Gerçekten eğitilmiş kişiler kavga etmez. Güzel ve iyi olan bir kişi ne kavga eder ne de (eğer ki elinden geliyorsa) başkalarının kavga etmesine izin verir. Eğitim almanın anlamı budur. Eğitim neyin seni ilgilendiğinin, neyin ilgilendirmediğini öğretir. Eğer ki kişi böyle davranıyorsa kavga etmeye gerek kalır mı?
Sokrates’in Atina’da yaptığı gezilerde en çok fikir ayrılığına düştüğü kişilere yanaştığı ve onlarla uzun tartışmalara girdiği herkes tarafından bilinir. Bu tartışmaların birçoğu (ya da onlara dair günümüze ulaşan kayıtlar) Sokrates’in bitmek tükenmek bilmeyen sorularıyla karşısındaki kişinin kızması, sinirlenmesi ya da kışkırtılmasıyla biterdi. Hatta Atina halkı sonunda o kadar kin besledi ki Sokrates’i idama mahkûm etti.
Ama Sokrates hiç sinirlenmiyor gibiydi. Hayat ve ölüm gibi konularda bile konuşurken hep sakinliğini koruyordu. Sözünün dinlenmesindense (ya da birçoğumuz gibi inatla tartışmayı kazanmaya çalışmaktansa) karşısındaki kişinin anlatacaklarını dinlemekle ilgileniyordu.
Bundan sonra siyasi bir tartışmayla ya da kişisel bir fikir ayrılığıyla karşılaştığında kendini şunu sor: Bu konuda kavga etmenin bir sebebi var mı? Kavga, sorunu çözmemde işe yaracak mı? Eğitimli ve bilge kişi gerçekten de başta niyetlendiğin kişi kadar kavgacı biri olabilir mi? Yoksa bu kişiler bir nefes alıp kendilerini rahatlatan ve anlaşmazlığın cazibesine kapılmayan kişiler midir? Bir gün içindeki kavga ve önüne gelen her şeyi ele geçirme ihtiyacını dizginleyebilirsen neler başarabileceğini (ve kendini ne kadar iyi hissedeceğini) düşün.
Kaynak: Epiktetos, Makaleler, (Stoacının Günlüğü)
Sevgi ve ışıkla kalın!..
Nurgül AYABAKAN
Bu yazıyı tümü olmak şartıyla, değiştirilmeden, bedava olarak ve bu telif hakkı uyarısı ve internet bağlantısı (https://sevginin-isigi-sifa.com/) ile birlikte kopyalamaya ve dağıtmaya izin verilmiştir.