“İSTEKTEN ARINMIŞ RUH GİZLİ OLANI GÖRÜR. HEP İSTEYEN RUH İSE YALNIZCA İSTEDİĞİNİ.”

 Arzular, istekler, tutkular… Her şey gibi bu duyguların da azı karar, çoğu zarardır. Belki de bir nevi yoldan çıkarış olan bu duygular ne kadar yoğunlaşırsa bizler de hayata karşı o kadar körleşiyoruz. Hayatın bize sunduğu tüm potansiyeller bir anda sis bulutunun içinde kayboluyor, silikleşiyor. Onların farkına varmamız, yaşamımızın bir parçası haline getirmeden yaşamamız gitgide imkansızlaşıyor.

Kaçımız o çok istediği terfi yüzünde ailesi ile olan güzel bir anı kaçırdı… Kaçımız deli gibi tüketim çılgınlığında kendini kaybetmiş varını yoğunu mala mülke harcarken yanı başındaki asıl ihtiyaç sahibini görmezden geldi, hatta fark etmedi bile… Daha yakışıklı, daha zengin, daha güzel, daha hamarat derken gerçek aşk gözlerden kaçtı. İçinizdeki potansiyel yaratıcılığa sarılmak varken doyumsuzluğun girdabında kaybolup sevmediğiniz, ruhunuzu, bedeninizi adeta hapiste hissettiren işlerde yıllarınızı harcadınız…

Buda’nın, “Gökten altın yağsa insanın arzuları doyurulmaz. İsteğin küçük bir zevk verdiğini ve aslında acıya neden olduğunu bilen kişi, bilge kişidir.” sözünde de anlatılan insanı ele geçirmeye başlar. Doyumsuzluk denizinde gitgide boğulmaya, bu girdabın içinde doğaldan uzaklaşmaya başlarız. Oysa sadece deneyimlemeyi seçen, kendi varlığının ve değerinin farkına varmış, özü ile barışık ruh aslen anda bulunmanın farkında olan ve akışta olmayı seçendir. Hayatın sihirli bütünlüğü bu insanın ruhuna akar. Hayata karşı, doyumsuzluğun pençesinde verdiğimiz bu savaş bizleri aynı zamanda özümüzden, kendi potansiyelimizden de uzaklaştırırken sadece olmayı deneyimlemiş ruh doğa ile senkronize bir şekilde hayatı idame ettirir.

Lao Tzu’nun belki de doğa ile uyumu savunması, ruhlarımızın az ve öz ile yetinmeyi bilmesi gerektiği gerçeğini birçok öğretisinde dile getirmesi geleceği öngörmüş olmasından kaynaklıyor olabilir. Bizlerin her türlü tüketim çılgınlığına karşılık, hiçbir canlı ihtiyacından fazlasını ne arzular ne de tüketir. Doğaya baktığımızda tok bir aslan bir ceylanı avlayayım ve daha sonra acıkınca yerim demez, durduk yere hiçbir kunduz bir yuva daha yapmam lazım diyerek ihtiyacından fazla ağacı kesmez. Her şey kendi doğasında ihtiyacı olan kadarının tüketir, daha fazlasını arzulamaz, doğanın müthiş uyumu ve dengesini sadece deneyimlerler. İşte bu tüm arzu ve isteklerinden arınmış bir ruh kendi potansiyelinin de açığa aslında herkese bahsedilmiş sihrine tanık olur.
Lao TZU

Her şey gönlünüzce olsun!
Sevgi ve ışıkla kalın!..
Nurgül AYABAKAN
nurgul.ayabakan@gmail.com
Telif Hakkı©2021 Sevginin Işığı “Şifa”. Tüm Hakları Saklıdır.
Bu yazıyı tümü olmak şartıyla, değiştirilmeden, bedava olarak ve bu telif hakkı uyarısı ve internet bağlantısı (https://sevginin-isigi-sifa.com/) ile birlikte kopyalamaya ve dağıtmaya izin verilmiştir.
 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir