ÖZGÜRLÜĞÜN YOLU; “HAYIR”

Evet – Hayır birbiriyle sırt sırta duran iki düşman kelime. Biri varsa diğer yok, biri yoksa diğer var gibi. İkisi iki heceden oluşuyor ve ağızlarımızdan bir çırpıda çıkıveriyor. Bu günkü yazımı “Hayır” kelimesi üzerine kurguladım bakalım neler çıkacak karşımıza.

Kimilerinin diline pelesenk olmuştur, kolaycacık her zaman Hayır derler, kimileri ise bu kelimeyi neredeyse lügatlarından çıkartmışlardır, çok zorda kalmadıkça kullanmamaktadırlar. Aslında bu kelimeyi kullanmalı mıyız, kullanmamalı mıyız ya da nerede, ne zaman, ne sıklıkta kullanmalıyız, bu kelimeyi hiç kullanmadığımızda kendimize zarar verdiğimiz olur mu, yerli yersiz kullandığımızda da neleri kaybederiz? İşte bu detayların üzerinden küçük dokunuşlarla geçeceğiz.

Dünya dillerinin tamamında en zor, en güçlü, en keskin, en olumsuz ve en büyük etki yaratan kelimenin ‘hayır’ olduğunu söylemek yanlış olmaz. Bunun içindir ki özel ilişkilerimizde, arkadaşlıklarımızda, iş hayatımızda bu kelimeyi kullanmaktan olabildiğince kaçınırız. Oysa bu kelimeyi kullanmamız gereken öyle çok sebep, öyle çok durum var ki.

Peki, neden “hayır” diyemiyoruz? Bu soruya cevapları şöyle sıralayabiliriz; “kaba olmamak, karşımızdakini kırmak istememek, bencil olarak algılanmaktan korkmak, ilişkimizi bozmaktan, kaybetmekten, o bağımlılığımızı yitirmekten korkmak, herkesi memnun etme ihtiyacı hissetmek, çatışmalardan kaçınmak, uyumlu biri olmayı istemek…”

Tamam, ilk değerlendirmede bunlarda hiçbir yanlış yok gibi. Ancak eğer bir sınır koyamıyorsak ve ‘hayır’ demek istediğimiz halde diyemiyorsak, eğer başkaları için hayat dengemiz bozuluyor, stres yaşıyorsak ve en çok da “hayır” diyemediğimiz için kendimize kızıyorsak önceliklerimizi gözden geçirmemizin zamanı gelmiş diyebiliriz.  Hayatımızın her hangi bir noktasında, iş ya da özel hayatlarımızda gerektiği zaman “hayır” diyememek ve zamanla bu “hayır”ların sayısının artması; kişinin kendisine olan saygısının azalmasına, yaşama ve insanlara karşı ciddi öfkeler biriktirmelerine, gerginliklerin üst düzeye tırmanmasına neden olabilir ve bu gerginlikler uygun olmayan zamanlarda ve aşırı dozlarda tepkilere neden olur. Kimimiz etrafımızdakileri kırmamak için kimimiz ise belki farkında bile olmadan bize sunulan birçok öneriye ‘Evet’ diyoruz. Bu ofiste bize verilen ekstra bir proje ya da aynı hafta sonu davet edildiğimiz üç ayrı doğum günü partisi olabilir. Tüm bunların sonucunda, kendimizi belki de çok istemediğimiz bir şeyi yaparken bulabiliyor ve daha da önemlisi asıl yapmak istediklerimizden vazgeçebiliyoruz.

Benim de negatif enerji yayan insanlara karşı dahi onları kırmamak adına “hayır” diyemediğim, onları hayatımdan çıkartamadığım zamanlarım oldu. Maalesef ki onların varlığı hayatıma ağır yükler getirdi, bu yüklerse beni bir kafesin içine itti ve özgürlükten uzak kaldım.

Yıllar önce bir dostum yaşadıklarını paylaşmıştı benimle. Şöyle anlatmıştı: “Bir arkadaşım var ve her seyahatimde mutlaka benimle birlikte oluyor, ruhunun negatifliğini de her zamanki gibi beraberinde getiriyor. Seyahatler tatsız tuzsuz geçiyor, negatifliğini bana da geçiriyor mutsuz oluyorum. Ama o kırılmasın, gücenmesin diye seyahatlere onunla gitmek istemediğimi söyleyemiyorum, ona “hayır” diyemiyorum. Bir gün bütün cesaretimi topladım ve ona artık seyahatlere beraber gitmek istemediğimi söyledim, ona “hayır” dedim. Bunu duyar duymaz sadece seyahatlerimden değil, hayatımdan da çıktı. ”İşte böyle bazen “hayır” kelimesinin etkileri çok da farklı olabiliyor.

Nasıl “Hayır” diyeceğiz? ‘Hayır’ diyebilmeyi öğrenmek aslında düşündüğünüz kadar zor değil, burada hatırlamamız gereken önemli bir nokta var: İletişimin her alanında olduğu gibi bu konuda da ‘hayır’  sözcüğünü nasıl kullandığımız önemli; yani söyleme şeklimiz, üslubumuz fark yaratabiliyor. Kırmadan yakıp yıkmadan en makul şekilde hayır diyebilmeliyiz. Bunu öyle bir söylemeliyiz ki, “hayır” kelimesini duyan kişi bu söze hak vermeli.

“Hayır” yerine “Evet” dediğimizde hayatımızdaki hangi öncelikleri ötelemek veya onlardan vazgeçmek zorunda kalıyoruz. Bu bazen ailemiz, bazen daha önemli bir proje, başkalarına verdiğimiz sözler, bazen de kendimize ayırmamız gereken bir vakit olabilir. Her zaman kendimize sormamız gereken soru “şu anda en önemli olan ne?” sorusu olmalıdır. Kendi yaşantınızın dümenini elinizde tutabilmek için “hayır” diyebilmek gerekiyor.  Kendine güvenebilmek için “hayır” diyebilmek ve “hayır” diyebilmek için de kendine güvenmek gerekiyor. “Hayır” diyebilmenin özgülüğünüzün yolunu açacağını unutmayın.  Bu paylaşımımla farkındalığınızın artmasını, kendiniz için en iyi olanı nasıl yapmanız gerektiğini unutmamanızı diliyorum.

Her şey gönlünüzce olsun!
Sevgi ve ışıkla kalın!..
Nurgül AYABAKAN
nurgul.ayabakan@gmail.com
Telif Hakkı©2021 Sevginin Işığı “Şifa”. Tüm Hakları Saklıdır.
Bu yazıyı tümü olmak şartıyla, değiştirilmeden, bedava olarak ve bu telif hakkı uyarısı ve internet bağlantısı (https://sevginin-isigi-sifa.com/) ile birlikte kopyalamaya ve dağıtmaya izin verilmiştir.
 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir