirelim. Dünyaya umut olalım…
 
Her şey gönlünüzce olsun!
Sevgi ve ışıkla kalın!..
Nurgül AYABAKAN
nurgul.ayabakan@gmail.com
Telif Hakkı©2021 Sevginin Işığı “Şifa”. Tüm Hakları Saklıdır.
Bu yazıyı tümü olmak şartıyla, değiştirilmeden, bedava olarak ve bu telif hakkı uyarısı ve internet bağlantısı (https://sevginin-isigi-sifa.com/) ile birlikte kopyalamaya ve dağıtmaya izin verilmiştir.
 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir