GİZLENMİŞ DÜRÜST OLMAYAN DAVRANIŞLAR-1

Dürüstlükle ilgili ilk yazımı 7 Aralık 2021 tarihinde paylaşmıştım. O yazımda dürüstlüğün çok geniş bir kavram olduğunu ve bunu zamanı gelince yaşadıklarımdan örneklerle detaylandıracağımı anlatmıştım. 4 Ocak 2022 tarihinde “Açık Ve Net Konuşmak Dürüstlüktür” ve 12 Nisan 2022 tarihinde ise “Gizlenmiş Dürüst Olmayan Davranışlar” başlığı ile yine bu konuyla ilgili iki yazı kaleme almıştım. Bugün de sıcağı sıcağına yaşadığım örnekleri, yine aynı konu başlığı altında sizlerle paylaşmayı sürdürüyorum sevgili okuyucularım.

İnternette rastladığım bir söz var: “Dürüstlük, söylediğiniz sözlerle yaptığınız davranışların aynı olmasıdır.” Dürüstlük dediğimizde olması gerekeni özetleyen bir cümle bu. Ağzından çıkan sözler sevgi dolu olan, dürüstlükten bahseden ama davranışları dürüstlükten uzak olan insanlarla karşılaşmışsınızdır. İlk başta tabii ki inanırsınız böyle insanlara fakat zaman içinde bir olay yaşarsınız ve gerçek yüzlerini görürsünüz. İnanırsınız, çünkü insanlar kendilerini anlatırken söze, dürüst olduklarını söyleyerek başlarlar hep.

Önceki yazımda belirtmiştim; dürüst olmayan davranış deyince akla yalnızca bir insanın cüzdanından para çalmak veya evinden eşya çalmak gelmemeli. Ya da çaresizlik içinde yalan söylemek, o insanın haklı olduğu anlamına gelmiyor. En ufak bir yalan bile güveni bitiyor. Zaten dürüst olmayan bir insana nasıl güven duyabilirsiniz ki?

Bu konuyla ilgili olarak on beş gün önce yaşadığım bir olaydan bahsedeyim. Tadilat için bazı kıyafetlerimi terziye vermiştim. Onları almak için gittim. Ayaküstü sohbet ettik, hayattan, günlük olaylardan. O sırada konu dürüstlüğe geldi. Terzi, başından geçen bir olayı anlattı. Bir müşterisi gömleklerini tadilat için getirmiş. Terzi tadilatı yapmış. Müşteri ürünlerini almaya geldiğinde ödeme için, “Hesabına havale olarak göndereceğim,” demiş ve gitmiş. Tabii ki gidiş o gidiş. Aradan üç ay geçmesine rağmen beklenen havale yapılmamış. Terzi, acaba bir şey mi oldu, diye düşünürken o kişiye birkaç kez terzihanenin civarında rastlamış. En sonunda yanına gidip ödemeyi ne zaman yapacağını sormuş. Müşteri yine, ödeyeceğini söylemiş. Terzi ne yapsın; “Peki,” demiş çaresiz. Fakat ortada yine ödeme yok. Bakın, bu müşteri gidip de terzinin kasasından bu parayı çalmıyor ya da dükkânından iplik, makas vb. çalmıyor. Dolaylı olarak cüzdanındaki parayı çalıyor. İşte bu daha kötüsü! Bu insana nasıl güvenebilirsiniz? Böyle davranan bir insanın diğer insanlara karşı davranışının dürüstlüğünden emin olabilir misiniz? Çalışıyorsa iş yerinde güven verebilir mi? Bu insana çantanızı ve eşyanızı emanet edebilir misiniz? İşte kendini saklayan dürüst olmayan insanlardan bir tanesi!

İkinci yaşadığım olay da şöyle: Her şeyiyle aynı olan bir ürünün iki farklı dükkânda farklı fiyatlarla satıldığına tanıklık ettim. Söz ettiğim öyle az bir fiyat farkı da değil. Belki diyeceksiniz ki o ürünü satan iki esnaftan birinin dükkân kirası yoktur. Diğeri esnafın dükkân kirası var ya da ötekine göre daha fazla kira ödüyor, giderleri daha fazla da diyebilirsiniz. Tamam, kabul ederim. Ama biraz fark olur, öyle dikkat çekecek kadar olmaz. Artık ben o esnaftan bir ürün almaya gider miyim veya gittiğimde ne kadar güvenebilirim? O güvensizlikle de her defasında gerçekten ürünün değeri kadar mı ödedim yoksa fazlasını mı diye düşünürüm. Böyle bir iki olay yaşadığınızda bunları ister istemez sormak zorunda kalıyorsunuz. Bu esnaf müşterinin parasını belki direkt cüzdanından çalmıyor ama dolaylı olarak çalmış oluyor.

Benzer şekilde bir mağazada satılan kıyafetin üzerine gerçek etiketinin dışında daha kaliteli göstermek için farklı etiket iliştiriliyor. İnsanlar bu kıyafeti kaliteli diye alıyor, üstelik fiyatı da değerinden fazla. Araştırıyorsunuz, kumaşın kalitesinin etiketteki fiyatı hak etmediğini görüyorsunuz. Etikete kumaş kalitesinin üstünde bir fiyat yazılmış olması, bu mağazada dürüstlüğün olmadığını gösteriyor.

Bir başka olayda, bir şirketin çalışanı, genel müdür tarafından özel günlerde müşterilere hediye almakla görevlendiriliyor. Çalışan, müşterilere aldığı hediyeden kendisi için de alıyor. Şirkete kesilen fatura müşteriye hediye olarak görünüyor. Burada da diğer örnekteki gibi çalışan şirketin kasasından dolaylı olarak para almış oluyor. Genel müdür, o çalışana kendine de al demiş olsa sorun yok. Ama şirket adına ve müşterilere alınan hediyeyi kendine alıp evine götürmesi de dürüst davranış olmuyor.

Gene tanık olduğum bir olayı anlatayım. Borcu olduğu hâlde ödemeyen birinden borcunu ödemesini istiyorsunuz ya da yaptığınız işin, verdiğiniz emeğin karşılığını almak istiyorsunuz. Fakat o emeğinizin karşılığını vermiyor. Sonra bir bakıyorsunuz ki o kişi geziyor, tatile gidiyor, pahalı restoranlarda yemek yiyor, gayet rahat yaşıyor. Soranlara da beni başkaları tatile götürdü, başkaları yemeğe götürüyor, diyor. Sonra öğreniyorsunuz ki yalan söylemiş. Böyle insanlara siz de rastlamışsınızdır. Üstelik bu insanlar sosyal medya hesaplarında sürekli dürüstlükten bahsederler.  

Diğer bir örnekte, başka bir şehre ya da ülkeye gittiğinizde sizden bir ürün sipariş edenler oluyor. Ürünü getiriyorsunuz ama siparişi verenler ürünün parasını ödemedikleri gibi ağızları öyle bir laf yapıyor ki bir anda sizi allayıp pullayarak borçlarının üstünü örtmeye çalışıyorlar. Parası yoksa sipariş vermeyecek ya da o ürünü gerçekten kullanmak zorunda ise açık olarak karşı tarafa söyleyecek. Böyle bir durum yaşadığınızda ne oluyor? Bir daha o kişiye bir şey isterse getirmiyorsunuz.

Ben de şifa çalışmalarında birkaç insanda benzeri şeyler yaşadım. Gelip benden şifa, enerji ve rehberlik istiyorlar. Sonra bana, “Senin şifa, enerji ve rehberliğinle işim hallolmadı. Başkası yaptı, başkaları da aynısı söyledi. Burada bile dürüst olmuyorlar. Hem emeğe saygı yok hem de akılları sıra kendilerini kurnaz sanıyorlar. Böyle insanlar sadece kendilerini kandırırlar.

Tabii ki insanız, zaman içinde çaresizliklere düşeriz, yardım isteriz. Fakat bu yardımı isterken çok net ve açık olmak gerekiyor. Son derece dürüst olmak gerekiyor. Buradaki ince çizgiyi ayırt etmek gerekiyor; çaresizlik başka şey, dürüst olmamak başka şey. Yukarıda bahsettiğim terzi ve müşterisi örneğini ele alalım. Müşteri o anda gerçekten zor durumda olabilir, terziye gidip o anda ödeyemeyeceğini söyleyebilir ya da yirmi tane gömleği aynı anda tamire vermek yerine, ekonomik koşullarını zorlamayacak şekilde parça parça verebilir. Burada insanın niyeti çok önemlidir.

Bir kere o yalanı duyunca artık güven de kalmıyor. Aynı zamanda dürüstlük de olmuyor.

Böyle insanlara hiçbir şekilde güvenip de bir şeyinizi emanet edemezsiniz.

Yukarıda bahsettiğim örneklerdeki gibi dürüst davranmayanlar aslında kendilerine zarar veriyorlar. Hayatlarında bir olumsuzluk yaşadıklarında acaba kendilerine dönüp “Ben dürüst davranıyor muyum” diye soruyorlar mı? Yalan söyleyen, dürüst olmayan kendine yapar; kendine karma yaratır.

Sevgili okuyucularım, sizin de bu konudaki değerli düşüncelerinizi ve görüşlerinizi belirtmenizi, paylaşmanızı rica ediyorum. Herhangi bir sorunuz varsa bunu da belirtmenizi isterim.

Her şey gönlünüzce olsun!
Sevgi ve ışıkla kalın!..
Nurgül AYABAKAN
nurgul.ayabakan@gmail.com
Telif Hakkı©2021 Sevginin Işığı “Şifa”. Tüm Hakları Saklıdır.
Bu yazıyı tümü olmak şartıyla, değiştirilmeden, bedava olarak ve bu telif hakkı uyarısı ve internet bağlantısı (https://sevginin-isigi-sifa.com/) ile birlikte kopyalamaya ve dağıtmaya izin verilmiştir.
 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir