DEĞERİMİ VE DEĞERİNİ BİLİYORUM

Bugün, ‘öz değerlilik’ konusunu ele alacağız. Çoğu insan öz değerin ne manaya geldiğini bilmediğinden buna sahip olan kişilerin davranışlarını anlamlandırmakta zorluk çekmektedirler. Hatta öz değer sahibi kişilerin birçok davranışı bu kişilerce yanlış değerlendirildiğinden, öz değer sahibi kişiyle ilgili yanlış yargılara ulaşıldığına rastlanmaktadır. Peki nedir bu öz değerlilik kavramı?

Öz değerlilik: “Birinin kendisini insan olarak değerli bulması, kendine saygı duyması, kendini değerlendirmesi” şeklinde genel geçer bir ifadeyle tanımlanabilir. Bazen özsaygı ile de aynıymış gibi tanımlansa da öz değerlilik gerçekte insanın yaradılıştan gelen insan olma değerinin farkına varmasıdır. Öz değer, sağlıklı bir psikolojinin en temel yapı taşıdır. Sosyal hayatta ve ilişkilerde güçlü bireylerin, güçlerinin altında öz değer duygusu yatar. Yüksek öz değer, insanı duygusal anlamda güçlü bir insan olmaya iter. Düşük öz değer ise, kişiyi eziklik psikolojisine iter.

Unutmayalım ki; her insan biriciktir, her insan bir değerdir. İnsanı değerli kılansa, yaratılıştan sahip olduğu fıtri bir durumdur. Bu değerin bilinciyle varlığımızın kıymetini anlamalıyız. Ancak böylelikle öz değeri yüksek kişiler olabiliriz. Öz değer sahibi kişide ne gibi özellikler görürüz? Kişi kontrol noktasının yine kendi içinde olduğunu bilir yani ‘kendi onayını’ alır. Yaptığı hatalardan ders alabilme ve ‘bir hata yaptım, üzgünüm’ diyebilme yetisine sahiptir. İnsanlar arasındaki farklılıkları yüceltir, onlara saygı duyar. Kendine güvenir, saygıyla kendini kabul eder. İçindeki bilge benliği ya da sezgiyi dinleyebilir ve ona uygun hareket eder. Özgüvenli bireyler karşı karşıya kaldığı sorunları bir şekilde aşacağını düşünürler. Sorunu çözebileceğini, çözemese bile karşı karşıya kaldığı zorluklara ve duygulara katlanabileceğini düşünürler.

İnsanlar birbirleriyle olan ilişkilerinde değerli olma, değer görme kavramları çeşitli şekillerde ortaya çıkar. Birçok insan buna dair kendi kendine çeşitli sorular sorar ve kendini mutlu edecek cevaplar bulmaya çalışır. Ben değerli miyim? Bana değer veriliyor mu? Bana kim yeterince değer veriyor? Sorular böylece uzayıp gider. Peki ya cevaplar? Söylediğim gibi yolumuz cevaplar aramaktan öte kendimizi bilmekten ve ilk olarak etrafta aradığımız o değeri kendimize vermekten geçmektedir. Başkasının bize karşı davranışlarında değer aramak ilk çıkış noktamız olmamalıdır. Çünkü, başlangıçta o kişinin değerin ne anlama geldiğini özümseyip özümsemediğini bilemeyiz. Belki ‘değer vermek, değer görmek, öz değer’ gibi kavramlardan bir haber… Kişi bilmediği, hatta kendisinde olmayan bir şeyi size verebilir mi?   Örneğin, komşunuz sizden bulgur istedi, evinizde yok ise ona veremezsiniz, tıpkı burada olduğu gibi insanın içinde o duygu yoksa nasıl verebilir ki? İşte yine her şey kişide bitiyor, önce olması gerekenler sende olacak ki, sende başkalarına verebilesin.

“Bir insanın en büyük hatası, başkalarına gereğinden fazla değer vermek değil, kendine hak ettiğinden daha az değer vermektir.” Gabriel Garcia Marquez

Biraz evvel bahsettiğimiz öz değerin anlamını kavramayan ve öz değeri yüksek kişilerin tavırlarını yanlış değerlendiren kişilerden bahsetmiştik. Buradan şu sonuca ulaşmak hiç de zor olmayacaktır; “aslında düşük öz değerli kişi içinde bulunduğu eziklik psikolojisiyle yüksek öz değeri (öz değerliliğin aslını) layığıyla kavrayamıyor. Bunun içinde hem anlam karmaşasına düşüyor hem de karşısındakini doğru algılayamıyor.” 

 Değer vermeyi, değer görmeyi, öz değeri bilmeyen hatta tek başına ‘değer’ kelimesinin anlamını dahi idrak edememiş bir tanıdığımın yaşadığı ve benim de tanıklık ettiği karmaşık durumu anlatacağım sizlere. Hasta olan bir komşunuz, arkadaşınız ya da herhangi bir tanıdığınız varsa ne yaparsınız? Olabildiğince onu arar sorarsınız, ihtiyacı olan bir şey varsa yardımcı olmaya çalışırsınız. Yanılıyor muyum?  Bu şekilde davranmanız o kişiden çıkar elde etmek için değil, sadece desteğe ihtiyacı olan birinin varlığıdır. Ama, benim o tanıdığım böyle davranmanın yani böylesi yardımlarda, desteklerde bulunmanın aslında kontrolcülük olduğunu söylemektedir. O der ki: “Bu davranışlar, insanlarla ilgilenmek, yakınlık kurmak aslında onları kontrol etme isteğinden kaynaklanmaktaymış.” Nasıl bir yargıdır bu? Düşünsenize siz insanlara değer veriyorsunuz ve o doğrultuda insanlara yardım ediyorsunuz. Ama birileri (o tanıdık) değerin, değer vermenin anlamını bilmeden böyle şuursuz yargılamalarda buluyor. İnanılır gibi değil!

Kontrolcülük, ya da kontrolcü kişi nedir? Ona da kısacık bakalım. (İlerleyen günlerde detaylı bir şekilde bu konu hakkındaki düşüncelerimi de paylaşacağım.) Kontrolcü, her şeyi en iyi kendisinin bildiğine ve karşısındakine de bu birikimini aktarması gerektiğine inanan kişidir. Kontrolcünün hedef aldığı kişi onun için tamamen, kendi duygu ve düşüncelerinin bir yansıması olur. Neden bir insanın böyle bir özelliğe sahip olduğunu düşünecek olursak nedenlerden biri, değer sistemi, diğeri ise kişilik özellikleridir. Bu insanlar bir sorunu olduğunu düşünmez. Hatta aksine davranışlarının takdir görmesi gerektiğine inanırlar. Hatta psikolojik çatışmalarını bile kendi fikirlerini onaylamakta kullanırlar.

Sanırım asıl kontrolcü kişi, insanlara değer verenleri anlamayan onları kontrolcülükle suçlayan o kişi yani o tanıdık!

 Bazıları, duyguları bilmez, tanımaz, davranışların ne manaya geldiğini anlamaz. Onlara elinizi uzatın, onlara sevgiyi tanıtın, her şey o zaman daha kolaylaşacaktır. Ne var ki, uzattığınız o el itiliyorsa, sevginiz anlaşılmıyorsa, verdiğiniz değer bir şey ifade etmiyorsa o zaman geriye sizin yapacağınız pek bir şey kalmıyor. Hep söylediğim gibi; önce, kişi kendini bilmeyi, tanımayı, anlamayı ve yaralı ruhundan arınmayı istemeli. Eğer bunu istemiyorsa, onu kendi boşluğunda bırakmak en doğrusu olacaktır.

Her güzelliği kıymet bilenle paylaşmalıyız. Önce kendi değerini bilen, öz değeri yüksek kişiler, değer vermeyi de bilirler.

Başkalarına değer biçmek, kendine değer biçmek demektir. William Shakespeare
Her şey gönlünüzce olsun!
Sevgi ve ışıkla kalın!..
Nurgül AYABAKAN
nurgul.ayabakan@gmail.com

 

Telif Hakkı©2021 Sevginin Işığı “Şifa”. Tüm Hakları Saklıdır.
Bu yazıyı tümü olmak şartıyla, değiştirilmeden, bedava olarak ve bu telif hakkı uyarısı ve internet bağlantısı (https://sevginin-isigi-sifa.com/) ile birlikte kopyalamaya ve dağıtmaya izin verilmiştir.
 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir