BEKLENTİ İLE NEZAKET ARASINDAKİ FARK (2)

Sevgili okuyucularım, 6 Aralık Salı günü nezaket ve beklenti konusunu ele almış, bugün aynı konuya devam edeceğimizi belirtmiştim. Bir önceki yazının sonunda nezaket, bencillik yapmamak, kurnazlık yapmamak, anlayışsız olmamak, küçük menfaatlerin peşinden koşmamak demektir, demiştim. Gelin bugün de “Beklenti ve nezaket deyince ne anlıyorsunuz?” sorusuna birlikte yanıt bulmaya devam edelim.

Nezaket sadece davranışlarla değil o davranışları şekillendiren ruhsal donanımla ilgilidir. Bu ruhsal donanım da ne parayla ne de sosyal statüyle ilgilidir. İnsanların sosyal statüsü ne olursa olsun onlara kendilerini değerli hissettirmek, nazik davranmak önemlidir. Çoğu insan sosyal statüye göre nazik davranıyor yani kendini farklı gösteriyor. Özellikle sosyal medya mecralarında buna sıkça rastlamak mümkün. Oradaki paylaşımlara yapılan yorumlarda kendini nazik, kibar gösteren ama birebir yaşadığınızda çok farklı olduğunu görebileceğiniz çok insan var.

Bir insanın ne kadar nazik olduğunu anlamanız için öyle büyük hareketlere gerek yoktur. Günlük yaşantının içinde çok küçük, sıradan gibi görünen davranışlar, kişinin nazik olup olmadığına karar vermek için yeterlidir. Örneğin, bir arkadaşınız, bir müşteriniz veya tanımadığınız bir kişi ile telefon görüşmenizi bitirirken “İyi günler.” ya da “İyi akşamlar.” dersiniz. İşte bu bir nezaket kuralıdır. Bu, karşınızdaki kişinin bir beklentisi midir? Hayır. Sizin nasıl nazik bir ruhunuz olduğunu gösterir. Bu yüzden aslına bakarsanız “nezaket kuralı” demek de doğru değildir çünkü dediğim gibi bu ruhunuzla ilgilidir.

Özellikle bencil insanlar bir şey istediklerinde karşıdaki insanın durumunu hiç düşünmezler. Örneğin telefonla aradıklarında veya mesaj gönderirken “Nasılsın?” demenden kendi ihtiyaçlarını dile getirir ve isterler. Onlara bu davranışın yanlışlığını söylediğinizde “Beklenti içindesin.” diye eleştirirler. Oysa bu beklenti değil nezaket gereğidir. Aradıkları veya mesaj yazdıkları kişi o anda belki müsait değildir. Belki bir sorun yaşıyordur, ruhsal durumu iyi değildir. Karşıdaki kişinim hâlini hatırını sorarak iletişime başlamak bir görgüdür. Birine maddi veya manevi bir karşılık umuduyla yardım eden kişinin tutumunu beklenti olarak değerlendirebiliriz ama hâl hatır sormadan kendi ihtiyacını dile getirmek nazik bir davranış olmadığı gibi dürüstçe de değildir.

Apartman görevlisi görevi gereği size hizmet ediyor, belli saatlerde siparişlerinizi getiriyor. Alırken teşekkür etmeniz, “Ellerine sağlık.” demeniz, sizin ruhunuzdaki nezaketi gösterir. “Onu görevi, getirmek.” diyorsanız, ruhunuzda nezaket yok demektir. O sizden teşekkür beklemiyor zaten, görevini yapıyor; burada beklentiyi ayırt etmek gerekli. Aynı şekilde örneğin evinizde arızalanan bir musluk ya da bozulan buzdolabını onaran servis görevlisine sırf parasını ödediniz diye teşekkür etme gereği duymuyorsanız yine ruhunuzda nezaket olmadığını kabul etmelisiniz.

Mark Twain’in dediği gibi, “Nezaket öyle bir dildir ki onu sağır olan da duyar, kör olan da görür.”

Bazı insanlar önemsemediği ve değer vermediği için nezaket kurallarını bilmez. Üstelik bu gibi insanlar hayatlarında her şeyin güzel olmasını isterler. Önce sen ne veriyorsun ki hayata, hayat da sana versin. Aslında insanlar birbirlerine nazik davrandıklarında dünya aydınlanmaya gider. Çünkü sadece nezaket gösterilen o insan mutlu olmuyor, nazik insan o anda o enerjiyi bütün dünyaya yaymış oluyor ki bu da dünyanın mutlu olmasını sağlıyor.

Bazı insanlar da kaba davranışlarını, “Nasıl olsa benim içimi biliyor.” cümlesinin arkasına sığınarak maskeliyor. Ben de o insanlara şunu soruyorum: “Niye farklı sosyal statüye sahip insanlara ya da kendi işinin görülmesini istediğinde nazik davranıyorsun?” Yanıt, tahmin edeceğiniz gibi sessizlik oluyor tabii.

İnsan öfkelenmiş olabilir, kızgın olabilir ama hakaret dolu yazılar yazması, telefonu bir insanın suratına kapatması, hiçbir suçu yokken evinden bir insanı kovması, işine göre nezaketli davranması ruhunun nezaketten yoksun olduğunu gösterir. Asıl en acı yanı, sevgiden yoksun olduğunu gösterir, aynı zamanda değerden.

Bazı insanlar da nazik olmayan konuşmaları öylesine kabullenmişlerdir ki karşı çıktığınızda sizi şekilcilikle suçlarlar. Şekilcilik ile nezaketi karıştırır aradaki ince çizgiyi ayırt edemezler. (Şekilcilik konusunda da ayrı bir yazı yazacağım zamanı geldiğinde.) O zaman, nazik olmak şekilciliktir diye herkes birbiriyle konuşurken argo kelimeler havada uçuşsun, kaba davransın. Kimileri de kendilerine nezaketsizlik yapıldığında kabul etmezler ama size olan kaba davranışlarını eleştirdiğinizde şekilcilikle suçlarlar.

Nezakette kabalığa, küstahlığa, kendini üstün görüp karşıyı küçümsemeye yer yoktur. Nazik olmak için üstünde pahalı kıyafetlerle dünyayı gezip görmek ya da zengin, gelişmiş ülkelerde yaşamak gerekmez. Ruhunda nezaket olmayan, onu hiçbir insana veremez ya da kendi menfaatine göre verir. Ancak kendinde bunun olmadığının farkına varıp kendini değişime açarsa ruh gelişmeye başlar.

Kendi işini yaptırmak için nazik davran bir insanın işi bittiğinde ya da işini yapmadığınızda birden nasıl da kibarlıktan yoksun birine dönüştüğüne çok şahit oldum. Böyle kişiler toplumu, yaşadığı mekânı ve ülkeyi suçlarlar ama kendilerinin ne yaptığının farkında değildirler.

Dalai Lama der ki “Bu dünyaya geliş amacımız dünyayı iyileştirmektir.” Bunu başaramasak bile en azından dünyayı ve insanları “incitmeme” konusunda bizi uyarır. Dalai Lama, insanları incitmemenin, dünyaya zarar vermemenin en basit yolunun, her gün tekrarladığımız davranışlarımıza daha fazla nezaket katmak olduğunu söyler.

İnsanların en büyük yanılgıları öğretim görmüş insanların, zengin olanların, iyi yerlerde oturanların nezaketli olduklarını düşünmeleridir. Hâlbuki insan ancak o kişi ile birebir yaşayarak anlar nazik olup olmadığını.

Unutmayın ki karşınızdaki insanlara dürüst davranmak bir nezaket kuralıdır.

Her şey gönlünüzce olsun!
Sevgi ve ışıkla kalın!..
Nurgül AYABAKAN
nurgul.ayabakan@gmail.com
Telif Hakkı©2021 Sevginin Işığı “Şifa”. Tüm Hakları Saklıdır.
Bu yazıyı tümü olmak şartıyla, değiştirilmeden, bedava olarak ve bu telif hakkı uyarısı ve internet bağlantısı (https://sevginin-isigi-sifa.com/) ile birlikte kopyalamaya ve dağıtmaya izin verilmiştir.
 

2 yorum “BEKLENTİ İLE NEZAKET ARASINDAKİ FARK (2)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir