“BİRİLERİ”

Hayatım boyunca okumayı en çok sevdiğim kitaplar biyografiler ve otobiyografiler olmuştur. Onlardan alacağım dersleri önemserim. O kitaplardaki insanların yaşadıkları dönemler ve o dönemlerin koşulları, hangi zorlukların üstesinden geldikleri, karakterlerinin nasıl bir aile ortamında şekillendiği hep ilgimi çekmiştir. Böyle kitaplar bana hem bilgi hem bilgelik verir. Bu nedenle bu ayki kitap önerisi yazımda bir değişiklik yapıp böyle bir kitaptan söz edeceğim.

Bugün sizinle sevgili Sema Al’ın “Birileri” adlı kitabını paylaşacağım. Tilki Kitap’tan bu yıl çıkan ve otuz bölümden oluşan kitap içtenlikle, çok akıcı bir üslupla yazılmış. Elinizden bırakmak istemeyeceğiniz kitabın tanıtım bülteninde belirtildiği gibi “…eskimeyen insanları ve zamanın eskitemediği dönemlerin ruhunu her satırda hissedeceksiniz…” Bir ailenin hayatını anlatan “Birileri” otuz bölüm başlığı içermesine rağmen ince bir kitap. Yazar, her bir bölümde bir dönemi ve o dönemde ailenin yaşadığı önemli olayları anlatıyor. Bir konakta geçenlerin kaleme alındığı bu kitap için sizin de “İyi ki okudum.” diyeceğinize eminim sevgili okuyucularım.

Gerçek hayat hikâyeleri, anı kitapları ve biyografilerin insana bilgelik kattığını ve ilham verdiğini hatırlatarak “Birileri” adlı kitaptan bir bölümü paylaşıyorum.

“BEŞİNC BÖLÜM / YENİLİKLER

O çelik, derin bakışlı, masmavi gözleriyle uzakları, geleceği tahmin eden Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve vatansever çalışma arkadaşları ile bu yepyeni ülkeyi çağdaş medeniyetler seviyesinin üzerine taşıma çalışmaları hızla devam ediyordu. Halkın yarınına inançla bakmasına, kendini güvende ve kuvvetli hissetmesine sebep olacak gurur duyacağı yepyeni ilkeler, inkılaplar arka arkaya yapılmaya başlandı.

Lütfü Bey ve ailesi de tüm yurtta olduğu gibi bu kısa zamanda yapılan inkılapların memleketi yeni baştan ayağa kaldırıyor olmasını önemle takip ediyorlardı. Mustafa Kemal Atatürk ve Türkiye Büyük Millet Meclisi çok büyük bir hız ve özveriyle kısa bir zaman diliminde yeni cumhuriyetin siyasal, sosyal, tarımsal, kültürel ve sanayi alanında yepyeni düzenlemelere gitmiş ve yasalarla ebediyete kadar sürecek yepyeni bir ülkeye can vermişlerdi.

Bu özellikle Batı’yı örnek alan değişim Fıtnat’ın ilgisini fazlasıyla çekiyordu. Batılılaşmanın önemini devamlı savunan Fıtnat, Atatürk tarafından kadınlara verilen haklara çok sevinmiş ve hayatının yeniliklerle çok farklı olacağını düşünmüştü. Diğer taraftan Tevhide ise memleket için yapılan bu yeniliklere biraz şüphe ve endişe ile bakıyordu. Muhafazakâr bir ailede doğmuş ve yetiştirilmişlerdi. Bir diğer taraftan da kültüre, öğrenmeye, bilgiye açıktı.

Lütfü Amca tutucu bir aile olduklarını ve öyle yaşamanın doğru olduğuna inanıyor, çağdaş giyimin kendi ailesindeki hanımlar için doğru olmadığını biliyor ama bu konuda fikir beyan etmiyordu. Evdeki hanımlar eskiden beri süregelen giyimlerden memnundular. Aksini hiç düşünmediler. Sadece Fıtnat’ın ufak çaplı isyankâr tavırları Lütfü Amca’yı rahatsız ediyor ama bu konularda muhatap olmamaya özen gösteriyordu. Çocukların Batı kültürünü tanımalarında, yabancı dil öğrenmelerinde, özellikle Fransızca okuryazar olmalarında, resim-müzik dersleri almalarında hiçbir mahsur görmemişti.”

Her şey gönlünüzce olsun!
Sevgi ve ışıkla kalın!..
Nurgül AYABAKAN
nurgul.ayabakan@gmail.com
Telif Hakkı©2021 Sevginin Işığı “Şifa”. Tüm Hakları Saklıdır.
Bu yazıyı tümü olmak şartıyla, değiştirilmeden, bedava olarak ve bu telif hakkı uyarısı ve internet bağlantısı (https://sevginin-isigi-sifa.com/) ile birlikte kopyalamaya ve dağıtmaya izin verilmiştir.
 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir