ÇOCUKLARIN DA FİKİRLERİ VARDIR

Birlikte geçmişe yolculuğa çıktığımız yazılara devam edelim. Geçmişimiz; bizi biz yapan, bugünümüzü inşa eden yaşantımız… Bakalım bugünkü beni inşa eden çocuk, sandığa dokuz yaşından daha neler neler saklamış? Hatırlayacaksınız bir önceki anı yazımda, benden bir yaş küçük kardeşimin, o yıl 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı törenine okul bandosunda trampet çalarak katıldığını anlatmıştım. Kardeşimin […]

EN KOLAY ROL KURBAN ROLÜ OYNAMAK-2

Değerli okuyucularım, üç gün önceki yazımda kurban psikolojisini anlatmaya başlamış ve detaylı örnekleri ile kurban rolünden çıkılması için neler yapılması gerektiğini bugün yazacağımı belirtmiştim. Hatırlayacaksınız, kurban rolüne bürünmeyi seçenlerin temel özelliğinin sürekli şikâyet etmek, kendine acımak ve çevresindekilere acındırmak ama çözüm için de sorumluluk almaktan ve değişim başlatmaktan kaçınmak olduğunu belirtmiştim. Şimdi örneklerle konuya biraz […]

EN KOLAY ROL KURBAN ROLÜ OYNAMAK-1

Sevgili okuyucularım, internette bir kitap siparişi verirken karşıma çok güzel bir söz çıktı. Belki birçoğunuzun bildiği bu sözle sizi selamlayarak başlamak istedim yazıma: “Sen kadere gülümse ki dünya sana gülümsesin.” Bugün, pek çok insanın içine düştüğü kurban psikolojisi konusunu yazacağım. Detaylı ele almak istediğim için bugün kurban psikolojisinin nedenleri ve bunu seçen kişilerin özelliklerini anlatıp, […]

SEVGİ OLUMLAMASI

Sevgili okuyucularım, aylık olumlama serimize bugün sevgi olumlaması ile devam edeceğiz. Belki gene çoğunuz, “Ben sevgideyim zaten ne için olumlama yapacağım?” ya da “Bu olumlamayı yaparsam kendimi ya da başkalarını sevecek miyim?” diye içinizden konuşacaksınız. Her zaman belirttiğim gibi olumlamaların faydası var, tabii ki düzenli yapılırsa. Ağzımızdan çıkan sözlere bakalım, sevgi dolu mu yoksa kırıcı, […]

BÖYLEYDİ BİZİM BAYRAMLARIMIZ

Yaşadığımız her şey, iyisiyle kötüsüyle birer deneyim oluşturuyor hayatımızda. Geçmişe dönüp bakıyorum, film şeridi gibi geçerken dokuz yaşındaki çocuğu görüyorum yine sandığın başında. Açmış kapağını gülümseyerek bakıyor içinde gördüklerine. Gelin hep birlikte bakalım neye gülümsediğine. Sandıktan gelen seslere kulak verelim, seremoni başlasın ve yeni bir anı demeti daha beni sizlerle buluştursun. Nisanı ayının sonlarına doğru […]

BAŞKASINI YARGILARKEN İKİ KERE DÜŞÜNÜN-2

Sevgili okuyucularım, hatırlayacaksınız üç gün önce yargılamak konusunu yazmış ve yargılama ile düşünceyi söylemek arasındaki farkı bugün anlatacağımı belirtmiştim. Tabii bunu yaparken konuyu yine örneklerle detaylandıracağım. Yargılama ile düşünceyi söylemek sıkça birbirine karıştırılır. Oysa ikisi arasında çok ince bir çizgi vardır. Yargılamada, insanların hayatlarını öğrenmeden, neler yaşadıklarını bilmeden hemen sonuç çıkarmak söz konusudur ama düşünceyi […]

BAŞKASINI YARGILARKEN İKİ KERE DÜŞÜNÜN-1

“Olmaz dediğin ne varsa hepsi olur. Düşmem dersin düşersin, şaşmam dersin şaşarsın. Öldüm der durur yine de yaşarsın.” – Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî Sevgili okuyucularım, bu hafta yargılama ile düşünceyi söylemek arasındaki farkı örneklerle anlatmaya çalışacağım. Fakat konuyu detaylı ele aldığım için bugün yalnızca yargılama üzerinde duracağım. Düşünceyi söylemek ile arasındaki farkı ise 18 Şubat Cuma […]

HER KAPIYI AÇAN ANAHTAR: TATLI DİL

Yine hayatlarınıza dokunacağını düşündüğüm keyifli bir bilgelik hikâyesiyle birlikteyiz. Birkaç paragraftan oluşan kısacık bir hikâye belki bu paylaşımım ama anlattıkları onlarca paragrafla ifade edilemeyecek derinlikte. Her bilge hikâyede o kadar öğretici dersler var ki bunları okudukça her birimiz alacağımız dersi alıyoruz. Sadece okumak değil içindeki öğretiyi sindirmek, içselleştirmek çok önemli. Sizlerle paylaşacağım bugünkü hikâye hakkında […]

ÇOCUK HER ZAMAN HİSSEDER

Evet, geldik yine anılara… İlkokul üçüncü sınıftaki anılarıma kaldığım yerden devam ediyorum. Dokuz yaşındaki çocuk tekrar sandığın başına geçip kilidi açtı ve bir anıyı daha serbest bıraktı. On beş gün önce yazdığım anımda halamın Almanya’dan gelişinden ve getirdiği hediyelerden, o hediyelerin bizim için ne kadar değerli olduğundan, onları nasıl itinalı kullandığımızdan bahsetmiştim. O yıl halam […]

DURU BİLİŞ

Sevgili okuyucularım, önceki aylardaki yazılarımda yedi çakrayı anlatmıştım. Her ay bir çakrayla ilgili bilgileri detaylı olarak paylaşmıştım. Bugünden itibaren de her ay metafiziksel duyularla ilgili bilgiler paylaşacağım. Bilimin tanımladığı beş fiziksel duyuya ilaveten insanın sahip olduğu dört metafiziksel duyu daha vardır. Bunlar duru biliş, duru görü, duru sezgi ve duru işiti olarak adlandırılır. Bugünkü yazımda […]