BİLİNÇALTI KORKULAR DÜRÜSTLÜKTEN UZAK TUTAR

Sevgili okuyucularım 4 Ocak 2022 tarihinde “Açık ve Net Konuşmak Dürüstlüktür” başlığı altında yazdığım yazıda zamanı gelince bilinçaltındaki korkuların etkilerini yazacağımı belirtmiştim. İşte o zaman, geldi.

Birçok insan bilinçaltındaki korkularından dolayı dürüst davranışta bulunmaz. Daha doğrusu samimi davranmaz. Bu, yaşadığımız hayatın içinde çok karşılaştığımız bir durumdur; iş yerinde, evde, arkadaşlıkta, evlilikte vb.

Bilinçaltındaki korku öyle bir şey ki insana istemeyerek de olsa yalan söyletip dürüstlükten uzaklaştırır. Üstelik insan bunu korkudan yaptığını bilir.

Mevki, makam, ekonomik güç, köken ve inanış fark etmeksizin insanın insana ihtiyacı her zaman vardır. Aslında bir bütünün parçaları olduğumuzu düşünürsek bitki, hayvan dâhil doğadaki her canlının birbirine ihtiyacı olduğunu görürüz. Ama bu ihtiyaçların varlığı bizi dürüstlükten uzaklaştırmamalı.

İletişimde bulunduğumuz insanlara her daim açık olmak gerekiyor. Dürüst olmayı engelleyen, bizi özümüzden uzaklaştıran korkularımızın kaynağını bulup onu şifalandırmalıyız.

Örneğin insanlar çalıştıkları iş yerinde veya kendi işlerinde para kazanırken çaresizlikten dolayı yalana başvurabilir. Dürüstçe söylese belki işinden olacak, para kazanamayacak, evini geçindiremeyecek veya iş yerini kapatmak zorunda kalacak. Bunları yaptıran para ile ilgili; para kazanamamak, parasız kalmak gibi bilinçaltında yer etmiş korkulardır.

İnsanız; zaman zaman maddi veya manevi çaresizlikler yaşayabiliriz. Bu çaresizlik anında bile dürüst olmak gerekir. Çaresiz olduğumuzda bunu karşı tarafa açık olarak belirtirsek o zaten anlar. Ama anlamazsa da dürüstlükten vazgeçmemeli çünkü o kişiden yardım gelmese bile başka birinden mutlaka gelir. Çünkü ister evren deyin ister Allah, zaten sizin verdiğiniz enerji ile size o anda o yolun kapısını açar. Önemli olan sizin farkındalığa sahip olup yalan söylemeden açık olarak ihtiyacınızı söylemenizdir.

Bu konuyu yaşanmış örneklerle açmak isterim.

Maddi bakımdan çaresiz kalmış insan sizden geri ödemek üzere borç para ister, siz ihtiyacını görsün diye verirsiniz. Borcu alırken belli bir tarihte, örneğin bir hafta sonra ya da emekli maaşını alınca ödeyeceğini, üstelik söz verdiği tarihteki değeriyle geri ödeyeceğini söyler. Aslında sözünü tutamayacağını kendisi de bilir. Bunu yapmak yerine dürüstçe “Bu paraya ihtiyacım var ama ne zaman geri ödeyebileceğimi bilmiyorum” veya “Gücüm olduğunda ödeyeceğim,” dese siz belki vermeyeceksiniz. Verseniz bile onun istediği değil de bütçeniz ölçüsünde olacak ve o miktar da o kişinin işini görmeyecek. İşte burada o kişiyi dürüst davranmaktan alıkoyan bilinçaltındaki çaresizlik korkusudur. Sonra siz borcunu ödemesini istediğinizde ya inkâr eder ya ödeyecek gücü olmadığını söyler ya da söz verdiği değerinde ödemek yerine kendisini belirlediği kadarını öder. Oysa korkusunun farkında olup dönüştürse ve dürüst davranmış olsa siz vermeseniz bile evren ona başka yerden istediğini getirecektir.

Benzer durumla manevi destek konusunda da karşılaşabilirsiniz. Diyelim ki uzun süredir görüşmediğiniz bir arkadaşınız var. İncir çekirdeğini doldurmayan bir sebeple örneğin 3 ya da 5 yıl sizinle görüşmemiş, bu süre içinde siz birkaç kez ona doğru adım attığınız hâlde bir karşılık vermemiş. Bir bakarsınız manevi desteğe ihtiyacı olduğunda sizden o desteği ister. Üstelik de sizi koşulsuz sevdiğinden söz eder. Fakat siz, sevgiden değil ihtiyaçtan size geldiğini hissedersiniz. Çünkü koşulsuz sevgi olsa bunun için siz adım attığınız hâlde 3 veya 5 sene beklemez. Aslında yapmaya çalıştığı çaresizliğini sevgi sözleri ile örtmektir. Çünkü o anda istediği manevi desteği alamama korkusu vardır. Bu korku onu dürüstlükten uzaklaştırmıştır. Koşulsuz sevgiden bahsedip o kelimenin hakkını vermemek de ayrı bir dürüst olmama biçimidir. Ağzımızdan çıkan her bir kelimenin hakkını vermek gerekir. Sözlerimizle davranışlarımızın tutarlı olması gerekir. Bir başka örnek 40 senelik arkadaşı için kötü enerjisi ve kıskançlığında dolayı görüşmediğini bir başkasına dile getiriyor. Aynı zamanda o 40 senelik arkadaşını bir başkası ile buluştuğu zaman kendisinde gelmek istiyor ve onun çok sevdiğini söylüyor. Peki hem zarar verdiğini söylüyor hem de çok sevdiğini söylüyor. Bu zarar verdiğini yüzleşme yapıp yüzüne söyleyemediği için bu da kendisini cesaretsiz ve onu tamamen kaybedeceği için arkadan konuşup yüzüne gülen oluyor. Korkular insanı açık ve net konuşmak yerine sinsi davranışta bulunmaya açar. Cesaret her zaman dürüst olup açık ve net olarak insanların yüzüne söyler.

Aynı şekilde arkadaşlıklarda ve özel ilişkilerde bilinçaltındaki yalnız kalma, terk edilme ve kaybetme korkusuyla yalana başvurulur. Bu korkuya sahip insanlar dürüst ve samimi davranamaz. Ya sevmediği hâlde sevdiğini söyler ya içinden gelmediği hâlde sürekli kendinden fedakârlık yapar ya da kendisine uygun gelmeyen söz ve davranışlar karşısında kendi doğrularını savunamaz, kendisine yapılan yanlışları dile getiremez. Oysa korkularının nedenini fark etse ve dönüştürse bunlara katlanmak zorunda kalmaz.

İnsan kendi korkuları yüzünden karşı tarafa açık davranmıyor. Örneğin telefonla arayıp buluşmak isteyen arkadaşına dürüst davranıp konuşmak veya buluşmak istemediğini söylemek yerine bir bahane uyduran insanı buna iten korkularıdır. Bilinçaltında yatan yanlış anlaşılma veya reddedilme korkusu onu yalana yöneltmiştir.

Bir de sürekli başkalarından sevgi bekleyen, her isteğini yerine getirmek için abartılı çaba harcayan, her şeye “evet” diyen ve asla “hayır” diyemeyenler var. Onların temel korkusu da sevilmemek korkusudur.

İşinde başarısızlık korkusu insanı sürekli başkalarını suçlamaya iter. Kendisiyle yüzleşemeyen insan, dürüst olmayan biçimde başarısızlıklarını yükleyeceği bir kurban arar. 

Aile içi ilişkilerde de korkular insanın davranışlarına yön verir. Sevdiklerini kaybetme korkusuyla veya aile tarafından sevilmek için her isteklerine “evet” diyenler, “başkası ne söyler” korkusu ile kendinden çok fedarkârlık yapanlar ya da onaylanmamak korkusu yüzünden istemediği şeyleri yapmak zorunda kalanlar, gelecek korkusu veya parasız kalmak korkusuyla miras paylaşımında dürüstlükten uzaklaşanlar… Bunların hepsi insanı özünden uzaklaştıran, sözlerinde ve davranışlarında dürüst olmalarını engelleyen bilinçaltı korkulardır.

Kimi zaman da arkadaşlığınızdan faydalanmak için sizi sevdiğini söyleyen insanlarla karşılaşırsınız. Ama bir bakarsınız ki paylaşımlar tek taraflıdır, o arkadaşlık sadece karşınızdakinin kendi menfaati doğrultusunda yürüyor. Sizin korkunuz yoksa hemen bitirirsiniz. Karşı taraf ise sizi kaybetmemek için dürüst, açık ve samimi davranışta bulunmaz.

Kendimle ilgili de örnek vereyim. Şifa ve enerji çalışmalarıyla ilgili rehberlik verirken zaman zaman insanların ne amaçla geldiklerini açık ve samimi şekilde dile getirmediklerini gördüm. Bir bakıyorsunuz sizinle aynı eğitimleri alan ama o yetenekleri olmayan kişiler bu konularda başarısız olmamak, onay almak ya da kendisini kanıtlamak için sürekli size “Bende bu var”, “Ben şunu yaptım”, “Ben de hissediyorum” diyor. Ya da sizden rehberlik alır “Bana öyle gelmiştir, bende hissetmiştim”. O zaman öyle geliyorsa gelip niye soruyorsun. Aslında kendi başarısızlığını kabul etmemek ve yetersizlik korkusunu görmemek ve kabul etmemek için sürekli sizi ya aşağı çekerler ya da yaptığınız işi, emeği değersizleştirir, hiçe sayarlar.

İşte bu korkular insanı özünden uzaklaştırıp maske takmaya zorlar. Bu da insan ilişkilerinin en büyük sorunu olan iletişimde açık ve samimi olamamayı getirir. Korkular, sevgiyi içi boş bir kavram hâline getirir. Eğer bilinçaltındaki korkular dönüştürülürse o zaman gerçek sevgi ortaya çıkar. Yapılan davranışların, eylemlerin, söylenen sözlerin altında yatanın korkular mı yoksa sevgi mi olduğu anlaşılır.

İnsanın en büyük gelişimi kendine yaptığı yolculuk ve bu yolculukla ulaştığı sonuçtur.

Korkuların dönüşümü de bir insanın kendisine yaptığın en büyük yatırımdır ve bu yatırımın getirisi özgürce sevgiyi yaşamaktır.

Her şey gönlünüzce olsun!
Sevgi ve ışıkla kalın!..
Nurgül AYABAKAN
nurgul.ayabakan@gmail.com
Telif Hakkı©2021 Sevginin Işığı “Şifa”. Tüm Hakları Saklıdır.
Bu yazıyı tümü olmak şartıyla, değiştirilmeden, bedava olarak ve bu telif hakkı uyarısı ve internet bağlantısı (https://sevginin-isigi-sifa.com/) ile birlikte kopyalamaya ve dağıtmaya izin verilmiştir.
 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir