BASTIRILMIŞ DUYGULARI SEVGİYE DÖNÜŞTÜRMEK

Sevgili okuyucularım 26 Kasım 2024 tarihinde yazdığım “Kişisel Farkındalık” başlıklı yazımda farkındalığı olan insanın kendini şifalandırmaya doğru yol alacağını ve hata yapma olasılığının azalacağını belirtmiştim.

Bugün ise bu farkındalıkla her bir olumsuz duygu ve düşüncenizi hangi nedenle bastırdığınızı belirleyerek bununla ilgili bir çalışma yapabilmeniz için izleyebileceğiniz yolları anlatacağım. Tabii ki her daim söylediğim gibi şifanın ana kaynağı, kendinizle yüzleşip bu olumsuz duyguları ve düşünceleri bırakarak ruhunuza ve bedeninize ağır gelen bu yüklerden kurutulup sevgiye geçmenizdir.

“Peki, bu nasıl olacak?” diyeceksiniz. Emekle, kendiniz üzerinde çalışarak. Çünkü insanın oturduğu yerde “Haydi, artık ben olumsuz duygu duymayacağım” ya da “Artık ben pozitif düşüncedeyim, sevgideyim,” demesiyle olmuyor. O olumsuz duygu bilinçaltınızda varsa veya tam olarak o duyguyu ve düşünceyi teslim etmemiş veya bırakmamış iseniz hayatınızın farklı dönemlerinde tekrar tekrar karşınıza çıkmaya devam edecektir.

Önce kötü duygu ve düşüncelerin bazılarını kısaca yeniden hatırlayalım. Öfke, kibir, nankörlük, bencillik, kıskançlık…

İnsanlar genelde kendilerine yapılan yanlış davranışta, o davranışı yapan kişiye veya kişilere kızar, öfkelenir. İleri aşamada içinde kin biriktirir. Nefret, duyguları intikama dönüştürür. Öfke duygusu kırıcıdır; hata yaptırır üstelik karma yaratmaya neden olur.

Kendi değerini bilmeyen, özgüveni olmayan, kendini küçümseyenler başkalarına karşı kıskançlık geliştirip kibirli davranışlar sergileyerek, onları küçümseyerek kendinde olmayanı yerine koymaya çalışır. Bir başkasından olumsuz davranış gördüğünde bütün insanları aynı kefeye koyarak “Bütün insanlar kötü, nankör, vefasız,” diyerek öfke ve kızgınlık duymaya başlar.

İnsanız, hayatta pek çok olumsuz olayla, durumla karşılaşıyoruz. Bu olumsuzluklar ister istemez olumsuz duygulara, düşüncelere bürünüyor ve bilinçaltına yerleşiyor. Farkındalıkla bunu dönüştürmek için ise emek ve çaba sarf etmek gerekiyor. Karanlık ve gölge tarafları bırakıp ışığa geçmek, aydınlanmak gerekiyor.

Bazı insanlar aşırı vericidir. Yaptığı fedakârlıklar karşısında insanlardan bencillik veya vefasızlık gördüğünde içinde öfke, kızgınlık duygularını besler ve suçlamalar başlar. En başta da kendisine kızmaya başlar. Peki, bu fedakârlığın, aşırı vericiliğin nedeni nedir? Altında yatan hangi duygu ve düşünce ya da hangi korkular var? Unutmayın her olumsuz duygunun ve düşüncenin altında yatan korkulardır. İşe bu soruların yanıtını vererek başlamak gerekiyor.

Diğer taraftan siz verici bir insansanız neden kendi özünüzden vazgeçesiniz; iyilik yapan birisi iseniz neden iyilik yapmaktan vazgeçesiniz? Olumsuz duyguların esiri olmak yerine, o duyguların farkına varıp özünüze dönmeniz sizi şifalandıracaktır.

Kendimden örnek vereyim, bir insana iyilik yapıp onun karşılığında nankörlük, vefasızlık veya değersizlik görüyorsam ya da karşımdaki sürekli almaya alışmış, emeği hiçe sayan biriyse o kişiye kızgınlık ve öfke duymam. Çünkü öfke ve kızgınlık duyarsam o kişiye değil kendime zarar vermiş olurum. Nasıl zarar vermiş olurum?

  • Enerjim negatif olur.
  • Ruhum özgürleşmez. Ruhum özgürleşmediği için bedenime zarar vermiş olurum.
  • Sevgiden çıkmış olurum. Karanlığa girmiş olurum.
  • Evrene negatif enerji vermiş olurum.

Şimdi eğer böyle insanlardan rahatsız oluyorsam zaten farkındalığım varsa rahatsız olduğumu açık olarak söylerim ve o kişiyi yaptığı yanlış davranış ile yüzleştiririm. Farkındalık veririm. Ayrıca zaten yapılan bir şeyin arkasında beklenti olmaz. Ne amaçla yaptığım konusunda, niyetim hakkında bir kere önce kendimle yüzleşme yaparım. Zaten kendimle yüzleştiğim için o olumsuz duygu olmaz. Bir de bu olumsuz duyguya sebep olan korkuma bakarım. Beni kullanan insanlara da takılmam çünkü eğer insanda tam olarak inanç ve teslimiyet varsa zaten herkesin ektiğini biçeceğini bilir. O yüzden neden olumsuz duygu duyup zihnimi meşgul edeyim ki? Vakti geldiğinde bu inanç konusunu ayrıntılı olarak yazacağım. İnsan bir şeyi sevgi ile yapıyorsa karşısındakini fazla sorgulamaz, yaşadığı olumsuzlukların kendisinde olumsuz duygular ve düşünceler oluşturup oluşturmadığına bakar.

Örneğin bir arkadaşınıza hediye almışsınız. Bir teşekkür etmeden veya o hediyeyi açmadan bir kenara atarsa veya hiç önemli değilmiş gibi değersiz göstermeye çalışırsa tabii ki üzülürsünüz. Ama bu durum o kişiye karşı olumsuz duygu, düşünce biriktirmenizi veya onu yargılamanızı gerektirmez. Bir daha hediye vermezsiniz, o kadar. Eğer o kişi size “Eskiden bana hediye getirirdin, hatırımı sorardın,” diye sitem ederse siz açık ve samimi olarak gerekçenizi anlatır, “Bu davranışını gördüm onun için,” dersiniz.

Duygularınızı her zaman sevgi ile dile getirmelisiniz çünkü getirmediğiniz zaman bunlar olumsuza dönüşür. Düşüncelerinizi de aynı şekilde. Korkunuz olmasın. Korkuya neden olan olaylara bakmanız çok önemli. Çünkü dile getiremediğiniz, o anda yüzüne söyleyemediğiniz düşünceleriniz, o kişinin arkasından konuşup dedikodu yapmanıza neden olur, aynı zamanda olumsuz bir duyguya dönüşür.

Olumsuz duygular şifalanmanızın önünü kapatır. Daha doğrusu aydınlığa çıkmayı engeller. Sevgide kalamazsınız.

Şimdi olumsuz duygularınızı şifalandırabilmeniz için yapacağınız çalışmaya geçelim. Önce elinizde bir kâğıt ve kalem olsun.

  • Kendinize sorun, hangi olumsuz duygulara ve olumsuz düşüncelere sahibim; bunları yazarak başlayın.
  • Bu olumsuz duygu ve düşünceler ne zaman başladı?
  • Bu olumsuz duygu ve düşüncelere yaşadığım hangi olaylar neden oldu?
  • Bunlara sebep olan kişileri ve onlarla yaşadığınız olayları yazın.
  • Bunları yaparken hangi korkularım vardı. Bu korkularımdan dolayı öfkeli oldum veya hırslı oldum ya da bağımlı oldum; yazın.
  • İnsanlara karşı ne zaman olumsuz duygu ve düşünce besliyorum?
  • Gün içinde söyledikleriniz; kullandığınız olumsuz kelimeler nelerdir, düşünceleriniz ve duygularınız nasıldır? Bunları da yazın.

Bu sorulara vereceğiniz yanıtlar, kendinize dönüp gerekli yüzleşmeleri yapmanızı sağlayacak. Burada dikkat etmeniz gereken tek şey olayları ve insanları yargılamadan, suçlamadan kendinize odaklanmanızdır. Unutmayın kendinizi şifalandırıyorsunuz. Yanıtlarınız size olumsuz duyguların kaynağını bulmanızda yön gösterecektir. O olumsuz duygu ve davranışlara neden olan duyguyu bulup sevgiye dönüştürmek için de yapmanız gereken o duyguyu bırakmak olacak. Çünkü o anda belki farkındalığınız hiç yoktu onun için yaptınız veya tecrübe kazanmadığınız için yaptınız. Ama artık farkındasınız.

İnsan olumsuzluk yaşadığı her olaya veya kişiye tecrübe gözüyle baktığında ve kendi üzerinde değişim vesilesi olarak gördüğünde zaten olumsuz duygu ve düşünceye kapılmaz. Çünkü aynı hatayı bir daha yapmaz. Ama aynı hatayı yapmamak için de önce olumsuz duyguların şifalandırılıp sevgiye dönüşmesi gerekir. Aksi hâlde insan tam olarak mutlu ve huzurlu yaşayamaz. Dinginliğe ulaşmış sayılmaz.

İnsanlar sizi sevmeyebilir, terk edilebilirsiniz, reddedilebilirsiniz. Bu durumda yapacağınız tek şey sadece samimi olarak, sevgi ve nezaket ile duygularınızı düşüncelerinizi ifade etmenizidir. Söylemediğiniz ve içinize attığınız ne olursa olsun sonra nefret duygusuna kadar gider. Olumsuz duygular yaşamamak için konuşmanız gerekir.

Örneğin bir iş yerinde çalışan hakkının yenildiğini görüp de dile getirmediğinde patrona kızgınlık ve öfke duygusu beslemeye başlıyor. Sonra başka işe giriyor ve “Kurtuldum, öfke ve kızgınlığım yok,” diyor. Hâlbuki o duygu bilinçaltını bir yere atılmış, bastırılmış olarak duruyor; söylenmemiş ve dönüştürülmemiş olarak. Eğer dönüştürülmüş olsa zaten kendisine haksızlık yapıldığını söyleyecek ve kızgınlıkla işten ayrılmayacak veya çıkarıldığı zaman kızgınlık duymayacak.

İlişkiler de öyle. Hem yapılan davranışa öfke ve nefret duygusu besleniyor, değersizlik duygusu besleniyor hem de ilişki devam ediyor. Bu nasıl sevgi oluyor? İşte burada kendinize lütfen şu soruyu sorun: “Neden ilişkiye devam ediyorum?” Böyle duygular olduğu hâlde bunun altında yatan korku nedir; bununla yüzleşmeniz gerekiyor. İşte o zaman sevgiye geçeceksiniz ve o duyguyu bırakmış olacaksınız.

Benzer şekilde başarılı olan insanı niçin kıskanıyorsunuz, bu duygunun oluşmasına neden olan nedir? Yahut kurban rolüne girmek… Buna neden olan kişiler ve olaylar neler? Neden kendinizi acındırıyorsunuz ve o kişiler size yardım etmediği zaman insanlar kötü, diye genelleme yapıyorsunuz, altında hangi olumsuz duygu yatıyor?

Her yüzleşmeyi önce kendinize karşı dürüst olarak yapmalısınız. Olumsuz duygular ve düşünceler sizi ileriye taşımaz. Bunu bilin lütfen. Onları sevgiyle özgür bırakın ve yüklerinizden kurtulun.

Her şey gönlünüzce olsun!
Sevgi ve ışıkla kalın!..
Nurgül AYABAKAN
nurgul.ayabakan@gmail.com
Telif Hakkı©2021 Sevginin Işığı “Şifa”. Tüm Hakları Saklıdır.
Bu yazıyı tümü olmak şartıyla, değiştirilmeden, bedava olarak ve bu telif hakkı uyarısı ve internet bağlantısı (https://sevginin-isigi-sifa.com/) ile birlikte kopyalamaya ve dağıtmaya izin verilmiştir.
 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir