ANCAK İÇ HUZURU OLAN KİMSELER BAŞKASINA HUZUR VEREBİLİR…

 
 “Bir gün bir kral ama halkı tarafından sevilen bir kral, huzuru en güzel resmedecek sanatçıya büyük bir ödül vereceğini ilan eder.
 
Yarışmaya çok sayıda sanatçı katılır. Günlerce çalışırlar birbirinden güzel resimler yaparlar.
 
Sonunda eserleri saraya teslim ederler. Tablolara bakan kral sadece ikisinden hoşlanır. Ama birinciyi seçmesi için karar vermesi gereklidir.
 
Resimlerden birisinde sükunetli bir göl vardır. Göl bir ayna gibi etrafında yükselen dağların görüntüsünü yansıtmaktadır. Üst tarafta pamuk beyazı bulutlar gökyüzünü süslüyorlardı.
 
Resme kim baktı ise onun mükemmel bir huzur resmi olduğunu düşünüyordu.
 
Diğer resimde de dağlar vardı. Ama engebeli ve çıplak dağlar. Üst tarafta öfkeli bir gökyüzünden yağmurlar boşanıyor ve şimşek çakıyordu. Dağın eteklerinde ise köpüklü bir şelale çağıldıyordu. Kısaca resim hiç de huzurlu gözükmüyordu.
 
Fakat kral resme bakınca, şelalenin ardında kayalıklardaki çatlaktan çıkan mini minnacık bir çalılık gördü. Çalılığın üstünde ise anne bir kuşun örttüğü bir kuş yuvası görünüyordu.
 
Sertçe akan suyun orta yerinde anne kuş yuvasını kuruyordu.
…harika bir huzur ve sükun örneği.
 
Ödülü kim kazandı dersiniz.
Tabi ki ikinci resim. Kralın açıklaması şöyle idi; Huzur hiçbir gürültünün sıkıntının ya da zorluğun bulunmaması ve sıkıntının olmadığı yer demek değildir. Huzur bütün bunların içinde bile yüreğimizin sükun bulabilmesidir.”
 
La Rochefoucauld der ki;  “Huzuru kendi içimizde bulamazsak başka yerde aramak boştur.”
 Huzur insanın kendi içindedir. Eğer insanın içinde huzur yoksa, onu satın alamayız…İç huzur olmadan insan nerede olursa olsun ve neye sahip olursa olsun huzurlu bir yaşam süremez… Çoğu insan mutluluk ve iç huzuru karıştırırlar çünkü mutluluk anlık bir duygudur. Yaşadığımız süreçte hayatımızda olması istediğimiz (para, evlilik, aşk, iş, kariyer, başarı, çocuk, seyahat , çikolata yerken, içki içmek, eğlenmek, mal ve mülk) vb. bunlar elde ettiğimiz zaman kendimizi çok mutlu hissederiz. Fakat bir zaman sonra artık bu arzularımız ve isteklerimiz kavuştuğumuz için tekrar içimizde iç huzur yoksa tekrar mutsuzluğa başlayız. Çünkü rutin bir yaşama dönüşür.
İç huzur, iç dinginliktir, mutluluk ise sevinçtir, neşedir. Sevinç ve neşe bir şeyleri başarmak, sahiplenmekle gerçekleşen duygu iken, iç huzur, hiçbir şeye sahip olamadığımız da yaşadığımız duygudur. Huzuru yanlış yerlerde, yanlış işlerde ve yanlış varlıklarda aradığımızda beyhude arayışları içerisinde oluruz. Bu halimizi şuna benzer “Akmakta olan suya avcumuzu uzatırız da bir türlü suyun altına sokmayız” bu bize hiçbir şey kazandırmaz, susuzluğumuz gitmediği gibi yorulduğumuzda yanımıza kar kalır.
Unutmayın ki mutluluğun annesidir iç huzur… İç huzur olursa mutluluk doğar, büyür ve yaşar. İç huzurun sihirli bir formül yoktur. Onun içimizden bulup çıkarmak için önce istemeliyiz. İnsan önce kendini tanımalı ve bilmeli. İç huzuru bulmak için önce içindeki sevgiyi ortaya çıkartmak ve pozitif duygulara, düşüncelere sahip olmak. Aynı zamanda kendi ile gerçekten barışık olmalı. Düşünün ki; negatif duygulara ve düşüncelerine sahip insanlar (Öfke, kıskançlık, bencil, kibirli, nefret, intikam) vb. nasıl iç huzuru olabilir ki? 


Kendi iç huzuru olan kimse başkalarını da besler ve geliştirir. Fakat kendinden hiçbir şey kaybetmez. Aksine iç huzuru artar. Bizim iç huzurumuz ne kadar güçlü olursa, dış etkilere karşı o kadar dayanıklı oluruz. 


İç huzur maneviyattır.


Her şey gönlünüzce olsun!

Sevgi ve ışıkla kalın!..

Nurgül AYABAKAN
nurgul.ayabakan@gmail.com

 

Telif Hakkı©2021 Sevginin Işığı “Şifa”. Tüm Hakları Saklıdır.
Bu yazıyı tümü olmak şartıyla, değiştirilmeden, bedava olarak ve bu telif hakkı uyarısı ve internet bağlantısı (https://sevginin-isigi-sifa.com/) ile birlikte kopyalamaya ve dağıtmaya izin verilmiştir.
 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir