“ZİHNİ AÇMAK VE İYİ BİR KALP YARATMAK”

Sevgili okuyucularım, okuduğum kitapları sizlerle her ay paylaşacağımı söylemiştim. Ancak mart ayında bazı yazılarım uzun olduğundan ikiye bölmek zorunda kaldığım için bunu yapamamıştım. Bu ay kitap paylaşımlarıma başlıyorum.

Okuduğumuz her kitap bize bir şeyler öğretir. İçindeki her bilgi bize uygun gelmeyebilir,  yazarının düşüncesine ve fikrine katılmayabiliriz. Ama o okuduklarımız kendi fikirlerimizi, düşüncelerimizi olgunlaştırmamızı sağlar. Ayrıca kitaplar hakkında “Bu bana ne katacak?” diye önyargılı davranmamanızı, “Ben bunu sevmiyorum,” deyip geçmemenizi de öneririm. Okumasanız bile o kitabı araştırmak, yazarı hakkında bilgi edinmek, ne tür kitaplar yazdığını bilmek; içeriği hakkında fikir sahibi olmak bile bir şeyler öğretir. Bugün paylaşacağım Dalai Lama’nın “Zihni Açmak ve İyi Bir Kalp Yaratmak” adlı kitabını birçoğunuz okumuş olabilirsiniz.

İyi bir kalp yaratmak, “Gerçekten öyle iyi bir kalbim var ki” demekle olmuyor. Kime sorsanız, iyi kalpli bir insan olduğunu söyler. Ama neye göre iyi kalplidirler bunu söyleyenler? Egolarının esiri olmuş insanların kalbi nasıl iyi olabilir? Yüzüne söylemeyip arkasından konuşanın nasıl iyi bir kalbi olsun? Emeğe saygısızlık eden; hakkı olmadığı hâlde başkasının hakkını yiyen; başarılı ve iyi durumdakileri kıskanan; insan ayrımı yapan; bencil davranan… Böyle insanların nasıl iyi bir kalbi olsun? Buna benzer çok örnek verebilirim. İyi kalpli olmak için insanın önce gerçekten kendine çok dürüst olması ve kendini çok iyi tanıması gereklidir.  Egolar devreye girince iyi kalpli olma olasılığı azalıyor.

Aşağıda “Zihni Açmak ve İyi Bir Kalp Yaratmak” kitabından kısa bir bölümü bulacaksınız. Şifa olsun.

“Bu dünyanın tüm sorunları

Kendi için mutluluğu arzulamaktan gelir,

Tüm sevinçleri de

Başkalarının mutluluğunu istemekten.

Başka ne denebilir?

Sıradan varlıklar kendi yararlarına çalışır,

Budalar başkalarının yararına.

Aradaki farkı görüyor musun?   

İyi kalpliliği geliştirebilirsek kendimiz mutlu olduğumuz gibi diğer canlılar da rahatlığın, huzurun ve mutluluğun güzelliğini yaşar. Zengin bir sofra yerine sade bir yemeğimiz olur, ama onu zevk alarak yeriz. Güçlüklerle karşılaştığımız zaman başkalarına itimat edecek ve onlardan yardım isteyecek kadar güvenli hissederiz. Oysa tam tersine, bencil ve kıskanç olursak, başkalarıyla rekabete girersek, onları aldatır ve zarar vermeyi düşünürsek -aynı evde yaşasak bile- hep bir güvensizlik ve kuşku ortamında kalırız. Öyle bir evde veya mahallede gerçek huzur ve rahatlığı hatta can güvenliğini bile bulamayız.

İyi kalpli, kibar olur ve başkalarının iyiliğine daima öncelik verirsek bu, gerek kısa gerek uzun vadede hem kendimize hem de toplumun geneline fayda sağlar. Oysa tersini yapıp bencil bir bakış açısı geliştirirsek, değil her şeyi bilme hâli, kısa vadede bile mutluluğu elde edemeyiz. Dolayısıyla hepimiz başkalarına karşı iyi kalpliliği geliştirmek ve bencilce dürtülerden vazgeçmek için elimizden geleni yapmalıyız. Bugün iyi kalpliliğimizi nasıl geliştirdiysek, günlük yaşamlarımızda da öylece iyi yürekli olmalıyız. Başkalarına bir faydamız olmuyorsa hiç olmazsa zarar vermeyelim.”

Her şey gönlünüzce olsun!
Sevgi ve ışıkla kalın!..
Nurgül AYABAKAN
nurgul.ayabakan@gmail.com
Telif Hakkı©2021 Sevginin Işığı “Şifa”. Tüm Hakları Saklıdır.
Bu yazıyı tümü olmak şartıyla, değiştirilmeden, bedava olarak ve bu telif hakkı uyarısı ve internet bağlantısı (https://sevginin-isigi-sifa.com/) ile birlikte kopyalamaya ve dağıtmaya izin verilmiştir.
 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir