Hayatımızda ne kadar çok bilge hikâye okumuş veya dinlemişizdir. Her biri ayrı bir ders niteliğindedir. Fakat en önemlisi ise bu bilge hikâyelerin öğrettiklerinden hayatımıza bir şeyler katmaktır. Bazen okuyup geçeriz, bazen üzerinde durup düşünürüz. Eğer her seferinde farklı bir açıdan bakmamızı sağlıyorsa o okuduğumuz bilge hikâyenin gerçekten üstünde durmuşuz demektir.
Bugün sizlerle paylaşacağım hikâyeye geçmeden önce birkaç cümle ile kendi düşüncelerimi ve duygularımı yazmak istedim. Bazen elimizdeki imkânlarla fazlaca övünürüz; maddi gücümüz, mevkiimiz, aklımız, zekâmız, güzelliğimiz, kariyerimiz vb. İşte bunlarla sanki hiç elimizde gitmeyecekmiş gibi övünüp dururuz. “Benim aklım var, ben aklımla her şeyi yaparım”, “Ben çok zenginim, bu zenginlik bitmez” veya “Ben iyi eğitimler aldım, her zaman iş bulurum, iyi para kazanırım, her zaman önüm açıktır,” diyen bazı insanlara şahit oldum. Aslında bu övündüklerinin bir gün ellerinden gidebileceğini veya bunlarla her kapının açılmayacağını bilmezler. Övünmek kendini üstün görmenin bir sonucudur ve bir anlamda kibre girer. Sizleri aşağıdaki bilge hikâye ile baş başa bırakıyorum.
HÜKÜMDARIN SERVETİ…
Zamanın birinde bir hükümdar varmış, zenginliği tüm dünyaca bilinirmiş. Hükümdar her gittiği yere hazinesinin bir bölümünü götürür ve bunları sergilemekten büyük onur duyarmış.
Hükümdarın hayatında en çok güvendiği, tek akıl hocası bir bilge kişiymiş. Günlerden bir gün bu bilge kişiyle otururken hükümdar şöyle bir soru sormuş:
–Sen ki göğün gizemine ermiş, bilime yön vermiş bir adamsın. İnsanlar, ister hükümdar denli güçlü, ister savaşçılar denli onurlu olsun ayağına kapanır ağzından çıkacak bir sözü beklerler. Şimdi senin gibi bilge bir adamın fikrini merak etmekteyim, benim hükümdarlığım ve servetim hakkında ne düşünüyorsun?
Bilge bu soru karşısında hükümdarın gözlerine bakarak şu sözleri söylemiş:
–Diyelim ki hükümdarım, kızgın ve uçsuz bir çöldesiniz. Ölmemek için, size uzatacağım bir bardak suya servetinizin yarısını verir miydiniz?
–Verirdim tabii.
–Zaman geçti diyelim susuzluğunuz arttı, size uzatacağım bir sonraki bardağa servetinizin öteki yarısını da verir miydiniz?
Hükümdar biraz düşünür ve ardından “Ölmemek için evet,” der. Bunun üzerine bilge kişi gülerek şu sözleri söylemiş:
–Madem öyle, o zaman övünmeyin fazlaca. Çünkü haşmetlim sizin servetiniz yalnızca iki bardak sudur.
Bu yazıyı tümü olmak şartıyla, değiştirilmeden, bedava olarak ve bu telif hakkı uyarısı ve internet bağlantısı (https://sevginin-isigi-sifa.com/) ile birlikte kopyalamaya ve dağıtmaya izin verilmiştir.