Erich Fromm’un sevdiğim bir cümlesi var: “Önemli olan sözler değil davranışlardır. Sevdiğini söyleyen birisi yerine, sevgisini gösteren birisine inanın.” Bu böyledir. Birisine sevdiğinizi söylemekle bunu hissettirebilmek çok ayrı şeyler. Tam da bu yüzden davranışa yansımayan hiçbir şey gerçek değildir.
İnsanların sürekli ve en kolay söyledikleri cümle “Seni seviyorum.” Ağızlarından öyle kolay çıkıyor ki gerçekten kalpten hissederek mi söylüyorlar yoksa karşı tarafı mutlu etmek veya kendi menfaatleri için mi ayırt etmek bazen güçleşiyor. Bunu anlamanın en iyi yolu da biraz zaman tanımaktan, uzaktan bakıp gözlemlemekten geçiyor, yani Fromm’un dediği gibi davranışlara bakmaktan. İnsanlar arasındaki her türlü ilişkide, tarafların birbirine davranışında bu iki sözcüğün anlamını yitirdiğine çok şahitlik etmişimdir.
Sevgili okuyucularım, her yazımda olduğu gibi bugün de konu hakkında kendi düşüncelerimi, duygularımı ve gözlemlerimi örnekleriyle yazıyorum. Tabii ki herkesin özgür iradesi, kendi fikirleri var, o yüzden yazdıklarıma katılmayabilirsiniz. Fakat sizlerin de bu konuda fikirlerinizi almak isterim.
Sevgiyi ifade etmek bazılarımız için çok kolaydır. Bazılarımız içinse çok zor. Önemli olan bunu davranışa yansıtmaktır.
Benim için bir insanın davranışları sözlerinden daha önemlidir. İnsanın sözleri davranışlarına yansımıyorsa, tutarsızlık varsa güven oluşmuyor. Şimdi örneklerle birlikte konuyu daha da açalım.
Eşiniz, sevgiliniz veya arkadaşınız fark etmez, seni seviyorum, der ama size herkesin içinde hakaret eder ya da yalnız iken küçümser, önemsemez; değersizlik yaşatır. Sizi aldatır yine de gelip “Seni seviyorum.” der. Davranışlarına baktığınızda o güzel sözleri söyleyen, sevgisini ifade eden insan değildir karşınızdaki. Tabii ki hiç kimse kusursuz değildir, bir hatanız da olabilir ama bu size kötü davranmasını gerektirmez, hatalar kırıcı olmadan söylenebilir. Zaten sevgisi gerçek olan karşısındakini sözleri ve davranışlarıyla incitmez.
Komşunuz gelir, “Seni çok seviyorum, biliyor musun bu apartmanda en iyi komşu sensin.” der sonra öğrenirsiniz ki diğer komşuyla sizi çekiştirmiş. İş yerindeki arkadaşınız “En iyi arkadaşım sensin, seni çok seviyorum, karakterini, kişiliğini çok beğeniyorum.” der yüzünüze ama arkanızdan dedikodunuzu yapar. Bir sırrınız varsa hiç aklınıza gelmeyecek kişilere anlatır ya da size iftira atarak işinizden etmeye çalışır. Sonra bunları duyarsınız ve artık onun sevgisine inanmazsınız, aynı zamanda o kişiye olan güveniniz de biter.
Aynı şekilde iş yerinde patronlarınız, “Çalışmalarından çok memnunuz, seni çok seviyoruz.” derler fakat bu sözleri davranışlarına yansımaz. Taleplerinizi dile getirdiğinizde hiç oralı olmazlar, size birçok vaatte bulunurlar ama zamanı gelince önünüze başka nedenler sunarlar. Sevgileri sadece o anda ve sözde kalır.
Bu ne yazık ki çalışanlar arasında da zaman zaman görülen bir durumdur. Çalışan kişi, müdürünün yüzüne kendisini sevdiğini, işini sevdiğini söyler sıkça. Fakat işiyle ilgili sorumluluklarını yerine getirmez, sürekli hatalar yapar ya da müdürünün arkasından dedikodusunu yapar. Nerede kaldı o sevgi cümleleri?
Arkadaşlar arasında da çok sık görüyorum, birbirlerine “Seni seviyorum.” diyorlar fakat aralarındaki kıskançlık ve rekabet davranışlarına yansıyor. Bir de aynı işi yapıp da arada rekabet olunca davranışlardaki sevgisizlik daha net anlaşılıyor ve konuşmaların arasına sıkıştırılan “Seni seviyorum.” cümleleri anlamını yitirmiş boş sözlere dönüşüyor.
İnsanı tanımak için yaptığı davranışlara bakın. Kelime oyunları çok güzel aldatabilir ve inandırabilir. Sosyal medya platformlarından yazdığı mesajların sonuna veya sizin yazdığınız paylaşımlara bir kalp sembolü koyar, sizi sevdiğini düşünürsünüz. Peki, gerçekten öyle midir? Bunu içtenlikle mi yapmıştır, içten görüneyim diye mi? İkisinin arasında çok büyük bir fark var.
Yüzüme beni sevdiğini söyleyen bir insan, arkamdan dedikodu yapmaz, hatam varsa yüzüme söyler. Eğer arkamdan konuşuyorsa, ortak tanıdıklarımıza dedikodumu yapıyorsa onun sevgisine inanmam, bilirim ki kendi menfaati için beni sevdiğini söylüyor. Maalesef insanlarda bu çoktur.
Bazen davranışlar kırıcı oluyor. İnsanın içinde sevgi yoksa ne verebilir? Tabii ki kırıcı davranışlarda bulunacak. Sizi sevdiğini söyleyen ama davranışları kırıcı olan bir insanın alıp getirdiği hediyeyi bile kullanmak istemezsiniz. Çünkü o hediyede neşe ve sevgi enerjisi hissetmesiniz.
Menfaate dayalı sevgi her zaman yüzeyseldir ve uzun sürmez. Çünkü menfaatini düşünen insan karşısındakinin ya etiketini seviyor ya mevkisini ya da parasını. Karşısındaki insanda da sevildiğini sanıyor sonra görüyor ki gösterilen sevgi kendisine değil imkânlarına. O imkânlar olmadığında, örneğin o kişiye istediği para verilmediğinde ya da yaptırmak istediği iş için hayır yanıtı aldığında davranışları değişiyor. Karşısındaki sormaya başlıyor bu defa, “Hani beni seviyordun? Ne oldu, niçin böyle kırıcı davranış gösteriyorsun?” Böylelikle menfaate dayalı sevginin sonu geliyor. Dürüst olmak da sevgi içeren bir davranış şeklidir.
Erich Fromm’un dediği gibi sevgisini gösteren insana inanmak gerek. Mutluluğumu ve üzüntümü paylaşmayan, iyi veya kötü günümde yanımda olmayan bir insanın “Seni seviyorum.” demesi havada asılı kalmış sabun köpüğü gibidir.
Sevgi duygusu insanın içinden gelmeli, ruhu sevgi dolu olmalı ki söze döktüğünde gerçek değerini bulabilsin. Ruhu sevgi dolu olan insanı, bunu dile getirme biçiminden, sarılmasından, bakışındaki samimiyetinden ya da yazdığı mesajların enerjisinden anlarsınız.
Sevginin davranışlara yansıması meselesi ebeveynlerle çocukları arasındaki iletişimde de önemlidir. Çocuğun kişiliğinin gelişimini etkiler. Anneler ve babalar çocuklarına “Seni çok seviyoruz.” derler ama davranışlarına bunu yansıtamazlar, sadece maddi imkânlar sunarlar. Tavırları çocuğun özgüvenini destekleyici değildir, sürekli başkalarının çocuklarıyla kıyaslarlar. Çocukları ile vakit geçirmezler, ilgilenmezler, onlarla sohbet etmezler sadece seni seviyorum, deyip önüne bir oyuncak koyarlar. O sevgi sözleri böylece havada kalır.
Benzer durum kardeşler arasında da yaşanır. Aile toplandığında herkes birbirine “Seni seviyorum.” der. Ama kardeşler arasında kıskançlık varsa bu davranışlara yansır, kırıcı sözler söylenir. Mesela birinin hakkı olan maddi değerleri kıskançlık yapan kardeş kendi hakkı olmadığı hâlde almaya kalkar. Bencilce davranışta bulunur. Aileden kalan mirası mahkeme yoluyla bölmeye giderler, en çok payı almak için birbirleriyle yarışıp çeşitli yasal olmayan yollara bile başvururlar. Zor durumda olan kardeşlerine yardım etmezler, maddi ve manevi olarak desteklemezler ama lafa gelince kardeş olduklarını ve birbirlerini koşulsuz sevdiklerini söylerler.
Geçenlerde gittiğim tatilde şahit olduğum bir olayı anlatayım. Bir dükkâna alışverişe girmiştim. Dükkân sahibi sinirli bir şekilde telefonda konuşuyordu. Konuşması bitip telefonu kapattıktan sonra aynı sinirli tavırla ve yüksek sesle söylenmeye başladı: “Nasıl bir insan bu? Söylediği sözle yaptığı davranış birbirini tutmuyor.” Alışverişe çıktığımda esnafla konuşmayı severim. Bu yüzden dükkân sahibiyle de konuşmak istedim. Kendisini bu denli sinirlendiren ve üzen sorunu anlatmak isterse dinleyebileceğimi söyledim. Oğlundan bahsetti, “Baba seni seviyorum, diyor ama sürekli beni üzecek davranışlarda bulunuyor. Söylediği sözler ile yaptığı davranışlar bir tutmuyor. Bu davranışları yüzünden artık sevgisinden şüphe duymaya başladım, bu beni sevmiyor, dedim kendisine de söyledim.” dedi.
Onun için sevgili okuyucularım, kim olursa olsun “Seni seviyorum.” dediğinizde o ağzınızdan çıkan iki kelimenin hakkını vererek söyleyin. Yoksa hiç söylemeyin. Söylemek için hiç söylemeyin. Önemli olan sözünüzün davranışınıza yansımasıdır. Davranışlar olumsuz ise sevginin hiçbir önemi kalmıyor. Hele menfaatiniz için sevmiş gibi hiç yapmayın. Karşı tarafa bir şey olmaz, gerçekler bir gün ortaya mutlaka çıkar. Ama en önemlisi kendinize olan saygınızı lütfen yitirmeyin. Her zaman kendiniz ile kalıyorsunuz. Çünkü saygı da sevgi ve davranışlarla bir bütündür.
Gerçek sevgilerle buluşmak üzere…
Bu yazıyı tümü olmak şartıyla, değiştirilmeden, bedava olarak ve bu telif hakkı uyarısı ve internet bağlantısı (https://sevginin-isigi-sifa.com/) ile birlikte kopyalamaya ve dağıtmaya izin verilmiştir.
Sahte sevgiler eninde sonunda ortaya çıkar.Bunu sözle anlatmak yerine hareketle belli etmekten yanayım.
Herkesin sevgiyle kalmasını dilerim.❤️
Kesinlikle canım. Zaten gerçek sevgileri olan her daim buluşurlar.
Amin❤
Gerçek sevgi hissedilir. Sözlerle ifade edilmese bile. Davranıştan, ilgiden…Gerçekten seven yürekten bakar size.
Kesinlikle Hülyacığım,
Davranışlar sevgiyi gösterir.
Sevgiler❤