Sevgili okuyucularım 22 Ekim 2024 Salı günü yazdığım “İnsanın Ruhu Acı ise Tatlılık Veremez” başlıklı yazımda insan ruhunu acılaştıran unsurları anlatmıştım. Bugünkü yazımda ise ruhların aydınlık ve karanlık yanlarına değinmek istiyorum.
İnsan kendinde olanı görmezden gelmeye meyillidir. Her insan kendi ruhundaki karanlığı bildiği hâlde ışıkta olduğunu savunur veya karanlığın ne olduğunu bilmediği için ışıkta olduğunu zanneder.
Carl Gustav Jung’un söylediği gibi “Kimse ışığı hayal ederek aydınlanmaz. İnsanı aydınlatan karanlığı idrak etmektir.”
İnsan ancak karanlığı fark ettiği zaman ışığa çıkıp aydınlanmaya geçebilir. Peki, insan ruhu için karanlık nedir? Hiç kendinize bu soruyu sordunuz mu? Hangi düşünceleriniz ve duygularınız karanlıkta; kendinizde bununla ilgili yüzleşmeler yaptınız mı?
En kötüsü, insanın kendi karanlığını bildiği hâlde o karanlıkta kalmakta ısrarla direnmesi, aydınlanmak istememesidir. Çünkü bazı insanlar o karanlıkla beslenir ve kendi karanlığına başkalarını çekmeye çalışır. Daha doğrusu ışığı seçmiş ve aydınlanmış insanların ışını söndürmeye çalışır. Siz eğer o ışığı fark etmiş ve ona ulaşmış, aydınlanmışsanız bir daha o karanlığa sizi sokmaya çalışanlardan uzak durursunuz.
Bir de karanlıkta olduğunu bilmeyen insanlar var. Bu insanlar için yapabileceğiniz en doğru davranış, yargılamak yerine farkındalık verip karanlıktan kurtulmalarını ve şifalanmalarını sağlamaktır.
Karanlıktan kurtulmak için insan önce kendi ile tam olarak yüzleşmeli, kendini tanımalıdır. Çünkü kendini tanımak, karanlık ve gölge yanlarıyla yüzleşmekle olur. Zaten yüzleşme olmadan şifalanma sağlanamaz. İster çocukluktan gelen travmalar ister sonradan oluşan travmalar olsun; şifalanmaz.
Peki, nasıl yüzleşeceğiz? Kendinizle yüzleşmek sadece size yaşatılan olumsuz olaylar ve kişilerle değil kendi benliğinizle yapacağınız bir muhasebedir. İçinizden geçenleri, niyetlerinizi, duygularınızı, olaylar ve durumlar karşısındaki davranışlarınızı son derece açık ve dürüst bir şekilde değerlendirerek karanlık ve gölge yanlarınızın varlığını kabul etmenizdir.
Hayatınızı gözden geçirip “Evet, şu durumlar karşısında şöyle davranıyorum çünkü içimde şu olumsuz duyguları taşıyorum,” diyebildiğinizde zaten gerekli değişim ve dönüşümü yaparsınız. İşte böylelikle bir karanlık ve gölge yanınızdan kurtulmuş olursunuz.
Bazı insanlar kendi gerçekleri ile yüzleşmekten kaçınırlar. Aslında insan ne kadar çok yüzleşme yaparsa o kadar çok ışığa kavuşur. Aydınlığın hafifliğini yaşamak varken neden karanlığın yükünü taşısın ki insan?
Gelelim yukarıda sorduğum “Karanlık nedir?” sorusunun yanıtına. İçinde sevgi olmayan her şey karanlıktır. Şimdi de bu “içinde sevgi olmayan her şey”in neler olduğuna tek tek bakalım.
1.Yalan söylemek: Yalan söylemek güvensizlik yaratacağı için karanlıktır. Bu yalan, ister pembe olsun ister beyaz; fark etmez. Çünkü bugün pembe yalan söyleyen yarın başka ve büyük yalanlar da söyleyebilir. Birçok insan korkularından dolayı yalana başvurur. Duygusal ve maddi açıdan kaybetme korkusu, yalnız kalma korkusu, kendi menfaatlerinin tehlikeye girmesi korkusu insana yalan söyletir. Örneğin menfaati için sizin imkânlarınıza ihtiyacı olan insan sizi seviyormuş gibi davranışlar sergiler, sözler söyler. Aslında bu gerçek değil yalandır. Yalanda aldatma enerjisi vardır, bu nedenle aldatma da karanlıktır. Aldatma, deyince aklınıza yalnızca kadın-erkek ilişkilerindeki sadakatsizlik gelmesin. Her türlü ilişkide verilen sözler yerine getirilmediğinde aldatma olur. Yukarıda saydığım korkular yüzünden kurulan arkadaşlıklar, iş ilişkileri, evlilikler vb. gerçek duyguları barındırmadığı için hem aldatma enerjisi oluşturur hem de insanın kendi özünü yaşayamamasına neden olur. Samimi ve içten olmayan her şey karanlıktır.
2.Değersizleştirmek ve emeği hiçe saymak: Her türlü ilişkide gerek psikolojik gerekse fiziksel şiddet içeren davranışlarla karşısındakini değersizleştirerek üstünlük sağlanmaya çalışılması, verilen maddi ve manevi emeğin hiçe sayılması karanlıktır. Nezaketsiz davrandığınızda, size zamanını harcamış, iyilik yapmış, zor zamanınızda yanınızda olmuş birinin, emeğini hiçe sayıp nankörlük yaptığınızda doğrudan karanlığa geçmiş olursunuz. Nankörlük zaten karanlıktır. Maddi ve manevi açıdan hak yemek karanlıktır. Örneğin hastanede, markette, otobüs durağında, banka kuyruğunda sıranızı beklemek işinizi bir an önce gördürmek için diğer insanların önüne geçmeye çalıştığınızda yalnızca onların hakkını yemiş olmazsınız, kendinizi de karanlığa itmiş olursunuz. Diğer deyişle kendiniz için o anda iyi bir şey yaptığınızı zannederken aslında en büyük kötülüğü yine kendinize yapmış olursunuz. Her çağırdığınızda derdinizi dinlemek, çözüm üretmek için yanınızda olan arkadaşınıza bir gün gelip sırt çevirir ve “Ne yaptın ki? Kimi çağırsam gelirdi,” diyerek emeğini değersizleştirirseniz arkadaşınıza bir şey olmaz, en fazla üzülür. Ama size çok şey olur; ruhunuz karanlıkta kalır.
3.Bencillik: İnsanın kendisinden, kendi çıkarlarından başka bir şey düşünmemesi karanlıktır. Bencillikle karanlıkta kalmayı seçenler başkalarının ihtiyaçlarını, duygularını önemsemezler. Sizi bir gün arayıp sormaz yalnızca size ihtiyacı olduğunda ortaya çıkar sizinle işi bittikten sonra da yine ortadan kaybolurlar.
4.İkiyüzlülük (Riyakârlık): İnsanın içindeki neyse dışında da o yoksa; içinden geçenler başka, söze döktükleri başkaysa; karanlıktır. Özü sözü bir olmamak karanlıktır. İkiyüzlü insanların gerçek sevgi duygusunda oldukları söylenemez. Size ihtiyaçları varsa sahte bir sevgi sunarlar. Sözlerinde bolca “canım, cicim” vardır, mesajlarında kalpler, öpücükler gönderirler. Ama istedikleri şeyleri bir kez yapmazsanız o sevgi sözcüklerinin ve işaretlerinin hepsi bir anda yok olur. İşte bu davranışlar gerçek sevgi olmadığı için karanlıktır.
5.Şiddet: Canlı ve cansız varlıklara yönelik olumsuz duygu ve düşünceleri eyleme dökmek karanlıktır. Hayvanlara eziyet etmek, katletmek, bitkilere zarar vermek, kamu malına zarar vermek, karanlıktır.
6.Kıskançlık: Karşı cins olsun aynı cins olsun fark etmez; her türlü kıskançlık karanlıktır. Bu açıdan “Seven insan kıskanır,” sözü de aynı karanlığa hizmet etmekten başka bir şey değildir. Bazı insanlar kendi yapmadıkları şeyleri, kendilerinde olmayanı kıskanır maalesef. Bu yüzden sizi değersizleştirdikleri gibi emeğinizi de hiçe sayarlar. Bazılarının kıskançlığı ise kendilerinde olanı başkasına layık görmemekten ve başkasında olmasını istememekten kaynaklanır. Fakat hangi sebeple olursa olsun kıskançlık, ruhu karanlıkta bırakır.
7.Sinsilik: Yüzünüze gülüp arkanızdan iş çevirenler de karanlıktadır. Sinsi insan size karşı hep güzel sözler söyler, herkes karşı pozitif görünür, açık ve dürüst olarak konuşmaz ama sonra bir bakarsınız ki arkanızdan kuyunuzu kazmış. Bir bilse o kuyuda gördüğü karanlık kendi ruhundan yansıyandır!..
8.Kibir: En karanlık duygulardan biridir. Kalbinde kibir barındıranlar her şeyi kendisinin bildiğini sanır, kendini sürekli över, başkalarını küçümser, insanları sınıflar, ayırt eder; kişiyi mevkisine, makamına ve parasına göre değerlendirir. Aynı yerden aynı kumaşı alsanız bile kibirli insanlar kendilerini üstün tutarak daha iyi bir kumaş aldığını söyler. Kibirli insanlar her şeyi kendilerinin yaptığını sandıkları için manevi inançları zayıftır. Çünkü onlar yalnızca kendi akıllarını beğenirler, Allah’ı hiçe sayarlar ama o aklın da Allah tarafından verildiğini bilmezler. Alçak gönüllülük bilmezler.
9.Alay etmek: İnsanların farklılıklarını, kusurlarını ya da bazen sadece kendileri gibi olmalarını küçük görmek, karanlıktır. Bir insanı giyimi, eğitimi, konuşması, fiziksel özellikleri, yaşadığı ülkesi, dini, ırkı ile değerlendirmek, yargılamak, beğenmemek insanı karanlığa düşürür.
10.Öfke: İçinde şiddeti de barındıran bir duygu olduğu için öfke karanlık olduğu kadar tehlikelidir de. Çünkü öfkeli insanlar ağızlarından çıkan sözü bilmezler. Bir anda yakıp kül ederler. Bu nedenle insan bir konuda haklı bile olsa öfkelenmek yerine sakinlikle cevap vermeyi tercih etmelidir. Kızgınlık bile ruhu karanlık içinde bırakır. Her karanlık bir negatiftir ruh için.
(Devam edecek)
Sevgi ve ışıkla kalın!..
Nurgül AYABAKAN
nurgul.ayabakan@gmail.com
Bu yazıyı tümü olmak şartıyla, değiştirilmeden, bedava olarak ve bu telif hakkı uyarısı ve internet bağlantısı (https://sevginin-isigi-sifa.com/) ile birlikte kopyalamaya ve dağıtmaya izin verilmiştir.