YÜZLEŞMEK İLİŞKİLERİN TEMELİNİ SAĞLAMLAŞTIRIR

Sevgili okuyucularım, günümüzün önemli sorunlarından biri insanlar arasındaki iletişim. Bunu yaşadığımız her yerde görebiliyoruz. Bazen ailemizde bazen komşumuzda, iş yerimizde, arkadaşlarımızda. İlişkilerimizde iletişimin düzgün yürüyebilmesi için olması gereken en önemli unsur ise sevgi. Zaten sevgi olmadan ne dürüstlük ne saygı olur ne de güven oluşur. Her zamanki gibi temel taş sevgidir.

İlişkiler tek taraflı yürümez. Düşünün, siz sürekli bir arkadaşınızı arıyorsunuz, soruyorsunuz ama o, özel günler dâhil bir kere bile sizi aramıyor. Böyle bir durumda ne yaparsınız? Tabii ki bir daha aramazsınız. Neden aramadığını sorduğunuzda ise “Ben böyleyim” ya da “Hiç vaktim olmuyor,” der. O zaman da siz, kendinizi tanıyorsanız ve nasıl bir ilişki yaşamak istiyorsanız ona göre bir tercihte bulunursunuz. Yalnız burada ince bir çizgi var. Beklenti ile aramak başka beklentisiz aramak başkadır. Siz paylaşmayı seviyorsanız, beklentisiz arar paylaşırsınız ve karşıdakinin de aynı samimiyette olduğuna inanırsınız. Fakat sizin bu beklentisiz tutumunuza karşı o kişi sizi sadece kendi ihtiyacı için arıyorsa o ilişkiyi yeniden gözden geçirirsiniz.

Bazı insanlar da karşı tarafa ayıp olmasın, diye veya açık olarak söyleyemediği için siz aradıkça sizi dinler ama kendisi aramaz ya da mesajlarınıza yanıt vermez. Belki bu davranışı sizinle iletişim kurmak istemediğindendir. Bunu anlamak için karşı tarafa nedenini sorarsınız, dürüstçe cevap verir ve makul bir gerekçe gösterirse ilişki sağlam bir şekilde sürer.

Sıkça kullandığımız bir cümle vardır, “Her şey insanın kendisinde başlar, kendisinde biter.” Benim de “Kendini Keşfet”, “Kendini Tanı” diye ve buna benzer birçok yazım oldu. 14 Mart 2023 tarihinde “Yüzleşerek Zoru Başarmak” başlıklı bir yazı yazmıştım. O yazıda insanın kendisi ile yüzleşmesinin çok önemli olduğunu, gerçek değişimin en başta kendisinden başladığını belirtmiştim.

İletişimde bulunduğumuz kişilerde yanlış bir davranış gördüğümüzde ne yaparız? Ya bu davranışı neden yaptığını sorarız ya da sessimizi çıkarmaz, uzaklaşırız. Şimdi, yanlış davranışta bulunan biri ile o anda yüzleşmezseniz, boş verip görmezden gelirseniz ya da “Nasıl olsa görüşmüyorum,” diyerek üstünü örterseniz yalnızca bilinçaltına atmış olursunuz ve içinizde olumsuz bir duygu oluşur. Üstelik o kişi aynı yanlışı birden fazla kez tekrarladığında içinizde birikenleri dökmeye başlarsınız. Hâlbuki bu yüzleşmeyi onun ilk yanlış davranışında yapsanız içinizdekileri şifalandırmış olursunuz ve olumsuz duygu oluşmaz.

Asıl olan insanın içinde beslediği duygu ve düşüncenin ne olduğuna, kendisine bakmasıdır. Birçok insan kendisindeki olumsuzluklarla yüzleşmek istemez. Siz yüzleştirmeye kalktığınızda ise sizi suçlar. Örneğin “Öfkelisin” der, “Kızgınsın” der, “Kinci” der, “İçinde nefret birikmiş” der. Sizi bu şekilde suçlamasının nedeni, kendi gerçeklerini görmek istememesidir. Önemli olan sizin kendi duygularınızı ve düşüncelerinizi bilmenizdir.

İş yerinde size bir davranış yapıldığında ayıp olmasın, diye veya korktuğunuz için hemen o anda söylemezseniz size her gün yapılan o davranış işten soğumanıza ve etrafınızdaki bu kişilerle gülüp konuşsanız da onlara karşı içinizde kızgınlık biriktirmenize neden olur. Yapılan yanlışa göz yummanız daha sonra başka bir olayda patlama yaşamanıza neden olur. Üstelik kızgınlık ve öfkenin olduğu yerde sevgi olmadığı için işinizi severek yapmamaya başlarsınız. Mecburiyet duyarak çalıştığınızda da kazandığınız paranın bereketini göremezsiniz.

Aynı şekilde arkadaşınızın size yaptığı yanlış davranışı, o kırılmasın, diye veya sabırla beklediğiniz için söylemediğiniz hâlde o farkında olmadan aynı hataya devam ediyorsa bir noktadan sonra onunla yüzleşmeye başlarsınız. “Bu davranışın bende şu şu sebeple güvensizlik oluşturdu” ya da “Bana dürüst davranmadın” veya “Sende gerçek sevgiyi görmediğim için” diye yüzleşmelere başlarsınız. Tabii ki önemli olan bunu yaparken hiçbir insana hakaret etmemek, saygılı bir üslup kullanmaktır.

Bu yüzleşmeleri yaparken karşınızdaki kişi hiç hak etmediğiniz hâlde sizi öfkeli olmakla suçlarsa bir anda düşünürsünüz. “Ben öfkeli miyim yoksa şu ana kadar o kişinin yaptıklarına arkadaşlığımız bozulmasın diye mi göz yumdum veya merhametimden dolayı mı sustum, içimde biriktirdim. Artık ruhumun sıkıldığını görünce söylemek zorunda kaldım?” Bu sorulara vereceğiniz yanıt sizin farkındalığınız ile ilgilidir; kendinizi ne kadar tanıdığınız ve neyi niye yaptığınızı iyi bilmenizle ilgilidir.

Kendi yaşadıklarımdan örnekler vereyim. Bir arkadaşım, ablasıyla sorun yaşıyordu. Onunla tam olarak yüzleşmediği için de öfke duygusu vardı. Kendisine sorulduğunda bu duyguyu kabullenmiyordu fakat bir gün ben, ablasının annesine benzediğini söylediğimde hemen öfkelendiğini gördüm. Görüşmediği hâlde içinde öfke olduğu belliydi. Eğer öfkesi bitmiş olsaydı ben onun annesine benzediğini söylediğimde hiç tepki vermez ya da şunu söylerdi: “Tabii ki onun da annesi, bir şekilde andıracak.”

Duygularınızın bitip bitmediğini nasıl anlarsınız? Buradaki ince çizgiyi belirleyen insanlarla görüşmediğiniz dönemde ya da görüştüğünüzde içinizdeki duygulara ve düşüncelere bakıp kendi sorumluğunuzu alıp yüzleşmenizdir. Bu duyguları içinizde bitirmişseniz karşı taraf ile yüzleşme yaptığınızda onun size öfkeli, kinci veya buna benzer sözler söylemesi sizi etkilemez. Sizin için artık önemli değildir.

Aynı şekilde birisinden zarar görmüş olabilirsiniz. Ama siz o kişinin ismi geçtiğinde ya da onun iyi olduğunu duyduğunuzda veya o kişi hakkında hiçbir şey duymadığınız hâlde içinizden o olumsuz duygular geçiyorsa ya da onun kötü şeyler yaşadığını öğrendiğinizde içinizden sevinirseniz kendinizde şifalandırma yapmamışsınız demektir. O kişinin adı geçtiğinde sizi etkilenmiyor, olumsuzluk yaşamamış gibi olumlu duygular ve düşünceler taşıyorsanız artık şifalanmışsınız demektir. Önemli olan sizin kendinizi bilmenizdir.

Diyelim ki birlikte bir iş yaptığınız ortağınız size maddi ve manevi olarak zarar verdi. Doğal olarak üzülürsünüz. Bu üzüntü sonrası size zarar verdiği, ekmeğinizle oynadığı için öfke, kin, nefret duymak ve o kişinin de kötü duruma düşmesini istemek kendinizle ve onunla yüzleşmediğinizi gösterir. Bu yaşadıklarınızla ilgili olarak kendinizle ve eğer imkânınız varsa o kişi ile yüzleşmelisiniz. Aksi hâlde bu olayın içinizde yarattığı olumsuz duygularla hayat boyu yaşamak zorunda kalırsınız.

Geçmişte bana karşı yanlış davranışta bulunan arkadaşıma hiçbir şey söylemeyip sabretmeyi tercih ettim. Fakat sonra aynı hatayı devam ettirdiğini ve bana karşı samimi, dürüst olmadığını görünce yüzleştirmeye başladım. Bu sefer o kişi bana “Öfkelisin,” dedi. Bu söylediğinden etkilenmedim çünkü kendi içimi biliyordum. Amacım davranışının yanlış olduğunun farkına varıp hatasını kabul etmesini sağlamaktı. Ama o bunu yapmak istemedi. İddia ettiği gibi öfkeli miydim? Hayır. Kendimle baş başa kaldığımda içimden onun yaptıklarını düşünüp üzüldüğümde öfke duysam, kin beslesem, onun iyi olmasını istemesem haklı olabilirdi fakat bunların hiçbirini hissetmiyordum.

Size değersizlik yaşatan birisini hatasıyla yüzleştirdiğinizde yine sizi suçlar. Alınganlık gösterdiğinizden, kendinizle yüzleşmeniz gerektiğinden söz eder ama kendi sorumluğunu alıp hatasını görmez. Kendi farkındalığı ile kendini iyi tanıyan insan içindeki duygu ve düşünceleri iyi bilir.

Zaten ilişkilerde hem kendinizle hem karşınızdaki kişiyle yüzleşme yapmak yolunuza devam edebilmeniz için gereklidir. Ancak o zaman geçmiş defterler kapanır. Ama yüzleşme yapmazsanız geçmiş defterler hep açık olur, zaman zaman içinizden fışkırır. Sürekli size yapılan yanlış davranışı aklınıza ve kalbinize getirirsiniz. Üzülür ve size bunu yapan kişilere ne kadar inkâr ederseniz edin, olumsuz duygu ve düşünce duyarsınız. Unutmayın, en küçük bir kızgınlık bile olumsuz duygudur.

Kendinizde o dinginliği hissediyorsanız bu çok önemli!

Her şey gönlünüzce olsun!
Sevgi ve ışıkla kalın!..
Nurgül AYABAKAN
nurgul.ayabakan@gmail.com

 

Telif Hakkı©2021 Sevginin Işığı “Şifa”. Tüm Hakları Saklıdır.
Bu yazıyı tümü olmak şartıyla, değiştirilmeden, bedava olarak ve bu telif hakkı uyarısı ve internet bağlantısı (https://sevginin-isigi-sifa.com/) ile birlikte kopyalamaya ve dağıtmaya izin verilmiştir.
 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir